Türkiye oturmanızla gurur duyuyor!
Havuzdan hortum bağladığın gazeteye, "Alçak Saldırı"nın hemen altına "Hizaya geldiler" diye sanal gövde gösterisi başlıkları attırmakla olsaydı bu işler;
Sen, "devletin kalbi(!)"nden vuran teröristler ve hamileri/destekçilerinin ne kadar da üstesinden gelebilecek güçte olduğu nutukları çektiğin sırada, Güneydoğu'dan yeni şehit haberleri duyuruluyor olmazdı memlekete. Üstelik de konuşmanı canlı yayınlayan televizyon kanallarının "son dakika" altyazılarıyla...
Bu işler "lafla" olsaydı eğer;
Bu derece tutarsızlık olmazdı, aynı ekranda senin ağzından çıkanla, tam göğüs hizandan geçen o cayır cayır bantta yazan arasında!
Kaldı ki hiçbirimizin "kahraman ordumuzun kudreti"nden filan şüphe ettiği yok. Bilekteki değil yürekteki zafiyet, kaygıya sevk eden bizi. Yoksa eminiz yakar da yıkar da inlerine de girer, taş üstünde taş da bırakmaz, yeryüzünden kökünü de pekala kazır Türk ordusu her türlü terör örgütünün. Cephede bu ülkenin bir karış toprağından taviz verilmez, bayrağı bir an bile yere yüz sürmez evelallah; masada yaptıklarınız ve yapmadıklarınıza dair bütün endişemiz.
Bu basiretsizliğiniz...
Onun için...
Aklımızla daha fazla alay etme istersen!
Hani Rıdvan Dilmen dedi ya, saldırıdan hemen sonrasına denk gelen futbol yorumlama yayınında "Ben şu anda ekran başında olsam ikimize de küfrederdim" diye;
Fazla bir şey istemiyoruz ama en azından şu kadarcık şuuru göster artık sen de!
***
"Türkiye'nin etrafındaki kriz bölgeleri", "kontrol edilemeyen gruplar", "halkına zulmeden rejimler";
Hep onlar "arttı" diye geliyor bunlar başımıza he mi?
Artıran peki?
Artıranın hiç mi suçu yok bu "kriz bölgeleri"ni?
Bu "kontrol edilemeyen gruplar"ı kim bugüne kadar görmezden geldi, palazlanmalarına müsaade etti ve hatta destekledi?
Hiç mi suçu yok kendi ülkesini güllük gülistanlık yöneten liderlerin, halkın da zulme uğradığı bir kaosa itekleyenlerin, "dost kazığı" atanların -emperyalizme uşaklık- uğruna?
Bak sen ya;
Hep "idare edilme kapasitesini kaybetmiş devletler" yüzündenmiş mısır gibi bomba patlatılabilen bir ülkeye dönüşmemiz yeniden... "Merkezi otoriteler ülke topraklarının bir kısmını kontrol edemez hale geldi" diyeymiş...
Gerçekten hiç mi sormayacağız, sorgulamayacağız sanıyorsun, mesela Irak merkezi otoritesine, Bağdat'a karşı/rağmen neden Erbil'i kendi ellerinle inşa ettin, Barzani'yi bir "devlet başkanı gibi" muhatap aldın, Kuzey Irak'taki illegal yapıyla "resmi yazışmalar" yaptın diye?
Eylem yapmadan yakalayamadığın ve yine onlarca vatandaşımızı katlettikten sonra ölü olarak yakaladın diye canlı bombayı, "olayı kısa sürede aydınlatma" başarısı göstermiş oldun öyle mi?
Neden o zaman zifiri karanlıktan başka hiçbir şey göremiyoruz biz ufka bakınca?
Neden "flu" bütün "neden"lerimizin cevap hanesi?
Eylemini yaptıktan sonra yakaladığın(!) canlı bombayı tanıtırken "Amude doğumlu" dedin ve ekledin ya:
"Biliyorsunuz Amude Kuzey Suriye'de."
İşte o zaman bir kere daha anladım; sen bizi hiç anlamamışsın.
Bilmiyoruz biz Amude'nin nerede olduğunu, bilmek istemiyoruz, bizi Amude, Cerablus, Azez, Tel Abyad, Ayn el Arab; kendi evimizin üst sokağını bilmezken başka bir ülkenin topraklarını karış karış bilmek zorunda kılan politikalarınızdan nefret ediyoruz!
Söz tükendi.
Terör örgütünün TBMM kapılarına kadar dayanmasını engelleyemeyip de, TBMM'nin burnunun dibindeki katliama rağmen "hiçbir şey olmamış gibi oturumlarına ara vermemesiyle" övünebiliyorsunuz madem;
Biz "Türkiye oturmanızla gurur duyuyor" diye alkışlayalım sizi...
Siz hiç utanmayın.
Hep birlikte pişkinliğin de rekoru kırılabilir bir hal olduğunu kanıtlayalım!