Suudi Arabistan'ın başını çektiği dokuz ülkenin 5 Haziran'dan bu yana tüm ilişkilerini kestiği Katar'a ilişkilerin normale dönmesi için 13 maddelik bir talep listesi sunuldu. Listeyi hazırlayan ülkeler Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Bhareyn.
Listedeki en dikkat çekici maddelerden biri, Türkiye'nin kurduğu askeri üssün kapatılması.Suudi Arabistan'ın başını çektiği Körfez bölgesindeki Arap ülkeleri, Katar'a yolladığı listede Türkiye'nin ülkedeki El Rayyan Askeri Üssü'nü kapatılmasını da talep etti.
Katar'ın bir numaralı dünya markası Al Jazeera televizyonunun da yayınlarına son vermesi isteniyor.
Türkiye ile birlikte Doha yönetiminin yanında saf tutan İran ile ilişkilerin kesilmesi de bir başka madde.
Yemen'de hükümete karşı savaşan Şii Husilere mali desteğin kesilmesi, İran ile diplomatik ilişkilerin dondurulması, terör örgütü olarak kabul edilen grup ve hareketlere maddi desteğe son verilmesi gibi maddeler de yer alıyor.
Bu örgütler; Müslüman Kardeşler, IŞİD ve El Kaide olarak sıralanıyor.
Liste Kuveyt aracılığıyla Katar'a iletildi ve 10 gün süre verildi.
"KÖRFEZ ÜLKELERİNİN TALEBİ BİZİ ÜZDÜ"
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, katıldığı programda konuya ilişkin şu açıklamaları yaptı:
"Suriye, Irak, terör IŞİD, başka terör örgütleri. Bu kadar ağır sorunlarla uğraşılırken böyle bir krizin çıkması bizi üzüyor. Bu ülkeler arasındaki sorunların bir ambargoya dönüşmeden çözülmesi bizim en önemli isteğimiz. Bir sorun varsa masada oturulup çözülsün. Bu talebi henüz resmi olarak görmedim ama varsa bu ikili ilişkilere müdahale anlamı taşıyabilir. Bu biraz da ülkeler arasındaki güç ilişkisinin tezahürü olabilir. Şunu ifade ederim ki Katar'daki Türk üssü Katar askerinin eğitimi, Katar'ın ve bölgenin güvenliği içindir. Kimse bundan rahatsız olmamalı. Bu anlaşmanın yeniden masaya getirilmesi gibi bir düşünce yok."
ABD'DEN GELEN YPG MEKTUBU
Bakan Işık'ın Suriye'deki gelişmelere yönelik değerlendirmeleri de oldu. ABD Savunma Bakanı'nın YPG mektubuna değinen Işık, şunları söyledi:
"ABD'nin Türkiye'nin hassasiyetlerini dikkate aldığını göstermesi açısından önemli bir mektup. Bu bakımdan önemsiyoruz. Başlangıçta tavırları farklıydı. Türkiye'nin endişelerini dikkate almaya başladılar. Bu bakımdan olumlu bir mektup. Bu noktada kendisini yazılı olarak taahhüd altına almasını önemli buluyoruz. Mektubun gereğinin yerine getirilip getirilmediğini sahada göreceğiz. ABD daha önceden Münbiç'te verdiği sözü tutmadı. Bu bizim açımızdan yazılı bir taahhüddür. Mektubu olumlu bir adım olarak görüyorum ama uygulamanın esas olduğunu düşünüyorum.
ABD bu işi yapmak isterse büyük oranda başarılı olur. ABD dağıttığı silahları toplamak isterse bunu yapabilir. Ama bizi oyalarsa bu iyi niyetle olaya yaklaşım anlamına gelmez. Eğer ABD ben bu silahları Rakka operasyonu ile işim bittikten sonra toplayacağım diyorsa bu işin takipçisi olacağız. . Basına yansıyan ile bize gelen mektuptaki bilgiler tam örtüşmüyor. ABD Savunma Bakanı ile çarşamba günü görüşmemiz olacak. Görüşmede basına yansıyanlarla bize gelen mektubu karşılaştıracağız. Basına yansıyan adetlerle bize gelenler arasında tutarsızlık var. PYD'ye verilen silahların toplanmasına yönelik birlikte bir mekanizma oluşturabilir miyiz buna da bakacağız."
Işık'ın açıklamalarından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:
"Suriye konusu gittikçe zorlaşan bir konu. ABD ve Rusya'nın da karşı karşıya geldiği bir alan oldu. Sürdürülebilir bir durum değil. Buradaki çatışmasızlık bölgeleri ateşkese dönmeli. Yeni ABD yönetimi Obama yönetimine göre soruna daha ciddi eğiliyor. Bunun daha büyük çatışmalara sebep olmadan kalıcı barışa evrilmeli. 5 bölgede çatışmasızlığın temini için garantör ülkelerin askerlerinin konuşlandırılması var. Bizim askerlerimiz Rusya ve İran ile çalışmasını sürdürüyor. Nerede Türk askeri olacak, kaç asker olacak, kiminle çalışacak? Bunların hepsi askerlerimizin çalıştığı konular.
Türkiye PYD'nin şımarık çocuk olmasına müsaade etmeyecek. PYD ve YPG'nin Türkiye'ye yönelik bir hareketi anında cevaplandırılacak. Bunu ABD dahil herkese söyledik. Terör örgütünün Türkiye'ye yönelik bir hasmane tavrının en sert şekilde cezalandırılacağının bilinmesi gerekiyor. Rakka operasyonundan sonra oluşacak tehditler şimdiden değerlendiriliyor. Sınırın tamamen kontrol altına alınacağı bir uygulamayı hayata geçireceğiz. Terör tehdidi nereden gelirse Türkiye'nin oraya müdahale hakkı vardır. Gerektiğinde sınır ötesinde terör kaynaklarını imha etmek Türkiye'nin hakkıdır."