Türk tarımında saklanan gerçek ABD’de ortaya çıktı

Türk tarımında saklanan gerçek ABD’de ortaya çıktı

Amerika Tarım Bakanlığı, Türkiye’deki tarım ve hayvancılık ile ilgili kapsamlı bir rapor yayınladı. Raporda 2023 yılındaki gelişmelerin yanı sıra 2024 yılına ilişkin önemli öngörülere yer veriliyor.

Türkiye’de derinleşen ekonomik krizin vurduğu baş alanlardan bir tanesi de tarım sektörü oldu. Akaryakıta gün aşırı yapılan zamlar çiftçinin belini bükerken, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın tedbirleri ise üretimi teşvik etmiyor.

Bunun yanı sıra tarımdaki genel görünüm, Türkiye’nin geleceği açısından önem teşkil ederken, ilgili kurumların konuyla ilgili detaylı rapor yayınlamaması tepkilere neden oldu. Kurumlar konuyla ilgili detaylı yayınlar yapmazken, Türk tarımıyla ilgili derinlemesine bir analiz ise ABD’den geldi.

Ekonomim’den Ali Ekber Yıldırım’ın verdiği bilgilere göre, Amerika Birleşik Devletleri Ankara Büyükelçiliği’nden Tarım Uzmanı Sinem Duyum tarafından hazırlanan ve Amerika Tarım Bakanlığı tarafından yayınlanan rapora göre, yetiştiriciler başta yem olmak üzere artan girdi maliyetleri nedeniyle hayvanlarını planlanandan önce kesmeleri nedeniyle Türkiye’nin büyükbaş hayvan varlığının 2024 yılında art arda dördüncü kez azalması beklendiği ifade ediliyor.

SIĞIR ETİ ÜRETİMİ 2024’TE 1,7 MİLYON TONA ÇIKACAK

Sığır eti üretiminin 2024 yılında yaklaşık 1,7 milyon tona çıkacağı belirtilen raporda: “Ancak bu artışa rağmen, sığır eti talebinin üretimi geride bırakmaya devam etmesi, perakende sığır eti fiyatları üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturacak. Bu arada, bu yılın ağustos ayında kıymanın kilogramı 300 liradan (11,35 dolar/kg) satılıyor. Bu rakam geçen yıla göre 2,5 kat fazla. Yüksek sığır eti fiyatlarını hafifletmek için Türk hükümeti, besi sığırı ve sığır eti ithalatına geçici olarak izin verdi. Ancak bu müdahaleler henüz tüketicilere anlamlı bir rahatlama sağlamadı” bilgisine yer veriliyor.

SIĞIR VARLIĞI 15,6 MİLYON BAŞA DÜŞECEK

Amerika Tarım Bakanlığı’nın raporunda hayvan varlığındaki azalmaya dikkat çekilerek şu bilgilere yer veriliyor: “ 2024 yılında büyükbaş hayvan varlığı üst üste dördüncü yılda da düşüşünü sürdürerek 15,6 milyon baş seviyesinde dip yapması bekleniyor. Çiftçiler sürülerini tasfiye etmeye devam ederken, her ne kadar son birkaç yıla göre daha yavaş bir tempoda olsa da, üretim maliyetlerinin süt için çiftlik fiyatını aşmaya devam edeceği tahmin edildiğinden, yıldan yıla hayvan varlığı tahminen 500 bin baş azaldı. Öngörülen daralmanın kısmen telafi edilmesine yardımcı olmak için hükümetin 2024 yılında besi sığırı ithalatına izin vermeye devam etmesi bekleniyor.”

YEM FİYATI 3’E KATLANIRKEN, ÇİĞ SÜT YÜZDE 35 ARTTI

Türkiye’nin 2023 yılında sığır sayısının geçen yıla göre yüzde 4 oranında, yani yaklaşık 800 bin baş azalarak 16,2 milyon başa düşeceği tahmin edildiği vurgulanan raporda, çiftçilerin, çiğ süt fiyatlarının maliyetin altında kalması nedeniyle süt ineklerini satmaya devam ettiği belirtildi. Çiftlikteki en büyük harcama kalemi olan hayvan yeminin fiyatının son birkaç yılda ikiye, hatta üçe katlandığı, buna karşılık, bu dönemde sütün çiftlik fiyatı(çiğ süt) yalnızca yüzde 35 arttığı da raporda yer alıyor.

