Türk tarihine “Koç başlı” saldırı

Türk tarihine “Koç başlı” saldırı

Son günlerde Ermeni medyasında yer alan "koç başlı" haberler hakkında, konunun sadece ülkemizde değil uluslararası bilim dünyasında da sayılı uzmanlarından olan Prof. Dr. Mustafa Aksoy'a sorduk.

- Tunceli kaynaklı ve ulusal basında yayımlanan haberde “Tunceli’de bulunan ve en az 400 yıllık olduğu tahmin edilen, Akkoyunlu Devleti geleneğinden olan koçbaşı ve taş işlemeli mezar taşlarının bulunduğu Pertek ilçesi Vasgirt köyündeki tarihi mezarlık alan, tarihi eser kaçakçıları ve definecilerin talanına uğradı” deniliyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Haberde ifade edilen koç başlı mezar taşları Akkoyunlulardan kalmış olsaydı, 400 yıllık değil, en azından 500 yıllık olması gerekirdi. Çünkü Akkoyunlular 1403’te tarih sahnesine çıkmış, 1508’de de tarih sahnesinden çekilmişlerdir. Yani haberdeki tarihlendirme oldukça problemli.

- Habere konu olan köydeki koç başı mezar taşları hakkında neler söylersiniz?

Çalıözü (Vasgirt) Köyü’nde altı tane koç başlı mezar taşı olduğunu söylemeliyim. Bunlardan birinde 1829, parçalanmış olan diğerinden 1934, ikisinde 1944 tarihi okunuyor. İkisinde ise tarih yazılmamış. Fakat üsluplarına bakıldığında onların da 30’lu ve 40’lı yıllara ait olduğu iddia edilebilir. 1829 tarihli olan taş Ali Makal, 1944 olanın biri Ali Rıza Engin, diğeriyse “Hüseyin oğlu Yılmaz” adlı birine ait. Bu durumda söz konusu mezar taşlarının köyde yaşayan insanların atalarının ya da yakınlarının olma ihtimali çok yüksek. Ancak sizin belirttiğiniz haberlerin çıkmasından iki gün sonra “Batı Ermenistan” adlı bir site “Batı Ermenistan’da, Dersim’de bulunan ve en az 400 yıllık olduğu tahmin edilen mezar taşlarının bulunduğu Vasgirt köyündeki tarihi mezarlık alanı tarihi eser kaçakçıları ve definecilerin talanına uğradı” diye bir haber geçti. Bu haberden yedi gün sonra ise “Batı Ermenistan ve Batı Ermenileri Sorunları Araştırmalar Merkezi” adlı başka bir site bu habere mal bulmuş mağribi gibi atlayarak aynen servis etti. Bütün bu haberlerin asıl amacı bu taşları Ermenilere mâl edip, hayalini kurdukları toprak iadesine yasal zemin hazırlamak.

rrnnn.jpg

- Hocam siz konuşurken aklıma Erivan Müzesi’nde gördüğüm koç başlı mezar taşları geldi. Ermeniler bunların kendilerine ait olduğunu belirtiyorlar. Bunu hangi amaçla yapıyorlar?

Mustafa Aksoy: Müsaade ederseniz bu soruya biraz uzun bir cevap vereceğim. Bahsettiğin taşları Ermenistan’da yaptığım araştırmada ben de gördüm. O taşlar hâlâ Erivan Müzesi’nde sergileniyor. Müzesi’nin giriş kapısında teşhir ettikleri koç başlı mezar taşının altında şöyle yazıyor: “Koç Şeklinde Mezar Taşı 15. 16. Yüzyıl, Ejderhalar Bahçesi, Erivan. Ermenistan’da yaygın bulunan koç şeklindeki mezar taşlarının neyi sembolize ettiğini söylemek kesinlikle zordur. Fakat bunların çobanların mezarlarına yapıldığı varsayılabilir.” Ermeni araştırmacılarının ve Ermenistan’daki müzelerdeki bilgilere göre Ermenistan’daki koç, koyun başlı mezar taşlarından en azından beş asır daha önce yapılmış. Oysa Kazakistan’ın Hazar Denizi kıyısındaki Mangışlak bölgesinde Koçkar Ata’ya ait X. yüzyıldan kalma koç başlı mezar taşını bizzat yerinde tespit ettim. Her ne akdar bu mezar taşının üzerindeki Arap harfli yazı okunmuyorsa da bölgedeki insanlar “Ya Allah, Ya Muhammed, Ya Ali” yazdığına inanıyor. 15. hadi diyelim 14. yüzyıl nerede, 10. yüzyıl nerede?

- Peki koç başlı mezar taşları konusunda yabancı bilim adamları ne diyor?

