Türkiye Yüzyılı ve yeni anayasa -Kerim Yılmaz

Türkiye Yüzyılı ve yeni anayasa -Kerim Yılmaz

Halk hayal tacirliğinden de sıkıldı artık. İş ve aş derdine düşmüş vaziyette sandığı bekliyor...

Geçen hafta açıklanan adeta AKP seçim bildirgesi niteliğindeki müthiş vizyonda, yeni bir şey yoktu. Yirmi yıllık iktidar yaptıklarını anlatıp araya hep söyleyip bir türlü yapamadığı ''kanalistanbul''u sıkıştırdı. Yine yeniden yeni bir anayasa tartışması başlattı. 

Ekonominin bilinçli biçimde çökertildiği, insanların sürekli ayrıştırılıp toplumun kutuplaştırıldığı, özgürlüğün kısıtlanıp sansürle korku salındığı bu zamanda; Cumhur bileşenlerinden çoğulcu, katılımcı ve demokratik bir anayasa yapmasını beklemek zor değil imkansız.

Öyleyse neden geldi gündeme?  

Tümüyle çözülmüş başörtüsü meselesinin gereksiz polemiğinden pası alan iktidar, anayasa''nın "gizlenmiş amaçlar" için değiştirme tartışmalarıyla sandığa kadar halkın canını yakan hayat pahalılığını perdeleme peşinde. 

Anayasa ve yasaların açık hükümlerini ihlal eden iktidarın elini kolunu bağlayan ne var?  Ya da anayasanın hangi sınırlayıcı hükmüyle neyi yapamadı bugüne kadar? Her seçime farklı usul ve yasalarla girdi. Nisan-2017 referandumunda 298 s.yasaya açıkça aykırı biçimde mühürsüz oy ve zarfları geçerli sayan bir Yüksek Seçim Kurulu ile rejimi değiştirdi. Anayasaya bağlı kalma yeminine rağmen bu kanunsuzluğu ''''atı alan Üsküdar''ı geçti'''' sözüyle izah eden bir zihniyet asla demokratik bir anayasa yapamaz.  

Yirmi yıllık iktidarının sonunda; ‘Türkiye Demokrasi Endeksi’nde 167 ülke arasında 104’üncü, Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 139 ülke arasında 117’inci, Basın Özgürlüğü Endeksinde 180 ülke arasında 149’uncu, Yolsuzluk Algı Endeksi’nde 38 puanla 96’ıncı sırada yer alıyor.  

Gerçek Türkiye böyle iken ve buraya iktidar getirmişken katılımcı çoğulcu anayasa iddiası tam bir aldatmaca. Çıkardığı tüm yargı paketlerinden sonra adaletsizlik artan, yaptığı yasalarla özgürlüğü kısıtlayarak toplumu boğan bir zihniyete inanacak az sayıda insan anayasa yapmaya yetmez. O yüzden kağıt üzerinde güzel olan manifestonun çok ciddi bir inandırıcılık sorunu var. Anadolu''da halk ''''eyi diyon da şimdiye kadar niye yapmadın, elini tutan mı var'''' diye sorar. 

Tıpkı yeri belli olmayan konutların satışı, hiçbir şeyi yerli olmayan arabanın lansmanı gibi birkaç gün konuşulur biter. Halk hayal tacirliğinden de sıkıldı artık. İş ve aş derdine düşmüş vaziyette sandığı bekliyor. Ülkemizin ihtiyacı ne yeni anayasa ne de vizyon belgesi. Umudunu artıracak yeni bir yönetici kadrosu ile yarınlarda iyi olacağına dair ikna edici sözler.