Şu on beş gündür yaşadıklarımıza bakın. Gündem yapıcılar baş örtüsünü konuşuyor. Bülent Ersoy’un yakışıksız sözlerini konuşuyor, kamuoyunun beklentisinden önce çekilen birliklerimizi konuşuyor.
Bu arada baş örtüsü kanununu on gün bekleten Cumhurbaşkanı hukukçuların hiç de gönlüne oturmamış Vakıflar Kanunu’nu ikinci günde onaylıyor, kimseden ses yok.
301 Meclis’e geliyor fikir birliğine varılmışçasına kimse ağzına bile almıyor. Başbakan ulusa sesleniş konuşmasında ekonominin çok iyi olduğundan bahsediyor.
“Ulusa sesleniş” konuşmasından önce Koç grubu beş milyar dolar açığından dolayı Migros satışını açıklıyor.
Bu açıklamadan önce başbakanın ekonominin iyiliğine verdiği örnek, berberinin müşterilerinin çok olmasıdır. Ne ciddi iktisat yorumu değil mi?
Asker eksi bilmem kaç derecede dünyanın en zor bölgelerinde operasyon yapıyor.
Aynı anda kaçakçılıktan sabıkalı olduğu yazılıp söylenen bir gruba TEKEL satılıyor. Bir yandan terör örgütüyle mücadelede trilyonlar harcıyoruz, öbür taraftan sigara kaçakçılığından sabıkalı bilinen bir gruba cumhuriyetin alın teri olan TEKEL’i pazarlıyoruz. Madem TEKEL’i satacaktınız tütün ekicileriyle uzun zamandır TEKEL mamullerini pazarlayan esnaf şirketlerinin önünü açsaydınız, TEKEL işçisini de bu konsorsuyuma ortak etseydiniz. Gerekirse kredi desteği sağlasaydınız. Hiç olmazsa dünya piyasalarında stratejik mal statüsünde olan TEKEL emin ellerde olurdu.
Terör örgütünün en büyük finans desteğini kaçak sigara satışlarından sağladığını da sağır sultan biliyor.
Böyle skandal olur mu?
Ne günahı var sınır ötesinde şehit olan çocuklarımızın. Allah’tan korkun, onlarca şehidimiz gelirken Ankara Belediyesinin bir şirketinin şirket genel müdürünün milyonlarca doları sevgililerine nasıl paylaştırdığı gazete sütunlarına manşet oluyor.
Sayın Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’in tek açıklaması var. Genel müdürünün aileden varlıklı olması!
Genel müdürlük yapan zatı muhteremin de daha önce suiistimallerden bir sürü sabıkası varmış. Enerji Bakanlığı’ndaki patlayan yolsuzluklar da işin cabası, Başbakandan tıs yok. Hem bakanlıklarda hem de belediye bürokratları suçüstü olmuşlar, başbakan hortumları kestiğinden bahsediyor, herhalde kesilen hortumlar kendi bahçelerine akmayanlar.
Böyle olaylarla bunlar muhalefetteyken karşılaşsalardı, kıyameti koparırlardı. İSKİ rezaletini ağızlarına dolayarak İstanbul Belediyesi’ni alanların rezillikleri İSKİ’den bin beter. Değişen hiçbir şey olmadı, sadece sekreterlerin başı örtülü o kadar! Bu iktidarın en büyük özelliği gündemi bulandırmayı çok güzel beceriyor olmasıdır. Yoksa yolsuzluk oranında hiçbir değişiklik yok.
Allah Türk milletinin yar ve yardımcısı olsun.
Bizim de duadan başka yapacak hiçbir gücümüz yok.
Ne yazık ki!...