Koç, koyun, heykelleri ile balbalların kadim Türklere âit bir gelenek olduğunu ben veya Türkler söylemiyor. Altaylar’daki, koç, koyun ve balbal heykelleri konusundaki çalışmalarıyla tanınan Borisenko ve Khudyakov, tarafından “Sibirya Sempozyumu”nda sunulan bildiride şu ifadeler kullanılmıştır: “İnsan ve hayvanların (koç, koyun, aslan, at) taştan yontulmuş heykelleri eski Türklerin ana eserlerindendir. Bunun gibi anıtlar ilk defa 1722’de, Messerschmidt ve Strahlenberg tarafından Minusinsk bölgesinde bulunmuştur. Çin kaynaklarında da koç, koyun, at ve insan heykelleri M.Ö. 1000 ilâ M.S. 1000 yılları arasına tarihlendirerek bu eserlerin eski Türklere âit olduğunu yazılıdır.” Ayrıca “Altay Taş Yapıtları” adlı bir eserde Altaylar bölgesindeki Türklere âit 300 civarındaki balbal ile Moğolistan’daki bazı balballar fotoğraflanarak bunların özellikleri, bulundukları yerler ve müzeler anlatılarak, bu mezar taşlarının Türklerden kaldı belirtilmiştir. XIII. yüzyılda Moğolistan’a seyahat eden misyoner Rubruk’da balballardan şöyle söz eder: “Kumanlar, mezarlarının üzerine bir tepe yaparlar. Bunun üzerine doğu yönüne dönük ve karnının üzerinde elinde bir kâse olan heykel dikerler.”

Bütün araştırmacılar Balbalların kaynağı olarak Sibirya Türk kültür coğrafyasına işaret eder. Mesela Rus ve Çinli araştırmacılar gibi Alman Nowgorodowa’da “Moğolistan’da Eski Sanat” adlı eserinde balbalları “eski Türklerin mezar taşları” olarak ifade etmiştir. Bende yaptığım saha araştırmalarında Türkiye, Moğolistan, Rusya, Türk Cumhuriyetleri, Ukrayna, Moldova, Romanya ve Makedonya’da insan üsluplu yani balbal olarak bilinen mezar taşlarını görmüş ve onları fotoğraflarla arşivlemiştim.

Yukarıda ismi geçemeyen daha pek çok araştırmacı var ama saydığım isimler alanın en önemlileri olmasının yanında eserlerinin çoğunu ya Rusça yazmış ya da daha sonra Rusça’ya çevrilmiş isimler. Ermeni Ulusal Kütüphanesi’nde de bu isimlerin kitapları mevcut. Eğer müze yetkilileri bunlardan gerçekten habersiz ise ben diyecek bir şey bulamıyorum.

Bir de şu var ki tarihte özellikle bazı Rus ve Ermeni araştırmacılar bazı koç, koyun başlı mezar taşlarıyla Ermeniler arasında ilgi kurmaya çalışmışlarsa da daha sonra vazgeçmişlerdir. Tarihi gerçekliği esas alan Ermeni ve Rus araştırmacılar söz konusu mezar taşlarının Ermenilerle ilgisinin olduğunu yazmamışlar hatta bunların Türklere ait olduğunu açıklayarak bilim etiğine uygun hareket etmişlerdir.

bfgffff.jpg

- Peki koç, koyun ve at başlı mezar taşlarıyla ilgili genel olarak ne söyleyebilirsiniz?

Koç, koyun, at başlı veya insan üsluplu balbal tarzı mezar taşları kesinlikle Türk mezar taşı geleneğidir. Fakat bazı kişiler ‘Mısır’da Yunanistan’da koç başlı heykellerin olduğunu yazıyor. Ancak heykel denilen o taşların en büyüğü 13-15 santim civarında olup mezar taşı olmaları mümkün değildir. Bir defa insanların yaşadıkları coğrafyada gördükleri hayvanların, cisimlerin heykellerini veya resimlerini yapmaları çok doğaldır ancak, insanların koç, koyun ve at başı gibi heykelleri mezar taşı olarak kullanılması başka bir durumu işaret etmektedir. Yaptığımız saha araştırmaları ve yazılı kaynaklara göre koç, koyun, at başlı ve insan üsluplu mezar taşları, yukarıda da ifade ettiğimiz gibi ilk defa Sibirya’da (Hakasya, Tuva) kullanılmıştır. Diğer yandan Hakasya ve Tuva’da gördüğüm bu mezar taşlarını, Novosibirsk, Moğolistan, Doğu Türkistan, Kırgızistan, Kazakistan, Tataristan, Başkurtistan, Omsk, Dağıstan, Kabartay-Balkar, Ukrayna, Moldova, Bulgaristan, Makedonya, Türkiye, Nahçıvan, İran (batı İran yani Güney Azerbaycan), Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan’da görüp fotoğrafladım ve bazıları hakkında makaleler yazdım.

Peki günümüzde koç başlı mezar taşları hâlâ yapılıyor mu?

Günümüzde Kazakistan ve Kırgızistan’da koç başlı mezar taşları yapılmıyor. Ancak mezarlarda koç başlarını ya da koç boynuzu damgasını görmek mümkündür. Türkmenistan coğrafyası önemli orandan çöl ve toprak olduğu için orada da mezarların üzerinde koçların başları konulmakladır. Hatta bazı yerlerde mezarların baş ve ayak kısmına kaide olarak dikilen tahta ya da ağaç parçalarının üzerine koç boynuzları konulmaktadır.

