Türkiye Cumhuriyeti bir Türk devletidir
1. Erzurum, Bayburt ve Kemah çevresinde 1072-1202 yılları arasında hüküm süren Saltukoğulları; Kemah, Erzincan, Divriği ve Şabinkarahisar’da 1080-1228 arasında hüküm süren Mengüçekliler; Sivas, Tokat, Niksar, Çorum, Amasya, Kastamonu, Malatya, Elbistan ve Kayseri’de 1071-1178 arasında hüküm süren Dânişmendliler; Bitlis ve Erzen’de 1084-1393 arasında hüküm süren Dilmaçoğulları; Ahlat, Erciş, Van, Tatvan, Adilcevaz, Silvan ve Muş’ta 1110-1207 arasında hüküm süren Ahlatşahlar (Sökmenoğulları); Harput, Palu, Çemişkezek ve Arapkir’de 1085-1113 arasında hüküm süren Çubukoğulları; Diyarbakır ve çevresinde 1098-1183 arasında hüküm süren Yınaloğulları; Diyarbakır, Mardin, Hasankeyf, Silvan ve Harput’ta 12.-15. yüzyıllar arasında hüküm süren Artukoğulları; 1365-1469 arasında Doğu ve Güney-Doğu Anadolu ile birlikte Güney Kafkasya, İran ve Irak’a da hâkim olan Karakoyunlular; 1469-1508 arasında aynı bölgelere hâkim olan Akkoyunlular Türk beylik ve devletleri idi.
2. 1074’te İznik’te kurulup bilahare Konya’yı merkez edinen, Haçlı ordularıyla ölüm kalım savaşları yapan, zamanla Anadolu’nun tamamında hükümran olan ve 1308 tarihinde son bulan Anadolu Selçukluları da Türk idi.
3. 13. yüzyıl ortalarından 15. yüzyılın ikinci yarısına dek süren Beylikler döneminde Karaman ve civarında Karamanoğulları, Kütahya ve civarında Germiyanoğulları, Kastamonu ve civarında Candaroğulları, Söğüt, Bilecik, Bursa ve civarında Osmanoğulları, Balıkesir ve civarında Karesioğulları, Manisa ve civarında Saruhanoğulları, İzmir, Aydın ve civarında Aydınoğulları, Denizli ve civarında İnançoğulları, Muğla ve civarında Menteşeoğulları, Antalya ve civarında Hamidoğulları; Beyşehir, Seydişehir ve civarında Eşrefoğulları; Adana ve civarında Ramazanoğulları; Maraş ve civarında Dulkadıroğulları hüküm sürmüşlerdir; bunların da hepsi Türk beylikleridir.
4. 14. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Balkanlara ve bütün Anadolu’ya hâkim olarak büyük bir imparatorluk hâline gelen Osmanlı Yüce Devleti de bir Türk devleti idi. Avrupa’nın ortasından Hind Okyanusu’na uzanan Osmanlı İmparatorluğu’nda elbette birçok millet yaşıyordu; fakat hâkim güç Türk milleti idi; devletin sahibi Türkler idi.
5. Yukarıda sayılan bütün beylik, hanedan ve devletlere bugüne kadar yerli ve yabancı hiçbir bilim adamı, hiçbir tarihçi Türklükten başka bir milliyet izafe etmemiştir.
6. Horasan ve Azerbaycan üzerinden Anadolu’ya geldiğimiz zaman karşımızda sadece Doğu Roma (Bizans) Devleti vardı. Bu toprakları şu veya bu etnik gruptan değil Bizans’tan aldık.
7. Yukarıda sayılan bölgeler, beldeler ve bütün toprak parçaları kanla ve kılıçla alınmıştır; yüzbinlerce şehidin kanıyla yoğrularak; binlerce han, hamam, cami, medrese, yol ve köprüyle bezenerek; on binlerce şiirin ahengi ve bestenin nağmesiyle harmanlanarak kutsal Türk vatanı hâline gelmiştir.
8. Ve Türkiye Cumhuriyeti de bu miras üzerine kurulmuştur. Bazılarının zannettiği gibi yanlış kurulmuş değildir. Yine bazılarının zannettiği gibi Türk ulusu da Cumhuriyetle oluşmuş değildir. Türkiye Cumhuriyeti, yüzlerce yıldan beri mevcut olan Türk milleti tarafından ve elbette doğru ve haklı olarak Türk adıyla kurulmuştur.
9. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda da yüzbinlerce şehidin kutsal kanı ve başta Atatürk olmak üzere birçok Türk komutan ve aydınının parlak zekâsı ve yürek çarpıntısı vardır.
10. Demek ki bu vatan üstünde milyonlarca şehidin kan pahası, yüzlerce yıl boyunca harcanan milyonlarca insanın alın teri ve göz nuru vardır.
11. Şu anda da bu topraklar üzerinde yaşayan insanların % 90’ından fazlası kendisini Türk kabul etmektedir.
12. Buraya kadar anlaşılmış olmalıdır ki bu devlet ve vatanın Türklüğü, bazı belgelerde yazılanların sonucu değil; tarihin, şehit kanının, alın teri ve göz nurunun sonucudur. Devletin, anayasa ile tescil edilen Türklüğü, sebep değil sonuçtur.
13. Son gösterilerle de bir kere daha anlaşılmış olmalıdır ki devletin resmî belgelerinden Türklük asla silinemez ve devlete Türk’ten başka bir ortak asla kabul edilemez.