İTHALAT, ET VE SÜT FİYATLARINDAKİ ARTIŞI DURDURAMADI

Amerika Tarım Bakanlığı’nın raporunda büyükbaş hayvan varlığının azalmasıyla birlikte et ve süt perakende fiyatlarının hızla arttığına dikkat çekilerek: “ Perakende sığır eti fiyatlarındaki bu artışı dengelemek ve stokların yeniden inşasına yardımcı olmak için hükümet 2023 yılında besi sığırı ithalatına izin verdi. Ancak ithalat rakamları, artan sığır eti fiyatlarını frenlemede anlamlı bir fark yaratamayacak kadar küçük. Zorlu piyasa koşulları nedeniyle son birkaç yıldır büyükbaş hayvan işletmelerinin sayısı azalıyor. Haziran 2023 itibarıyla büyükbaş hayvan çiftliği sayısı bir önceki yıla göre yüzde 10 azalarak 1,1 milyona geriledi. 2024’e doğru daha fazla konsolidasyon bekleniyor. Hayvancılık sektörü geçen yıl, aralıklı şap hastalığı (FMD) salgınları ve binlerce çiftlik hayvanının ölümüne yol açan ve Güneydoğu’daki çiftlik altyapısını tahrip eden yıkıcı depremler nedeniyle gerilemelerle karşı karşıya kaldı. Ayrıca sektör, yıllardır hayvan sağlığı koşullarının kötü olmasıyla mücadele ediyor. Her yıl 400 bin buzağının ölümüyle sonuçlanıyor” bilgisine yer verildi.

SÜT ÜRETİMİ YÜZDE 15 AZALDI

Çiftçilerin çiğ süt referans fiyatının çok düşük olmasından şikayetçi olduklarına dikkat çekilen raporda: “Ulusal Süt Konseyi, Temmuz 2023’te çiğ sütün referans fiyatını litre başına 8,5 Türk Lirasından (0,31 Dolar/litre) yüzde 35 artırarak 11,5 TL’ye (0,43 Dolar) yükseltti. Bu artışa rağmen çiftçiler, referans fiyatın 12 TL’den (0,43 dolar) litre sütün maliyetini bile karşılamadığından çok düşük olduğundan şikâyet etmeye devam ediyor. Bu devam eden eşitsizlik, çiftçilerin mali kayıplarını azaltmak için sürülerini satmaya devam etmelerinin ana nedenidir. Süt ineği sayısındaki azalma süt üretimini aşağı çekerek süt ve diğer süt ürünlerinin fiyatlarının yükselmesine neden oldu. Yalnızca 2023 yılında süt üretiminin bir önceki yıla göre yüzde 15 oranında düştüğü tahmin ediliyor” denildi.

GENETİK ÜRETİM VE İTHALATINDA DÜŞÜŞ

Hayvan varlığının azalmasıyla birlikte aynı zamanda suni tohumlamada kullanılan canlı hayvan genetiğinin hem üretiminin hem de ithalatının son birkaç yılda keskin bir düşüş olduğu belirtilen raporda: “Boğa sperması üretiminde 2022’de yıllık yüzde 11 düşüşle 2,4 milyon doza geriledi. Aynı dönemde Türk Lirası’ndaki değer kaybı ve hükümetin hayvancılık genetiğine aşırı düzenleme yapması nedeniyle sperma ithalatı yüzde 33 düşüşle 3,2 milyon doza geriledi. Gelecekte canlı hayvan envanterlerini yeniden oluşturmak için Türkiye’nin yerli ve ithal hayvan genetiği kullanımını artırması gerekecektir.

Amerika Birleşik Devletleri, değer bazında Türkiye’nin sığır genetiği alanında lider, birim bazında ise ikinci büyük tedarikçisidir. ABD’den birim bazında boğa sperması ithalatı 2023’ün ilk yarısında geçen yıla göre yüzde 26 düştü. 2022 yılında ABD canlı hayvan genetiği ithalatı 7,9 milyon doları buldu” bilgisine yer verildi.

CANLI HAYVAN İTHALATI SÜRECEK

Türkiye’nin büyükbaş hayvan ithalatını sürdüreceği belirtilen Amerika Tarım Bakanlığı Raporu’na göre, 2023 yılında büyükbaş hayvan ithalatının 470 bin baş olacağı tahmin ediliyor. Raporda ithalatla ilgili şu değerlendirmelere yer veriliyor: “Türkiye, bu yılın Ocak-Haziran döneminde yaklaşık 234 bin büyükbaş hayvan (361,4 milyon dolar) ithal etti; bu rakam, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 400 daha fazla. Bu sayı bir önceki yıla göre neredeyse dört katına çıkıyor. Beklenen bu artış, yurt içi hayvan varlığının yeniden artırılması ve hızla artan perakende sığır eti fiyatlarının düşürülmesi ihtiyacına dayanıyor. 2024 yılında Türkiye’nin büyükbaş hayvan ithalatının yerli sığır stoklarında öngörülen daralmayı dengelemek amacıyla önceki yıla göre değişmeyerek 470 bin baş seviyesinde kalması bekleniyor. Tarihsel eğilimlere uygun olarak ithal edilen bu hayvanların çoğu, sığır eti üretimi için kullanılan besi sığırları olacak.

