DW Türkçe'den Seda Sezer Bilen ile Aslı Işık'ın özel haberine göre, Washington'da Uluslararası Para Fonu (IMF) bünyesinde bir ekip oluşturularak Türkiye'nin IMF'nin kapısını çalması ihtimali nedeniyle tedbir amaçlı bir senaryo üzerinde çalışılmaya başlandı.
IMF yetkilileriyle temas halinde olan konuya yakın bir kaynak, 'TL’deki devalüasyonun çok dramatik durumda olduğuna' dikkat çekerek şunları söyledi:
"IMF içinde Türkiye’nin hızlı bir sermaye kaçışıyla karşılaşabileceği ihtimali karşısında bir acil durum grubu oluşturuldu."
Türkiye ekonomisindeki kırılganlıklar nedeniyle seçim sonrası siyasi riskleri de hesaba katan IMF’nin, ikili bir senaryoya hazırlık yaptığı ileri sürüldü.
İddiaya göre 24 Haziran seçimlerinin ardından doğacak herhangi bir siyasi tablonun, borç ödeme krizini tetikleyebileceği senaryoları üzerinde çalışıyor.
IMF'ye yakın kaynaklar, IMF’nin seçimden sonra mali disipline dönülüp dönülmeyeceği, kamu harcamalarında önlem alınıp alınmayacağı, Merkez Bankası'nın bağımsızlığı ve olası faiz arttırımı, yılın 2. yarısında ekonomide küçülme beklentileri ve bankaların durumu gibi birçok başlığı tek tek incelediğini aktardı.
IMF SÖZCÜSÜ: SÜREKLİ EKİBİMİZ VAR
Konuya ilişkin soruları cevaplayan IMF sözcüsü şu açıklamalarda bulundu:
''Bütün ülkelerde olduğu gibi, Türkiye üzerinde çalışan sürekli bir ekibimiz var ve gözetim sürecimizin bir parçası olarak yetkililerle düzenli temas halindeyiz. Türkiye hakkındaki görüşlerimiz, son yayınlanan 4. Madde Raporu'na yansıtılmıştır. Türk yetkililerden mali yardım talebi niyetinde olduklarını belirten herhangi bir bildirim almadık.''
4. Madde Değerlendirme Raporu’nda Türkiye ekonomisinin aşırı ısınma sinyalleri verdiği, para politikasının çok gevşek ve güvenilirliğinin düşük olduğu vurgulanmıştı.
'FAİZ ARTIRIMINDAN MEMNUNUZ'
IMF sözcüsü, TCMB’nin faiz arttırımıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
''Son dönemde para politikasını sıkılaştırmaya yönelik tedbirlerin açıklanmasını memnuniyetle karşılıyoruz ve yetkilileri ihtiyatlı olmaları konusunda destekliyoruz. Politikalar, doğru zamanlamayla, makroekonomik istikrarın desteklenmesini ve dengesizliklerin azaltılmasını amaçlamaya devam etmelidir.''