Türkiye sessizliğini koruyor İsrail Suriye’yi vuruyor
İsrail, önce 1967 yılında işgal ettiği ve ardından 1981 yılında ilhak ettiğini açıkladığı Golan Tepelerine bir havan mermisi düşmesi üzerine Kasım ayında Suriye topraklarına ateş açmıştı. 30 Ocak tarihi itibarıyla da İsrail uçaklarının, Şam’ın banliyösündeki bir askeri araştırma tesisini bombaladığı haberi geldi.
İsrail, Suriye’yi 2007’de de vurmuştu. O zaman ABD’nin koordinasyonu ile Türkiye üzerinden gelip, ülkenin doğusundaki çöllük alandaki bir reaktör inşaatını vurdular. Şimdi ise güneyden Lübnan üzerinden gelip Şam’ın yakınlarını vurdular.
İsrail ordu yetkilisi General Amir Eshel, çoğu Doğu Avrupa’dan gelen büyük çaptaki kimyasal ve biyolojik silah stokunun kendilerini kaygılandırdığını, meselenin Beşşar Esad rejiminin ne zaman devrileceği olduğunu belirtti.
İsrail savaş uçakları Lübnan hava sahası içinde de adeta devriye geziyor. İsrail bir yandan Suriye’ye saldırırken diğer yandan Hizbullah’ın Lübnan’a silah transferini caydırmak için durumu denetim altında tutmaya çalışıyor.
Bütün gelişmeler, bölgede Suriye-İran merkezli bir savaşın patlamak üzere olduğunu gösteriyor. Bölgedeki barışa da savaşa da İsrail karar veriyor.
İsrail’in Şam’ı bombalamasının ardından bir açıklama yapan Suriye Ordu ve Silahlı Kuvvetler Genel Komutanlığı, saldırıyı gerçekleştiren İsrail ile Türkiye ve Katar başta olmak üzere terörü destekleyen ülkelerin ortak olduğunu vurguladı.
İsrail’in bu saldırısına sessiz kalmanın “nükleer silah yaptıkları” bahanesiyle İsrail rejimini bölgedeki başka ülkelere saldırmaya cesaretlendirebileceğini belirten Maliki, bölgede Türkiye’nin de içinde yer aldığı komploların tezgahlanmakta olduğunu söyledi.
İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi, İsrail’in açık şekilde Suriye’nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü çiğnediğini söyleyerek, “Yapılan saldırı, Suriye’deki teröristlerin hedefleri ile İsrail’in hedeflerinin aynı doğrultuda olduğunu göstermektedir” dedi.
Saldırıyı, Rusya, İran, Çin, Mısır, Lübnan, Hizbullah sert ifadelerle kınadılar. Arap Birliği “alçakça saldırı” dedi. İran, bu saldırıya cevap vereceğini açıkladı. İsrail’den “yorum yok” açıklaması geldi.
ABD’den ise beklendiği gibi resmi bir açıklama gelmedi. Önümüzdeki saatlerde gelecek bir açıklamada muhtemelen, İsrail’in güvenliği ve önleyici vuruş yapma hakkının olduğunu ima eden bir açıklama olacaktır.
İlginç bir ayrıntı da İsrail, Suriye’ye saldırırken Rusya’nın bölgede büyük bir tatbikat yapıyor olmasıydı.
Türkiye’nin tutumu ise tam evlere şenlik denilecek türdendir. Her konuda herkesten önce açıklama yapan Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu aynen İsrail gibi bu saldırı ve ihlal karşısında derin bir sessizliğe gömüldüler.
Türkiye Dışişleri yetkilileri İsrail’in Suriye’ye hava saldırısına yönelik olarak kendilerine ulaşan resmi bir bilgi olmadığını söyledi. Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün ağzından yapılan açıklamada, İsrail’in kınanması bir yana, “Gelişmeler, Suriye’deki durumun ne kadar karmaşık, ne kadar kötü ve uluslararası barışı da tehdit eder bir hale geldiğini bir kere daha gösteriyor” gibi tuhaf ve garip bir açıklama geldi.
İsrail, Suriye’de kendi aleyhine oluşacak gelişmelere izin vermeyeceğini bu tavrıyla ortaya koymuş bulunuyor. Bölgedeki bütün kontrolün İsrail’de olduğunu ise yapılan saldırı göstermektedir. Başbakan Erdoğan’ın “One Minut” la başlattığı efelenme siyasetini İsrail, Mavi Marmara’ya saldırarak Akdeniz’in mavi sularına gömmüştü. İsrail, Suriye’yi vururken Türkiye’nin sessizliği dolaylı onay anlamına gelmektedir. Zaten AKP hükümetinin izlediği Suriye politikası, Türkiye’nin dışında herkesin işine yarıyor. Daha çok da PYD ile İsrail’in!