Hanife Açıkalın / Yeniçağ
Türk, "Ancak yetkili merciler isim belirterek değil genel nitelikte hakaret ediyor. Ama o hakaretin muhatabı hayır diyenler oluyor. Yetkili mercilerin Hayır oyu verenleri PKK ve FETÖ ile bir tutması, halk oylamasını bir dayatma yöntemine dönüştürüyor. Hayır verenler FETÖ'cü ise o zaman halk oylaması neden yapılıyor?" dedi İktidarın, istedikleri sonuç dışında bir sonuca hazır olmadığını belirten Türk, şöyle devam etti: "Halk oylaması süreci 16 Şubat'ta başladı ancak daha başlamadan iftiralar geldi. İktidar, yaptıkları anayasa değişikliğini halka anlatacakları yerde hayır diyenleri suçlama yoluna gidiyor. Doğrudan doğruya 'hayır' diyenler terörist, FETÖ'cü olmakla suçlanıyor. Bu nasıl bir demokrasi anlayışıdır? O zaman halk oylamasına neden gidiliyor. Halk oylamasında yüzde 50'yi aşan oranda hayır çıkarsa bu insanlar vatan haini, FETÖ'cü, darbeci mi olacak? Bütün bunlar meşruiyet kisvesine gizlenen bir anayasa darbesi."
"Hayır oyu verenler 15 Temmuz'un yanında yer alanlardır" söylemlerinin de iftira niteliği taşıdığını kaydeden Hikmet Sami Türk, şöyle dedi: "FETÖ'cülük konusunda sabıkalı olan kendileridir. Yolsuzluk dosyalarının ortaya çıkarılmasına kadar AKP ile FETÖ'nün yolları aynıydı. Menfaat çatışması sonrasında yol ayrımına geldiler. O tarihe kadar aynı saftaydılar. Halkın oyuna ipotek koyuluyor. Yapılmak isten anayasa değişikliğinin serbestçe tartışılması, eşitlik içinde yapılması değil, karşı çıkanları lekeleme, karalama, onları darbecilikle suçlama şeklinde geçecek."