Röportaj: Mayis Alizade
Azerbaycanlı ipek halı sanatı ustası Samani Şahsuvarlı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. Yılı’nı dokuduğu halıyla kutladı. Oluşturduğu sanat eserini ilk kez Yeniçağ gazetesi üzerinden Türkiye kamuoyuna sunan Şahsuvarlı sosyal medya için hazırladığı video görüntünün iki yerinde Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün sesini sanatseverlerle paylaştı.
***
20 Eylül 1969’da bugünkü Ermenistan sınırları içindeki eski Türk toprağı Zengezur’da doğan sanatçı ilk, ortaokul ve lise eğitimini bitirdikten sonra 1993’te Bakü A. Hüseyinzade Kültür ve Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden mezun oldu. İpek halı çalışmaları Avrupa’nın ve ABD’nin önemli galerilerinde sergilendi, ünlü tekstil firmalarının siparişleri üzerine eserler yarattı. 2020’de kurduğu Azerbaycan Ulusal Mirasın Korunması ve Turizme Destek Şirketi’nde çalışmalarını sürdürmektedir.
Uzun süren emeğin ürünü olan halıyı sanatçı Mustafa Kemal Atatürk’ün hayata veda ettiği gün olan 10 Kasım’da tamamladı. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı dolayısıyla yaptığı ipek halı eseriyle ilgili Yeniçağ’ın sorularını Bakü’den yanıtladı:
Yeniçağ: Köken itibarıyla Osmanlı İmparatorluğu’nu ve Türkiye Cumhuriyeti’ni çok yakından alakadar eden Zengezur bölgesinden olmanız sizin için hangi anlamları ifade ediyor?
Şahsuvarlı: Dedelerim 17. yüzyılda Erzurum’dan giderek o zaman Osmanlı İmparatorluğu, bugün ise Türkiye Cumhuriyeti için büyük önem arzeden Zengezur’a yerleşmişler. Onun için benim kökenim Erzurumlu sayılabilir. Cumhuriyet Türk milletine Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından sunulmuş en büyük armağandır. Atatürk’ün hayatıyla ilgili okuduğum kitapların, seyrettiğim filmlerin sayısını unutmuşum. Her yeni kitabı okuduğumda Atatürk’le ilgili “Bir fani ancak bu kadar büyük olabilir” diye içimden geçiriyorum. Eserimi 10 Kasım’da bitirip bekledim ve nihayet Türkiye’ye ve dünyaya bu eseri kendimin tanıtmam gerektiğine inandım. Şimdiye kadar eserlerim esasen Avrupa’da sergilendi ve satıldı. Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı’na ve aziz Atatürk’e ithaf ettiğim bu eserimin kalbimde her zaman farklı yeri olacak.
Yeniçağ: Kendinizi ‘Türk milliyetçisi’ olarak nitelendirmeniz dünyaya bakışınızı da ortaya koyuyor. Sanatınıza hangi ölçüde yansıyor peki?
Şahsuvarlı: Milliyetçi bir yapıya sahip olmamı ön plana çıkarmam her şeyden önce kültür milliyetçiliğini kastetmemden ileri geliyor. Yaşadığım ömür yolunda milletime faydalı olmaya çalışmışım. Tarihimize bağlılığımı sanatıma da yansıtmam milliyetçiliğimin dışa vurumu sayılabilir. İşte Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı’na ithaf ettiğim İstanbul eserim hem milliyetçi ruhumun ve hem de insancıllığımın gözle görünen örneklerinden biridir. Dünya siyaset tarihine baktığımızda milletinin çıkarlarını her şeyin önünde tuttuğunu göreceğiz. Türkiye Cumhuriyeti 100 yıllık varlığını herkesten önce Mustafa Kemal Atatürk’e borçludur, ben bunu görüp hissettiğim için Cumhuriyetin 100. Yılı’na kendi armağanımı sundum. Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün kişiliğine ne kadar hayransam onun Türk milletine bıraktığı en büyük eser olan Cumhuriyetin kazanımları da beni o denli gururlandırıyor. O’nun görüntülerine bakıp sesini dinledikçe içimi sanki Türk milleti için istediği her şeyi yapamadan gitmiştir gibi bir duygu kaplıyor. Hayattan zamansız gitmesi hep içimi yakmıştır. Onun için Cumhuriyetin 100. Yılı’na ithaf ettiğim halıyı 10 Kasım’da bitirmemi bir tesadüf olarak görmüyorum. Bu eserim benim de Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde olduğumu gösteren bir sanat örneğidir. Bana göre 1918 yılı sonlarının İstanbul’u, bugünün Türkiye’si Türk milletinin yenilmezliğinin dünyaya haykırışıdır. Tek dileğim Türk gençliğinin Atatürk Cumhuriyeti’ne sahip çıkmasıdır. Sanatçı olarak ben bu duygularla hayatımın sonuna kadar yeni eserler yaratacağım.
Yeniçağ: Şimdiye kadar eserlerinizin ağırlıklı olarak İngiltere’de ve AB ülkelerinde sergilendiğini söylüyorsunuz. Başta Cumhuriyetin 100. Yılı’na adadığınız halı olmak üzere yapıtlarınızın Türkiye’de de sergilenmesini nasıl karşılardınız?
Şahsuvarlı: Bir dizi uluslararası sergi ve bienale katılmam, ünlü tekstil firmalarının siparişleri üzerine çalışmam beni memnun ediyor elbette. Ancak samimi söylemem gerekirse, kökenimin de bağlı olduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde eserlerimin sergilenmesinden sözle ifade edemeyeceğim bir mutluluk duyacağım. İstanbul dünyanın kültür merkezlerinden biri olmayı hak ediyor. O hak edişe ben de kendi yapıtlarımla katkı sunmayı çok isterdim. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı için yaptığım ipek halı eserime devlet kurumlarının yanısıra özel müzelerin ilgi göstermesi beni aşırı memnun edecek. Teklif almam durumunda eserlerimi Türkiye’nin mühim galerilerinin birinde sergilemek isterim.