Amerikan Astronomi Topluluğu (AAS) ve Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) iş birliğiyle düzenlenen dünya çapındaki en prestijli model uydu yarışması CanSat'ta birincilik dahil çeşitli dereceler elde eden Türk üniversiteleri, haziran ayında Teksas'ta yapılacak finalde Türkiye'yi temsil edecek.
Mart ayında yapılan ve ön raporların değerlendirildiği aşamada İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) APİS takımı birinci olurken, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Grizu-263 Uzay takımı ve Medeniyet Üniversitesi Thread takımı ilk 10'da yer alan diğer Türk üniversiteleri oldu.
Manchester, California, Arizona State, Universita Degli Studi Di Roma La Sapienza ve Virginia Tech gibi dünyanın çeşitli ülkelerinden 93 üniversitenin boy gösterdiği yarışmada, Türkiye'den ODTÜ, Başkent Üniversitesi ve Çankaya Üniversitesi gibi pek çok üniversite de ilk 40'ta yer alarak Teksas'taki yarışmaya katılmaya hak kazandı.
Dünyanın en prestijli model uydu yarışması olarak gösterilen ve 14 yıldır aralıksız olarak düzenlenen CanSat kapsamında, ön rapor aşamasında dereceye giren öğrenciler final yarışması için çalışmaya devam ediyor.
"BİRİNCİLİĞİMİZİ SÜRDÜRMEK İÇİN ÇALIŞACAĞIZ"
İTÜ APİS Ar-Ge takım lideri Aykut Üçtepe, takımlarında İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi ağırlığı olması sayesinde birinciliği kazandıklarını belirtti.
Üçtepe, yarışma raporunda elektronik ve mekanik tasarımlar ile hesaplamaların büyük bir özenle yapıldığını ifade ederek, "Okul derslerimize ek olarak takımca yaptığımız toplantılarda ve atölyelerde yarışma üzerine çalışmalar yapıyoruz. Yarışmadan önce yapacağımız testlerle eksikliklerimizi görüp birinciliğimizi sürdürmek için çalışacağız." diye konuştu.
Model uydu için yerli ve yabancı kaynaklardan faydalanıldığını belirten Üçtepe, mekanik ve elektronik tasarımlar ile üretim sürecinde kullanılan kaynakların ciddi bir kısmının yerli olduğunu aktardı.
Geçen yıllarda aynı yarışmada takım olarak 9'unculuk, 4'üncülük ve 3'üncülük dereceleri olduğunu bildiren Üçtepe, okullarının kendilerini desteklediğini ancak sponsor arayışlarının sürdüğünü kaydetti.
Takımlarının Türkiye'nin en büyük teknoloji ve havacılık festivali Teknofest de dahil olmak üzere yerel ve uluslararası yarışmalara katılmaya devam edeceğini aktaran Üçtepe, "Gençlere doğru yatırımlar yapılırsa kendimizi daha da geliştirmemiz kaçınılmaz olur." dedi.
"BU YIL DÜNYA ŞAMPİYONU OLMAYI HEDEFLİYORUZ"
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Grizu-263 Uzay takımı kaptanı Muzaffer Duysal da daha önce yarışmada ikinci olduklarını hatırlatarak, bu yılki tema olan "Mars yüzeyine pasif iniş yapacak oto kontrol sistemi" için dosyalarını sunduklarını ve ilk 5'e girdiklerini anlattı.
Duysal, "Model uydumuzu üreterek olabildiğince test yapmaya çalışıyoruz. Bizi geçen yıl dünya ikinciliğine taşıyan da yaptığımız çok sayıdaki test oldu. Bu yıl dünya şampiyonu olmayı hedefliyoruz." dedi.
Yarışmada ciddi bir ödül bulunmadığını ancak esas ödülün prestij olduğunu vurgulayan Duysal, çalışmalarında profesyonel destek almadıklarını ve üniversite eğitimlerinin yeterli olduğunu söyledi. Duysal, kullandıklarını kaynakların pek çoğunun yerli olduğunu da söyledi.
Türkiye'nin uzay ile ilgili çalışmalarda ivme kazandığını ifade eden Duysal, "Bu alanda atılan birçok olumlu adım ve proje var. Bundan sonra da üniversitelerin ve uzay alanında çalışan kurumların sürekli bir şekilde maddi ve manevi desteklenmesiyle çok daha iyi çalışmalar yapacağımıza inanıyorum." diye konuştu.
Medeniyet Üniversitesi Thread takımı sözcüsü Kaya Tarık Şeker ise yazılım, elektronik ve mekanik alanlarında özgün tasarıma sahip bir model uydu sistemi yaptıklarını, bu tasarımın ilk 10'a girmesinde en büyük etkenin gösterdikleri büyük özen ve gayret olduğunu vurguladı.
Tasarımda farklı materyaller ve 3D yazıcıdan faydalandıklarını ifade eden Şeker, şunları kaydetti:
"Teksas’ta üstümüze düşen görevleri gerçekleştirmek için görev simülasyonlarını üniversitemizde deniyoruz. Tamamen hazırlıklı olarak ülkemizi ve okulumuzu temsil etmeyi amaçlıyoruz. NASA, Siemens ve Lockheed Martin gibi büyük kurum ve kuruluşlar tarafından desteklenen bir yarışma olması nedeniyle kazanan takım ve okullar büyük bir prestij elde ediyor."
Mekanik, elektronik ve yazılımsal sistemlerin kendileri tarafından yapıldığını anlatan Şeker, "Tasarladığımız devreleri ise Çin’de bir sponsor firmadan bastırdık. Kullandığımız sensörler ve iletişim elemanlarını mecburen hazır alıp devremizin üzerine monte ediyoruz. Elimizde bulunan kısıtlı imkanlar dolayısıyla bunları yapmamız zaman ve maliyet açısından büyük bir külfet." dedi.
"Türkiye'nin teknoloji konusunda üst seviyede bulunmadığı" algısının yanlış olduğunu savunan Şeker, "Her geçen gün birileri daha bu soruna çözüm bulabilmek için elini taşın altına koyuyor. Üniversitelerimiz bu alanlarda çalışmalara ağırlık veriyor. Ülkemizde teknoloji yarışmaları düzenleniyor. Biz öğrenciler de takımlar kurup projeler üretmeye çalışarak, bildiklerimizi birbirimize aktararak bu teknoloji ekosistemine destek olmaya uğraşıyoruz." şeklinde konuştu.