Türkiye Yelken Federasyonu Başkan Adayı Belli: Bir üssün kuruluşunu sağlayacağız

Türkiye Yelken Federasyonu Başkan Adayı Belli: Bir üssün kuruluşunu sağlayacağız

Türkiye Yelken Federasyonu, 25 Ekim 2021 tarihinde yeni başkanını seçecek. Seçimler öncesinde başkanlığa adaylığını açıklayan Serhat Belli çok özel açıklamalarda bulundu.

2014-2016 dönem Türkiye Yelken Federasyon Başkanlığı’nı yürüten ve 25 Ekim''de yapılacak başkanlık seçimlerine aday olan Serhat Belli, Gazeteci Eyüp Yardımcı''nın sorularını yanıtladı.

Göreve geldikleri takdirde öncelikli olarak bir üssün kuruluşunu sağlayacağız diyen Belli, "Deniz kenarında federasyonunu ihtiyacı olan bir üs. Bu üssün kuruluşu gerçekleştirilmek zorundadır. Burada kendi imkânlarıyla yurt dışından gelecek sporculara klinik yapacak, her türlü hizmeti verecek, bizim kendi millî ve olimpik sporcularımızın kamp yapacağı tesise ihtiyaç var ve beş senedir bu alanda hiçbir şey yapılmayan işlere imza atacağız." dedi.

Sayın Başkanım yeniden adaylığınızda öne çıkan vurgunuz “Değişim Rüzgârı”... Sizin döneminiz ile mevcut dönem arasındaki gördüğünüz en büyük eksiklik nedir?

2014 yılının Ocak ayında seçildiğimizde, çok büyük bir eksiklik olduğunu gördüğümüz kurumsallaşma noktasında çalışmalara başladık. O güne kadar federasyon hep başkanların ofislerinden yönetilmişti mesela. Biz de bu imkâna sahip olmamıza rağmen, tüm camianın “Burası benim federasyonum” diyebilmesi, bir aidiyet bağı oluşturması adına Kalamış’ta bir tesis gerçekleştirdik. Bu bütün camiamızın hoşuna gitti, şimdi bugün baktığımızda gördüğümüz en büyük eksikliklerden birisi yine bu, çünkü bugün işler yine başkanın ofisinden yürütülüyor.

Yelken Federasyonu ayaklarının üstünde durabilen, iyi bir işletme bilgisi ışığında çalışmalar yürütüldüğü zaman kimseye muhtaç olmayan bir federasyon yapısına sahiptir. Bu önemli etken dışında diğer etkenleri şöyle anlatabilirim: bütün şeffaflığımızı, birlikteliğimizi kaybettik ve birbirimizi ötekileştirdik. Bu zihniyet ile kulüpler kutuplaştı, Anadolu tamamen bitti. Bizim dönemimizde yapılan bölge yarışları vardı mesela, “Karadeniz Bölgesinde”, “Akdeniz Bölgesinde”, “İç Anadolu Bölgesinde”, “Marmara Bölgesinde” ve “Ege Bölgesinde” bunlar tamamen kaldırıldı.

Bu yarışmaların kaldırılması ilk başta yöre sporcularının gelişimlerini etkiledi.

Eğitim tamamen bitti.

Yaşadığımız pandemi döneminde gördük ki maalesef yelkencilik hiç iyi bir şekilde yönetilmedi.

Yelken sporu bireysel yapılan bir spordur, sporcularımız bir araya geldiğinde tedbirler gerektiği gibi alınsaydı 2020 yılı gayet iyi geçirilebilirdi ama mevcut federasyon işin en kolayını seçti ve bu kolay yol seçilince yarışlar yapılamadı. Halbuki takım sporlarına “basketbol, hentbol, futbol gibi” baktığımızda Avrupa’da karşılaşmalara gidildi, yurt içinde mücadeleler devam etti. Mevcut federasyonumuz, kişisel beceriksizlikler doğrultusunda yapılabilecek organizasyonların hiçbirini maalesef gerçekleştiremediler.

Gerçekleştirilen olimpiyatlarda gördük ki ülke olarak bireysel sporlarda çok başarılı olduk. Sizin de belirttiğiniz gibi yelken sporu da bireysel spor dalı, olimpiyatlar ve yelken sporu için düşünceleriniz nedir?

Olimpiyatlar farklı bir konu. Olimpiyatlar 12-16 sene gibi zaman sürecinin yatırımının sonucunda elde edilen yelken sporunda başarılar elde edebilirsiniz. Bizim dönemimizde ve mevcut dönemde olimpiyatlara katılımlar oldu. Burada dikkat etmemiz gereken husus, katılan sporcularımızın hiçbiri son beş senede yetişmedi belirli zamanlarda katılım göstermiş sporcularımız var. Bu sporcularımız sayın Nazlı İmre başkanımızın döneminden itibaren başlayan süreçte sonrasında bizim de sporcularımızın yeteneklerinin gelişimine katkı sağlamak adına gerçekleştirdiğimiz doğrular sonucunda bu federasyona işin en kolay tarafını bıraktık ama maalesef bu federasyon olimpiyatlar için çok gayret sarf etmedi. Halbuki bunun için ekstra gayret içinde olmalarına gerek de yoktu çünkü belli bir sponsor vasıtasıyla yapılabilirdi. Şimdi bir kulübümüzün sponsoru olan daha öncesinde ise federasyonumuzun sponsoru olan Doğuş Holding âdeta elimizden kaçırıldı ve federasyon adına yapılacak birçok organizasyon için bu güç kullanılabilirdi burada da kopukluk oldu ve bu başarısızlığı da bizlere yaşattılar.

