TTKD bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, 1992''de Rio de Janeiro''daki Birleşmiş Milletler (BM) Çevre ve Kalkınma Konferansı''nda, 22 Mart''ın Dünya Su Günü olarak kararlaştırıldığını söyledi. Dr. Kesici, “Su, özellikle sağlıklı su, insanın yaşaması için vazgeçilmez bir nesnedir, hatta vazgeçilmezin ötesinde canlılar için de alternatifi olmayan maddedir ilkesince, giderek büyüyen temiz su sorununa dikkat çekmek, içilebilir su kaynaklarının korunması için 22 Mart günlerinde, dünyanın suyunun geldiği nokta değerlendirilip, çözüm ve uyarılarda bulunulmaktadır" dedi.
YÜZDE 78''İ TARIMDA KULLANILIYOR
Bu yıl Dünya Su Günü''nde, dünya nüfusu ve ekonomisinin katlanarak büyümesine paralel olarak, doğa ve çevreye verilen tahribatın da katlanarak büyüdüğünü söyleyen Dr. Kesici, Türkiye''nin de su krizinden en çok etkilenecek ülkeler arasında olduğuna dikkati çekti. Dr. Kesici, “Ülkemizde, tatlı su kaynaklarının en büyük bölümü, yaklaşık yüzde 78''lik oranla tarımda kullanılıyor. Artan nüfusun yanı sıra, gelir ve tüketim düzeyinin yükselmesi ve gıda ürünlerine yönelik taleplerin artması da su kaynakları üzerinde ilave baskı yaratıyor" dedi.
SU VARLIĞI HESAPLAMASI
Su varlığıyla alakalı baz alınan yöntemin, ''Falkenmark indeksi'' olduğunu kaydeden Dr. Kesici, hesaplamaları şöyle açıkladı:
“Bu göstergeye göre potansiyel kritik değer, kişi başına yıllık 1700 metreküp miktar su düşmesidir. Eğer kişi başına düşen yıllık su miktarı 1000-1700 metreküp arasında ise ''su sıkıntısı'', 500-1000 metreküp ''su kıtlığı'', 500 metreküp değerinden az ise ''mutlak su kıtlığı'' olarak ifade edilmektedir."
TÜRKİYE SU FAKİRİ
Türkiye''nin kullanılabilir tatlı su miktarının yılda 105 milyar metreküp civarında olduğunu belirten Dr. Kesici, “Bugünkü Türkiye''nin nüfusu 2021 yılı sonu itibarıyla 84.3 milyon. Bu nüfusa göre hesapladığımızda kişi başına düşen su miktarı 1240 metreküp. Ancak gerçek nüfusa baktığımızda, mülteciler ve turistlerle birlikte 35 milyon civarında ek bir nüfus daha eklememiz gerekiyor. Bu durumda kişi başına düşen su miktarı 875 metreküp aslında. 2023''te turistler haricindeki nüfusun artmasıyla, iklim değişikliği ve onunla uyumlu olmayan su politikalarıyla bu miktarın, 1000 metreküpün altına düşeceği öngörülmektedir. İşte o zaman Türkiye tam su fakiri bir ülke olacaktır" diye konuştu.
SU KRİZİ GİDEREK ARTACAK
UNESCO ve BM''nin Dünya Su Raporlarında da Türkiye''de kuraklık sorununun çözülemediğinin belirtildiğini açıklayan Dr. Kesici, bilimsel ve ekonomik yatırımlara başlanılmaması halinde, mevsim normallerinde devam eden yağışlara rağmen, önümüzdeki yıllarda Türkiye''de su krizinin giderek artacağının tahmin edildiğini söyledi.
GÖLLERİN YÜZDE 80''İ CİDDİ KURUMA TEHDİDİ ALTINDA
Dr. Kesici, her alanda aşırı su kullanımının sürmesinin, doğal su kaynaklarında, havada, toprakta nemin azalmasına neden olduğunu belirterek, 2030 yılı sonrasına ''kıtlık-kuraklık'' çeken bir ülke haline gelineceğinin öngörüldüğünü açıkladı. Kirlenen, ekosistemi yok edilen bir su kaynağını temizlemek ve orijinal haline getirmenin neredeyse imkansız ya da çok zor ve pahalı olduğunu da kaydeden Dr. Kesici, doğal göllerin neredeyse yüzde 80''inin ciddi kuruma tehdidi altında olduğunu sözlerine ekledi.
(Kaynak: DHA)