Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Adnan İSLAMOĞULLARI
Adnan İSLAMOĞULLARI

Türk milliyetçilerinin yeni çağı: Yeniçağ Gazetesi

Çocukluğumun en güzel seslerinden biriydi, sabah ve öğle arasında herhangi bir vakitte duyduğumuz o ses. En güzel sesi dediğime bakmayın, merhum Çetin Altan'dan daha kötü bir sesi vardı aslında, fakat o kötü sesten bile hâfızama güzel tatlar ve hâtıralar bırakan sesin sahibinin gazete müvezii yani gazete dağıtıcısı olmasıydı. "Gaaağğğzteeee" diye bağıran sesini duyduğumda henüz ilkokula bile başlamamış bendenizi heyecanlandıran o adamı yarım asrı çoktan devirmiş yaşlarımıza rağmen aile olarak hiç birimiz unutmadık. Daha sonraki yıllarda Millî ve Bursa olmak üzere kendi içinde bölünerek çoğalsa da o gazetenin adı Hakimiyet Gazetesi'ydi ve Bursa'nın tek mahallî gazetesiydi.

Henüz daha dört yaşında bana okuma yazma öğreten anneme rahmet olsun, gazete müvezziinin bahçe duvarımızdan içeriye attığı gazeteyi aldığım gibi bahçede erik ağaçlarının altındaki sandalyelere oturur ve evvelâ ve bir sonraki günün bölümünü okumak için sabırsızlıkla beklediğim 'Cellâtlar Şatosu' isimli roman tefrikasını sesli okurdum anneme. Sonra birinci sahifedeki siyâsî gelişmelerle nihâyete ererdi sesli okumalarım. Kendi başıma kaldığımda da çocukluğumuzun en büyük futbol yıldızı Bursaspor'ın kaptanı Mesut Şen'in ve maç esnâsında kolu çıkan ve sahada kendi kendine kolunu yerine takan Ersel Altıparmak'ın oynadığı Bursaspor haberlerini okurdum.

Bu açıdan şanslı bir çocukluk yaşayan, gazeteyle, radyoyla büyüyen nesilleriz. Bizler, perşembe geceleri 'Radyo Tiyatrosu' programında tanıdık Çehov'u ve tiyatroyu. Bizleri Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu'na götüren programın adıydı 'RadyoTiyatrosu', Nâmık Kemâl'in 'Vatan Yahut Silistre' oyununu da ilk olarak yine aynı çocukluğumuzun içinde tiyatroda izledik, ilk roman okumalarımızı gazetedeki tefrikalarla yaptığımız gibi...

Sonraki yıllarda Türkiye'deki siyâsî gelişmeler ve kamplaşmalar Tercüman Gazetesi'ni dâhil etti hayatımıza, sağcı aileler Tercüman okurdu çünkü ve biz de Türkiye'ye Rauf Tamer'in 'Anahtar Deliği'nden baktık yıllarca, millî hassasiyetlerimize merhum Ahmet Kabaklı ve yine Merhum Ergun Göze tercüman oldu. (12 Eylül Darbesi'nden sonra basın dünyası için de zor geçen günlerde ülkücülere dâir ilk ve tek hakkaniyetli yazıyı Tercüman'da yazan Ergun Göze'yi de rahmetle anıyorum...)

Sonra...

Sonra 'Hergün Gazetesi' girdi hayatımıza ve 'biz her gün Hergün Gazetesi' aldık. Hergün Gazetesi şehrin sokaklarında elimizde, evlerimizde, iş yerlerindeydi...

Aradan çok uzun yıllar geçti...

Çok şey oldu...

Türkiye bambaşka bir Türkiye oldu. "Türk olmaktan kurtulduk" diyen, "Türk diye bir ırk yoktur" diyen siyâsetçilerin iktidar olduğu bir Türkiye oldu...

Bir takım savcılar mârifetiyle kurulan kumpaslar neticesinde Genelkurmay Başkanı'nın terörist denilerek hapse atıldığı bir Türkiye oldu. Yüzlerce Türk subayının senelerce hapse tıkıldığı bir Türkiye oldu. Ergenekon dendi, Balyoz dendi ve TSK'nın güzide mensuplarının mahkûm edildiği bir Türkiye oldu...

İşte o Türkiye'nin bir gazetesi vardı; Yeniçağ Gazetesi... Adına o günlerde cemaat denen ve TSK'ya kurulan kumpasların sahibi cemaat savcılarının karşısında onurluca duran Yeniçağ Gazetesi... Türk'ün aleyhinde söylenen her cümlenin karşısında onurluca duran Yeniçağ Gazetesi... Türk'e kurulan her tuzağın karşısında onurluca duran Yeniçağ Gazetesi... Sırtını iktidara ve devletten aldığı reklâmlara değil okuyucusunun vefasına dayayan Yeniçağ Gazetesi... Habur'un, Oslo'nun, Dolmabahçe mutabakatının karşısında onurluca duran Yeniçağ Gazetesi...

Türk milliyetçilerinin gazetesi Yeniçağ Gazetesi...

Statükonun yanında değil, demokrasinin ve demokratik taleplerin yanında duran Yeniçağ Gazetesi...

Bedel ödemek pahasına çizgisinden tâviz vermeyen Yeniçağ Gazetesi...

Biliyorum, internet var, gayet başarılı internet sahifemizden de gazeteyi takip ediyoruz.

Fakat kağıdın bir ruhu var, mürekkebin bir ruhu var ve sâhibinden idârî kadrosuna, yazarlarından santral memuruna kadar onlarca insanın emeğinin sindiği matbu bir Yeniçağ nüshasının lezzetini hangi internet sahifesinden alabiliriz?

Gazete bayiine gittiğimizde 'Gazete' isteyelim ve bayii "Hangi gazete?" diye sormasın bize? Çocuklarımızı gazete almaya yolladığımızda bayi çocuklarımıza da "Hangi gazete?" diye sormasın. Bilsin ki biz Türk milliyetçileri gazete dediğimizde Yeniçağ diyoruzdur. Biz Türk milliyetçileri için dünyayı Türkçe okuyabileceğimiz gazetenin adı Yeniçağ Gazetesi'dir...

Yazarın Diğer Yazıları