Türk Ordusunu bekleyen tehlike!

Allah(c.c.) milletimizi, hatta hiçbir milleti ordusuz bırakmasın.
İşte ordusuz kalan Irak’ın hâli, Afganistan’ın, Filistin’in hâli.
Biz Mondros’tan sonra ordusuz kalmaya başladığımızda başımıza neler geldi, unutmadık. Şükür ki, bugün çok güçlü bir ordumuz var. Öyle olduğu için Kıbrıs’ta Makarios ve hempalarının başlattığı Türk soykırımı akim bırakılabildi ve onun için yedi düvel PKK’ya arka çıkmasına rağmen Türkiye henüz bölünmedi, bölünemedi.
Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, Türk Ordusu bugün sınırlarından çıkıp güneye doğru ilerlese Hint Okyanusu’na varır, Kuzeye doğru ilerlese Rusya hariç bütün Balkan ülkelerini tepeler geçer, Almanya’yı da aşarak Kuzey Kutbu’na ulaşır. Doğuya doğru yürüse Mehmetçiği durdursa durdursa Çin durdurabilir, Batıya doğru ilerlese önünde hiçbir güç tutunamaz, Atlas Okyanusu’na dayanır.
Haçlı-Siyon emperyalizmi Mehmetçiğin bu gücünü bildiği için hedef tahtasına Türk Ordusu’nu oturtmuş bulunuyor.
“Demokrasi” maskesiyle Türk ordusuna saldırılıyor.
Satın alınmış sivil toplum örgütleri ile Türk ordusu yıpratılıyor.
Siyaset bezirgânlarının önemli bir kesimi de Türk ordusunu işte bu dış mihraklarla birlikte pasif duruma getirebilmek için el ele vermiş bulunuyor. “Asker hiç hata yapmıyor mu?” diyeniniz olabilir. Bu köşede askerin toplum mühendisliğine soyunduğunda bu milletin değerleri ile kavga ederek kendisi ile mücadele eden dış mihrakların içerdeki maşalarına pirimler verdiğini değişik zamanlarda dile getirdik. Böyle hatalar yapılmamalı. Biz bunu söyleriz amma Türk milletinin var olma garantisi olan Türk Ordusu’nun her gün biraz daha güçlü biraz daha etkin olması için maddi ve mânevî duamızı da esirgemeyiz. Çünkü söylediğimiz gibi, Allah bu milleti zayıf bir ordu ile bu topraklarda tutunmaya mahkûm etmesin. Yoksa bugün Irak’ta neler yaşanıyorsa misli bu topraklarda yaşanır. Zira, Irak denen devlet bugünkü işgalcilerinin kurduğu bir devlettir. Kendi kurdukları devlete her kötülüğü böylesine reva görenler düne kadar kendilerine buyruklar yağdırmış ve el etek öptürmüş Türk milletini ordusuz yakaladıklarında bu millete Irak halkına yaptıklarını misliyle yapmazlar mı?
1919 ve 1920’lerde yapmadılar mı!
Evet, Türk milleti için Ordu işte bu kadar önemlidir ve bugün Allah’a şükür böyle bir ordumuz vardır. Amma bu ordu bugün için güçlüdür. Yarın ne olacağı meçhuldür. Çünkü bir ordu “Milli Ekonomi” “Milli Sanayi”, “Milli Teknoloji” ve “Milli Eğitimden” beslenir. Bugün artık ne “Milli Ekonomi” ne “Milli Sanayi” ne “Milli Teknoloji” ve ne “Milli Eğitim” den bahsetmek mümkün değildir. Dahası, bütün bu “Milli” olanların mekânı “Vatan” bir yandan toprak satışları, Vakıflar Yasası ve “özerklik talepleri” ile küçülme ve parçalanmaya başlanmıştır. Üzülerek ifade edelim ki, siyaset de güçlü bir ordunun var olması için “vatan” başta olmak üzere vazgeçilmez unsurlar olan bütün bu “Milli” lerle kavgalıdır ve millî olan ne varsa bir an evvel elden çıkarmak isteyen bir tutum içersindedir.
Durum o hale gelmiştir ki, gidişat devam ederse doğuda Çin’e, Batı’da Portekiz’e, güneyde Okyanus, kuzeyde kutba kadar önünde duracak güç bulunamayan Türk ordusunun bu topraklarda insanların can ve mal emniyeti dışında neyi koruyacağı tartışılır hale gelecektir. Yani vatan satılır ve parçalanırken, her türlü milli servet Mondros ve Sevr’i dayatanların olduktan sonra, ona düşse düşse asayiş görevi düşecek değil midir?
Milli istinatgâhları kalmamış böyle bir ordu bir de ancak NATO gibi ittifaklar aracılığıyla ABD’sinden İngiliz’ine müstevlilerin üçüncü ülkelerdeki operasyonlarında görevlendirilmekte kullanılacaktır.
Zâten o güçler de, “Türk milletinin en iyi ihraç ürünü Ordusudur” dememişler miydi!
Acı şeyler söyledik, biliyoruz.
Gerçek bu ise başka ne yapabiliriz ki!

Yazarın Diğer Yazıları