Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Prag’ta düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda yaptığı “Türkiye olarak Ukrayna'ya yardımların devam etmesini ve caydırıcılık konusunu destekliyoruz ama NATO'nun Rusya-Ukrayna Savaşı'nın bir parçası olmasını istemiyoruz. Bu ikisi arasındaki dengeyi NATO ülkelerinin gözetmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu görüşümüz genel gördü” açıklamaları üzerinde duran Zentürk, Türkiye’nin Ukrayna-Rus Savaşı’ndaki konumunun farkında olduğun gösterdiğini savundu.
NATO ile Rusya arasında, Ukrayna merkezli gerginlik bir anlık kontrolden çıkma halinde bütün insanlığın geleceğini belirleyecek ölçüde büyük bir savaşa dönüşebilme potansiyeli günden güne artıyor. Taraflar uzunca bir süredir devam eden gerginliğin sonunda tam anlamıyla karşılıklı manevralar sürecine girmiş bulunuyorlar. Yani Rusya sadece Ukrayna'da harekat yapmıyor, Ukrayna’da sadece Rusya'yı durdurmaya çalışmıyor. Bunun ötesinde batı ve NATO, Rusya'nın gıdım gıdım ilerlediği kırmızı çizgilerini kontrol ediyor. Ukrayna da Rusya ve müttefiklerinin karşısına NATO’yu geçirerek bir nevi sınama politikası güdüyor.
NATO’NUN YENİ STRATEJİSİ
Savaşın başlangıcında batı, bunun sadece ve sadece Donetsk ve Kırım hattında kalmasına ve Rusya'yı kızdıracak her türlü hareketten uzak durmaya çalışıyordu. Rusya gibi bir nükleer süper güç ile yaşanacak gerginliğin yaratacağı küresel sonuçlardan çekinen NATO, savaşı o bölgede dondurulmuş bir savaşa dönüştürme stratejisine uzunca bir süre bağlı kaldı. Fakat Rusya lideri Putin daha savaşın birinci ayında NATO’yu tehdit ederek yapılacak ters bir harekette nükleerle cevap vereceğini duyurmuştu.
NATO ile Rusya arasındaki gerginlik bu çerçevede bir müddet devam ettirildi. Fakat Rus birlikleri savaşın ilk 38 günde Ukrayna ordusu karşısında hiç beklenmedik bir yenilgi alınca işler değişti. Rusya'nın Belarus üzerinden bir hafta bilemedin 10 gün içinde ulaşmayı planladığı Kiev yolundan büyük bir hızla geri çekilmesi; devamında savaşı sadece doğu cephesinde ve Kırım hattında devam ettirmek zorunda kalması, NATO’yu yeni bir strateji belirlemeye itti.
“NATO, RUSYA SAVAŞI TÜRKİYE İÇİN FELAKET OLUR”
Rusya’nın savaşı kaybedeceğini düşünen NATO ve müttefikleri, bu süreden sonra Rusya'nın kırmızı çizgilerini adım adım aşmaya başladı. İlk önce silahlar verdiler, sonra güçlü hava savunma sistemleri yolladılar ve nihayetinde drone sistemleri ile savunma sanayi bünyesinde yeni dronların imalatı aşamasına geçtiler.
Rusya – Ukrayna Savaşı bağlamında NATO ile Rusya ikili ilişkilerini gündemine taşıyan Zentürk, “Bir NATO, Rusya açık savaşı Türkiye için bir felaket senaryosudur. Türkiye bugüne kadar bu savaşta hayli başarılı bir dengelemeyi yarattı. Ne Orban gibi Putin'e yakın durdu ne de Miçotakis gibi Zelenski’ye yakın durdu. İkisine de eşit mesafede fakat ikisiyle de diyaloglarını sürdüren bir devlet kimliğini taşıdı” dedi.
Söz konusu kimliği yaratmanın ama daha da zoru bunun devam ettirilmesi olduğunu sözlerine ekleyen Zentürk, Türkiye’nin uyguladığı denge politikasına karşı batılı devletlerin esnek davranması hakkında “Bir NATO ülkesinin iyi kötü Rusya’yla diyalogda olması önemlidir. Batı onu öyle görüyor. Yani Hakan Fidan telefonu kaldırıp Sergey Lavrov'la görüşüyor mu kardeşim? Görüşüyor; iyi, görüşsün. Buna böyle bakıyorlar ve Türkiye zaten jeopolitik konumu nedeniyle de NATO'ya ne ben bu yaptırımlara katılırım, ne de sizin bu yaptıklarınıza katılırım şeklinde bir yaklaşım sergiliyor. Fakat NATO ‘Birimiz hepimiz hepimiz birimiz için’ diyor” açıklamasında bulundu.
“TÜRKİYE DOĞAL HEDEFTİR!”
Olası bir NATO – Rus nükleer savaşı senaryosunda “Bir NATO ülkesi olan Türkiye doğal hedeftir” diyen Zentürk sözlerine “Türkiye'yi İtalya, Belçika ve Almanya ile beraber doğal hedef haline getiren esas unsur, ne yazık ki topraklarımızda olmalarına izin verdiğimiz Amerikan taktik nükleer silahlarıdır” diye devam etti.
Bütün bu bağlam çerçevesinde Hakan Fidan'ın Prag’taki çıkışının gayet güzel olduğunu belirten Zentürk, konuşmasını “Ana akım medya bu belalı işi vermiyor nedense, yarın bir gün, ne zaman verecekler? Havada nükleer silahlar uçtuğu zaman mı? Bu iş doğrudan doğruya Türk milletinin beka meselesidir. Çünkü topraklarımıza izin vermişiz NATO'nun ve Amerika'nın nükleer silahlarına. Onları yollayalım arkadaşlar Hakan Bey, Yaşar Güler Paşa, Sayın Erdoğan, yollayın!” diye sonlandırdı.