Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), sektörün 2024 yılı ilk yarı değerlendirmesini aktardı. Arçelik, BSH, Dyson, Electrolux, Groupe SEB, Haier Europe, LG, Miele, Samsung, Versuni (Philips) ve Vestel gibi yerli, uluslararası, ithalatçı ve üretici firmaları bünyesinde barındıran TÜRKBESD’in paylaştığı bilgilere göre 6 ana ürün grubunda geçen yıla kıyasla ilk 6 ayda iç satışlarda %11’lik bir büyüme kaydedildi.
Fakat 2024’ün ilk 3 ayında ortalama %28 olan iç pazar büyümesi son 3 ayda ortalama -%5 düzeyine indi. İhracatta da azalış trendi sürerken, 2024’ün ilk 6 ayında 2023’ün aynı dönemine kıyasla %4’lük bir azalma görüldü.
Altı ana üründe ihracat ve iç satışlardan oluşan toplam satışlar yaklaşık 16 milyon adet ile stabilken, 2023’e benzer oldu. Bununla birlikte, üretim miktarında 2023’e kıyasla %1’lik artış görüldü.
Yüzde 7’lik üretim hacmi ile Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise en büyük ikinci üreticisi olan Türkiye beyaz eşya sanayinin 33 milyon adetlik üretim ve 23 milyon adetlik ihracat kapasitesi bulunuyor.
TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, sektörün Ar-Ge, dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm yatırımlarıyla küresel düzeyde rekabetçi bir konumda olduğunu belirtti. Ancak son iki yıldır küresel pazar daralması nedeniyle ihracatta düşüş yaşandığını ifade etti. Sığın, iç satışların artmasına rağmen, 2023 yılında toplam pazarda %4,5 oranında bir küçülme yaşandığını vurguladı. Sektörün kapasite kullanımında ve istihdamda kayıp yaşamadığını, ancak ihracatla ilgili olumsuz politikaların bu olumlu tablonun risk altına girmesine neden olabileceğinden endişe duyduklarını belirtti.
Sığın, iç pazarın önemine dikkat çekerek, iç satışlarda yaşanan %20'lik azalmayı ve son 3 ayda iç pazar büyümesindeki %28'lik artışın, son üç ayda %5'lik bir düşüşe dönüşmesini değerlendirdi. İç pazar büyümesindeki yavaşlama ve ihracattaki düşüşün, üretim ve istihdam açısından risk oluşturduğunu ifade etti. Haziran ayında yaşanan %10'luk toplam pazar küçülmesinin üretim ve istihdamı kalıcı şekilde etkileyebileceğinden endişe ettiklerini söyledi.
Sığın, sektörün yeşil ve dijital dönüşüm yatırımlarına devam etmesi gerektiğini ve ulusal mevzuatın AB standartlarına uyacak şekilde güncellenmesi gerektiğini belirtti. Bu revizyonların AB ülkelerine ihracatı artıracağını ve ihracat rakamlarına olumlu yansıyacağını öngördüğünü ekledi. Ayrıca, iç ve dış pazar dengesinin beyaz eşya sanayinde sürdürülebilirliğin anahtarı olduğunu vurguladı. İç pazar büyümesini ve ihracat rekabetçiliğini koruyacak yaklaşımların sektörü destekleyeceğini belirtti ve Türkiye'nin ekonomik katkısından gurur duyduğunu, destekleyici politikalarla bu ivmeyi sürdürmeyi arzuladığını ifade etti.
Fatih Özkadı: “DİR kullanımının kaldırılması veya kısıtlanması, maliyetleri artıracak ve rekabet gücümüzü kaybetmemize neden olacaktır.”
TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı, beyaz eşya sektörünün ihracat performansındaki değişimleri değerlendirerek 2014-2019 yılları arasında %30 olan adet bazlı ihracat artışının, 2019-2023 döneminde %6'ya düştüğüne dikkat çekti. Bu düşüşün, sektörün global pazarda rekabetçilik gücünü olumsuz etkileyen yükümlülüklerin yeniden gözden geçirilmesini gerektirdiğini belirtti. Özellikle çelik sacların büyük ölçüde yurtdışından temin edilmesi ve bu ürünlere uygulanan yüksek gümrük vergilerinin, Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kullanımının önemini artırdığını ifade etti.