Bugün tüm spor dallarımızda sponsor bulmakta sıkıntı yaşanıyor, federasyon adına Doğuş Holding dışında sponsor bulmak çok zor mu?

Bulunur tabii, neden bulunmasın ama vermeden almak Allah’a mahsus. Önce federasyon olarak kendinizi ispat edeceksiniz, marka olacaksınız, medyada gerektiği kadar yer alacaksınız ve bunların karşılığında da sponsorların size, marka değerinize yatırım yaptığınız kadar size ilgi gösterdiklerini göreceksiniz. Bizim dönemimizde marka değerimiz yüksekti ve belirttiğim tüm alanlarda yer alıyorduk ama şimdi tüm bunların çok, çok, çok altında âdeta yerlerde gezen bir tanıtım durumu var yelken sporu adına.

Marka değeri kaybedildi, bu iş öncelikle paylaşımla olur. Bizim dönemimizde üyelerimiz arasında asil ve yedek diye bir ayrım söz konusu değildi ve bizleri performans olarak hep üst düzeyde tuttu. Şimdiki federasyon yönetim anlayışında bunu göremiyoruz, bizler tekrar göreve geldiğimizde bu anlayış tekrar hayata geçecektir; tek adam sistemini ortadan kaldırarak paylaşım, adil yaklaşım, şeffaflık, eğitim alanlarında tekrar büyük işlere imza atacağız. Çok büyük lojistik imkânımız vardı, biz kendi dönemimizde onlarca bot tahsis ettik, 17 tane botu da devrettik; bu lojistik imkânların hepsini sağa sola dağıtarak şu an federasyonu dışarıdan bot kiralar duruma getirdiler. Bu içler acısı bir durumdur. Gördüğümüz mevcut gidişat da iyi günlerin bizleri beklemediğidir ama biz zoru başarmaya alışmışız ve bunları düzeltmek bizim için zor olmayacak.

Bir nevi “taşın altına elinizi değil yüreğinizi koydunuz” diyebiliriz öyleyse?

Elinizi, yüreğinizi, kolunuzu, ne derseniz artık; biz geleceğiz ve yaparız. Bunu için tecrübeli ve yetenekli bir yönetim heyetimizle çalışmaya ve yelkenciliği hak ettiği konuma taşımaya hazırız.

Yelken sporu ve teknoloji üzerine düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Göreve geldiğimizde öncelikli olarak çok gerekli olan bir üssün kuruluşunu sağlayacağız. Deniz kenarında federasyonunu ihtiyacı olan bir üs. Bu üssün kuruluşu gerçekleştirilmek zorundadır. Burada kendi imkânlarıyla yurt dışından gelecek sporculara klinik yapacak, her türlü hizmeti verecek, bizim kendi millî ve olimpik sporcularımızın kamp yapacağı tesise ihtiyaç var ve beş senedir bu alanda hiçbir şey yapılmayan işlere imza atacağız. Biz bu alanlarda yapım adeta son noktaya gelmiştik ama son seçimi kaybettikten sonra her şeyin üzerine sünger çektiler.

Tesisleşme ile birlikte teknolojik alanlarda yatırımlar yapılacak, buralarda simülatörler ile eğitimler verilerek, onların hangi noktalara ulaştığını görebilmek ve onlarla yarışabilmek için yeterli düzeye gelmeleri sağlanacak. İngilizler, Japonya’da yapılacak yarışmalara sporcularından önce meteorologlarını göndererek bir sene öncesinden, tüm hava raporlarını hazırlıyor, kurulacak parkurlar üzerindeki tüm rüzgâr ölçümlerini yapıyorlar. Biz de hiçbir şey yapılmayan bu alanlarda ilerlemeler kaydetmek zorundayız. Teknolojik olarak her şeyde üstün olmak zorundayız. Mevcut kulüplere bu alanlarda destek olmak zorundayız.

Güçlü federasyon, güçlü kulüpler; güçlü kulüpler, güçlü federasyon. Ne federasyonsuz kulüpler ne de kulüpsüz federasyonlar başarılı olabilir. Kulüpler ve federasyon birbirinden ayrılmaz bir bütünün parçalarıdır. Ötekileştirmeden, ahbap çavuş ilişkilerine girmeden, bu işlerin akçeli ayağında bulunmadan.

Seçimi kazanırsanız, ne kadar zaman sürecinde bu işlerin büyük bir bölümünü gerçekleştirmiş olursunuz?

Bu işlerde zaman diye bir şey yok çünkü kaybedilmiş çok şey var ve bu işler çok kolay değil. Buna rağmen bizim öngördüğümüz süre minimum altı ay ama şu anki çalışmalarımıza baktığımızda ekiplerimizle birlikte üç aylık gibi daha kısa bir sürede gerçekleştirmiş olmak istiyoruz.