Her Pazar, 12.00’de izleyicileri ile buluşan programda, özellikle Türk tarihinden ve Türk mitolojisinden ilginç konuların konuşulduğu programda bu haftaki konu Kürşad ve Kırk Çerisinin Çin Sarayı’nı basarak başlattığı isyan hareketiydi.
1.Göktürk Devleti’nin yıkılmasından sonra Göktürk halkının Çin hakimiyeti altına nasıl girdiğini ve esaret altında iken Kürşad’ın ortaya çıkışını ele alan programda, usta kalemler, binlerce yıl sonra öteden Türk Milleti’ne ilham olan bu sıra dışı mücadele ile ilgili daha önce hiç konuşulmayan detayları da izleyicileri ile paylaştılar.
19 Mayıs 639'da Çin Sarayı’nda yankılanan bir cesaret hikâyesi yeniden gün yüzüne çıkıyor.
Göktürkler’in Çin hakimiyeti altında zor günler geçirdiği dönemde, cesaretin ve bağımsızlık arzusunun sembolü haline gelen Kürşad, kırk çerisiyle birlikte Türk tarihine damga vurdu. Nihal Atsız’ın eserlerinden tanıdığımız Kürşad’ın, Çin kaynaklarında geçen adıyla Aşina Jie-She-Shuai, Göktürk halkının bağımsızlık umutlarını yeniden canlandırdı.
Çin’in asimilasyon politikalarına karşı başkaldıran Kürşad ve silah arkadaşları, Çin imparatoru Taizong'u rehin almayı ve Türk esirleri özgürlüğüne kavuşturmayı planladı. Ancak, beklenmedik bir fırtına planlarını değiştirdi. Yine de geri adım atmayan Kürşad ve kırk yiğidi, sarayı basarak onlarca Çin askerini etkisiz hale getirdi. Başarılı bir kaçış girişimi sonrası, Wei Irmağı kıyısında Çin kuvvetleriyle girdikleri son çatışmada şehit düştüler.
Bu cesur direniş, esir Türkler arasında bağımsızlık mücadelesinin ilk kıvılcımı oldu. İmparatorluk, Türkleri Sarı Irmak ile Gobi Çölü arasındaki eski Hun topraklarına göndererek, Taspar Kağan’ın oğlu Simo’yu vassal kağan olarak atadı. Ancak bu, Göktürkler’in yeniden yükselişini engelleyemedi.
Kürşad’ın başlattığı isyan ateşi, 40 yıl sonra Kutluk Kağan ve kardeşi Kapgan tarafından yeniden alevlendirildi. 682 yılında Göktürkler bağımsızlıklarını geri kazandı ve Bozkurtlar yeniden dirildi.
Kürşad ve Kırk Çerisi’nin, Çin Sarayı’nı bastığı 19 Mayıs tarihinin ise Türk tarihi için kutlu bir tesadüf olduğunu belirten Emrullah Özdemir ve Çağlayan Yılmaz, Zamanın Ayak İzleri adlı program için şunları söyledi:
“Özellikle İslam öncesi Türk tarihi ve Türk mitolojisi ülkemizde yeterince konuşulmuyor. Özellikle genç nesiller, kendi tarihlerinden ilham alabilecekleri pek çok kahramanı tanımadan büyüyorlar. Bizler, bu alanda büyük bir eksiklik olduğunu düşünüyoruz ve bu eksikliği gidermekte kararlıyız. Yazdığımız eserlerle ve yaptığımız programla, yıllardır yaptığımız gibi gençlere kadim Türk tarihini anlatmaya devam edeceğiz. Bu alanda bilinçli ya da bilinçsiz yapılan bilgi kirliliğinin de önüne geçmeye gayret edeceğiz. Çünkü biliyoruz ki;
“Tarihindeki kahramanlardan ilham almayı ve tarihindeki hatalardan ders çıkarmayı öğrenen bir millet, geleceğini daha sağlam temeller üzerinde şekillendirir.”