Pandemi sonrası Uzak Doğulu beyaz eşya üreticilerinin AB pazarındaki artan rekabeti karşısında, DİR kullanımının kaldırılması veya kısıtlanmasının maliyetleri artıracağını ve rekabet gücünü olumsuz etkileyeceğini vurguladı. Özkadı, mevcut destek mekanizmalarının üretim ve ihracatı destekleyecek şekilde bütüncül bir yaklaşımla ele alınmasının önemine de değindi.
2005 yılından itibaren AB'nin Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ve inovasyon fonları gibi araçlarla sanayinin rekabetçiliğini artırdığını belirten Özkadı, Türkiye'de kurulacak ETS'nin de benzer şekilde yönetilmesi ve AB ile uyumlu olması gerektiğini söyledi. Ayrıca, Geri Kazanım Katılım Payı (GEKAP) gibi mekanizmaların ihracatçılar üzerindeki maliyet baskısının bütünsel bir bakış açısıyla değerlendirilmesi ve elde edilen gelirlerin sektörlerin dönüşümü için kullanılması gerektiğini belirtti. Beyaz eşya sektörünün enerji verimliliği sağlayan bir sektör olarak ülkenin ihracat hedeflerine daha fazla katkıda bulunabileceğini ifade etti.
Mehmet Yavuz: “Rekabetçi kalınabilmesi için girdi maliyetlerinin makul seviyelerde tutulması hayati önem taşıyor.”
TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz Beyaz eşya sektörünün son dönemde ülkemizde başlatılan ithalatta haksız rekabetin önlenmesine yönelik soruşturmaları dikkatle takip ettiğini belirten Yavuz, özellikle paslanmaz çelik ve polistiren ürünlerine yönelik anti-damping soruşturmalarının sektörü doğrudan etkileyeceğini ifade etti. Yavuz, damping soruşturmaları sonucunda ek vergiler getirilmesinin ürün maliyetlerini artırarak enflasyonu tetikleyeceğini ve polistirenin beyaz eşya üretiminde önemli bir girdi malzeme olduğunu vurguladı. İç piyasada gerekli kalite ve kapasitede üretim bulunmaması nedeniyle ithalatın zorunlu hale geldiğini belirten Yavuz, ek vergilerin ürün rekabetini ve ihracatı olumsuz etkileyeceğini söyledi.
Girdi maliyetlerinin makul seviyelerde tutulmasının sektördeki rekabetçiliğin korunması açısından önemli olduğunu vurgulayan Yavuz, soruşturmaların sektörün ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak ülkenin bütüncül çıkarına uygun bir şekilde yürütülmesini talep etti. Ayrıca, kullanıcı sektörler üzerinde fiyat artırıcı etki yaratacak ve enflasyonu tetikleyebilecek önlemlerden kaçınılması gerektiğini belirtti.
TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Semir Kuseyri, beyaz eşya sanayicileri olarak satış sonrası hizmetlerde tüketici memnuniyetinin her zaman öncelikli hedefleri olduğunu vurguladı. Kuseyri, bazı kişilerin yetkili servis gibi davranarak tüketicileri mağdur ettiğine dikkat çekti. Bu tür sorunlarla mücadele etmek amacıyla Ticaret Bakanlığı tarafından sahte servislere yönelik yaptırımları içeren gerekli düzenlemelerin yapıldığını belirtti.
Tüketicilere, yetkili servislere arama motorları yerine şirketlerin kurumsal web sitelerinden ya da Ticaret Bakanlığı tarafından oluşturulan servis.gov.tr web sitesi üzerinden ulaşmalarını tavsiye eden Kuseyri, bu adımların mağduriyetleri önlemek için önemli olduğunu ifade etti.