İthalat çoğunlukla Uruguay, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan’dan yapılan besilik sığırlar oldu. Almanya, Danimarka ve Çek Cumhuriyeti’nden ise daha az miktarda süt damızlık hayvanı ithal edildi.

Mevcut piyasa koşulları göz önüne alındığında, 2023’ün geri kalan aylarında ve 2024’te ithalatın hızının artması bekleniyor.

2024 yılı için sığır ihracatının önceki yıla göre değişmeyerek 2 bin baş civarında olması öngörülüyor. Başlıca ihracat pazarları Azerbaycan ve Irak gibi komşu ülkeler olarak kalması muhtemeldir.

2023 yılında sığır eti ithalatının önceki yıla göre neredeyse dört kat artarak 9 bin 100 ton olması bekleniyor. Hükümetin yerli üreticileri korumak için ithalatı kısması nedeniyle 2024 yılında sığır eti ithalatının yıldan yıla daralarak 6 bin tona düşeceği tahmin ediliyor.”

Özetle, Amerika Tarım Bakanlığı, Türkiye hayvancılığını bütün yönleriyle ele alan bir rapor hazırlamış. Yıllardır yazdıklarımızdan farklı, yeni bilgiler yok. Ancak bizim uyarılarımızı dikkate almayanlar, Amerika Tarım Bakanlığı yazınca belki dikkate alır umuduyla paylaşıyorum.

TEMEL SORUN YEMDE DIŞA BAĞIMLILIK VE FİYAT ARTIŞLARI

Amerika Tarım Bakanlığı’nın Türkiye Hayvancılık Raporu’nda yem sorunu detaylı olarak ele alınıyor. Hayvancılık sektörünün özellikle yemde artan üretim maliyetleriyle mücadeleye devam ettiği belirtilen raporda bu konudaki değerlendirme özetle şöyle: “Hayvan yetiştiricileri, artan yem, gübre, işçilik, elektrik ve yakıt girdi fi yatları nedeniyle artan üretim maliyetleriyle mücadele etmeye devam ediyor. Hem süt hem de besi sığırı çiftçileri, özellikle de küçük çiftçiler, toplam çiftlik harcamalarının yaklaşık yüzde 80’ini oluşturduğu için yem maliyeti konusunda özellikle hassastır. TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu)’e göre hayvan yemi fi yatları bu yıl iki kattan fazla arttı.

Yem maliyetlerinin artmasının temel nedenlerinden biri TL’nin ABD doları karşısında değer kaybının sürmesi ve Türkiye’nin ithal yeme bağımlılığıdır. Geçen yılın ağustos ayından itibaren TL, dolar karşısında değerinin yarısını kaybetti. Geçtiğimiz yıl Türkiye’de üretilen 27 milyon ton karma yemin yaklaşık yarısının ithal hammaddeden üretilmesi nedeniyle karma yemin fi yatı bu dış ekonomik baskılara karşı özellikle hassastır. Yem maliyetlerinin artmasına katkıda bulunan yerel yem üretimindeki azalma gibi başka faktörler de var. Yıllık kaba yem üretiminin 60 milyon ton olduğu tahmin edilirken, yerel uzmanlar talebin yaklaşık 72 milyon ton olduğunu tahmin ediyor. Yem üretiminin genişletilmesi hayvancılık sektörünün en önemli önceliklerinden biridir, ancak gıda ürünleri aynı alanların bir kısmı için rekabet ettiğinden üretimi artırmak zordur. En önemli yem ürünleri yonca, silajlık mısır, fi ğ, yonca ve yulaftır. Ayrıca kuraklık, gelişmiş yem tohumlarının bulunmaması ve mevcut mera alanlarının kötü yönetimi yem üretimine de zarar vermektedir. En büyük mera alanları Doğu ve İç Anadolu bölgelerinin yanı sıra Karadeniz bölgesindedir. Bu bölgenin bir kısmı, özellikle de Doğu Anadolu, kuraklık koşullarıyla mücadele ediyor. Bu kurak bölgelerdeki otlatma kalitesinin düşük olduğu değerlendirilmekte ve bu da karkas veriminin düşmesine neden olmaktadır.

Yerel uzmanlara göre, yüksek verimli, kuraklığa dayanıklı yem bitkilerinin geliştirilmesi, ülkenin hayvancılık sektörünün gelecekte ayakta kalması açısından hayati önem taşıyor.

İlgili Haberler