Mezar taşları üzerindeki işaretlerin veya teknik adıyla “damgaların” anlamı var mı yoksa salt estetik kaygıları mı yansıtıyorlar?

Koç, koyun, at başlı ve insan üslubu mezar taşlarında bazı şekiller ve damgalar vardır. Damgalar ölen şahsın ailesinin işareti olup, o damgalar hayvanlarda ve eşyalarda da kullanılmaktadır. Bazı yazılı bilgilerde Tunceli koç başlı mezar taşlarında Zülfikar olduğu yazılı. Ancak saha da yaptığım araştırmalarda sadece son dönemde yapılmış yani 2005, 2022 ve 2023 tarihli üç koç başlı mezar taşında Zülfikar gördüm. Bunlardan başka koç, koyun, at başlı ve insan üsluplu mezar taşları ile sanduka tipi mezar taşlarında ne yazık ki Zülfikar yok. Fakat çok sayıda, kılıç, kama, tüfek, at, insan, Türkiye’nin bayrağı, teslim taşı, Bektaşi kalpağı, sarık, çarkıfelek (Buna Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’da dünya, güneş, ay, Saha’da da (Yakutistan) “kün ergiiri” deniyor. Yani gün dönümü deniyor.), kuş, bağlama, yılan, el gibi şekiller gördüm. Bu şekiller o insanların sevdiği veya yaptığı iş ya da ölümüne neden olan olayları ifade ediyor. Ancak yılan bazı insanların sağlık konusunda bilgi sahibi olduğunu da anlatır. Mesela bir Dede’nin mezarında yılan varsa o, Dede’nin hastalıklara çözüm bulduğunu ifade eder.

trnbretb.jpg

Türkiye'deki koç ve koyun başlı mezar taşlarıyla ilgili ne söyleyebilirsiniz?

Türkiye’deki koç ve koyun başlı mezar taşlarının Akkoyunlu veya Karakoyunlu devletlerine ait olduğunu savunanlar genellikle bu taşların bulunduğu yerlerdeki at başlı veya insan üsluplu (balbal) mezar taşlarını görmezden geliyorlar. Oysa bu mezar taşları da Türk kültürünün bir parçasıdır ve atalarımızın kültürel mirasını yansıtır.

Koç ve koyun başlı mezar taşlarının ilk örnekleri nerede bulunmuştur?

Dünyadaki ilk koç ve koyun başlı mezar taşları, Sibirya’nın Abakan şehri yakınlarında 1722’de Messerschmidt ve Strahlenberg tarafından bulunmuş ve bu taşların Türk geleneği olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, Altaylar’daki mezar taşları üzerine araştırmalarıyla tanınan Borisenko ve Khudyakov gibi Rus araştırmacılar da bu taşların Türk kültürüne ait olduğunu vurgulamaktadır.

Birazda Tunceli'deki araştırmalarınızdan bahsedelim. Buradaki saha çalışmalarınız ve tespitleriniz hakkında neler söylemek istersiniz?

Cevap: Tunceli’de koç, koyun, at başlı ve insan üsluplu (balbal) mezar taşları üzerine araştırmalarım 1993, 1997, 2005, 2007, 2015, 2017, 2018 ve 2019 yıllarında gerçekleştirdim. Ayrıca halı ve kilimlerdeki damgalar (tamgalar) üzerine de çalıştım. Tunceli’nin coğrafî yapısı ve kültürel muhafazakârlığı, bölgenin zengin bir etnografik mirasa sahip olmasına neden oluyor. Bu nedenle Tunceli, adeta bir “açık hava etnografya müzesi” niteliği taşıyor.

Tunceli’de yaptığım saha araştırmalarında, farklı ocaklardan iki Pir’in mezar taşının koç başlı olduğunu tespit ettim. Ayrıca, Kureyş Baba Ocağı’nda çok sayıda koç başlı mezar taşı bulunsa da bunların pirlere ait olup olmadığını kesinleştiremedim. Tunceli’deki en eski koç başlı mezar taşı 1713 tarihlidir. Bunun yanı sıra, üzerinde tarih olmayan mezar taşlarının uzmanlar tarafından tarihlendirilmesi gerekmektedir.

Koç ve koyun başlı mezar taşlarıyla ilgili başka hangi bölgelerde araştırma yaptınız?

Erzurum, Kars ve Afyon gibi farklı illerde de koç başlı mezar taşlarına dair araştırmalar yaptım. Erzurum ve Kars müzelerinde 13-14. yüzyıla tarihlendirilen mezar taşları bulunuyor. Bu nedenle, Tunceli’deki 1713 tarihli koç başlı mezar taşını en eski mezar taşı olarak kabul etmek doğru olmaz.

37903-0.jpg