Türk Birliği
İnsanların büyük çoğunluğu geçim derdindedir. Gündelik hayat gaileleriyle uğraşıp dururlar. Yoksulların kendilerini ve yakınlarının geçimlerini düşünmeleri son derece tabiidir.
Birçok insan da, daha rahat yaşamanın peşindedir. Kazancını artırmak, daha iyi beslenmek, gezmek ve eğlenmek, lüks içinde yaşamak, yakınlarının da aynı şekilde daha müreffeh ve huzurlu yaşamasını sağlamak… Bunlar da insanlar için tabii olan arzulardır.
Bazı insanlar da zengin olmak, makam ve mevki sahibi olmak isterler. Bunların birçoğu iyi insanlardır. Zenginlik ve makamlarını insanların iyiliği için kullanırlar. En azından başkalarına kötülük yapmazlar. Bazıları da kötü insanlardır. Makamlarını ve zenginliklerini insanlara hükmetmek, hatta eziyet etmek için kullanırlar. İnsanlara kötü davranırlar, tepeden bakarlar.
İçinde yaşadığı toplumla ilgili düşünce ve ülküleri olan insanlar çok değildir. Sayıları az olan bu tür insanlar kendilerinden çok, aidiyet duygusu taşıdıkları toplumun dertleri ve geleceği ile ilgilenirler. Onlara ülkücü (idealist) deriz. Milletin dertleri ve geleceğiyle ilgilenen ülkücüler milliyetçi adını alır. Türk milletinin ülkücülerine ise Türk milliyetçisi veya kısaca Türkçü deriz.
Türkçülerin ülküsü, Türk milletinin dert ve sıkıntılarını ortadan kaldırmak; Türk milletini zengin, kalkınmış, müreffeh hâle getirmek; Türk milletini güçlendirmek ve yükseltmektir.
Bütün ülkücüler gibi Türkçüler de kendileri gibi düşünenlerin sayısını artırmak ister. Ne kadar çok olurlarsa ülkülerini gerçekleştirmeye o kadar yaklaştıklarını düşünürler. Demek ki bir Türkçünün ilk görevi Türkçülerin sayısını artırmak için çalışmaktır.
Günümüzde Türk milletinin birçok derdi ve sıkıntısı vardır. Türklerin bir kısmı başka devletlerin boyunduruğu altındadır. Millî varlıklarını tabii bir şekilde sürdüremedikleri gibi çeşitli eziyet ve işkencelere de maruz kalmaktadırlar.
Bağımsız devletlerin çatısı altında bulunan Türklerin de her bakımdan bağımsız oldukları söylenemez. Güçlü devletlere şu veya bu şekilde bağımlılıklar söz konusudur.
Bağımsız Türk devletlerinde iç dertler ve sıkıntılar da vardır: Yoksulluk, cehalet, kötü yönetimler ve adaletsizlik.
Türkçüler, bütün bu dert ve sıkıntılarla ilgilenmek, uğraşmak zorundadırlar. Dert ve sıkıntıları gidermenin yollarını arayıp bulmaya çalışmalıdırlar. Olumsuzlukları sıraya koymak şart değildir. Önce şu sıkıntıyı halledelim, sonra diğerine geçelim gibi bir tutumun mantığı yoktur. İmkân ve fırsatlara göre davranmak en doğrusudur.
Bağımsız olmayan Türklerin bağımsızlığını sağlamak, bağımsız parçalar arasında ekonomik, kültürel ve siyasi birlikler oluşturmak Türkçülerin önünde duran büyük bir hedeftir. Bu hedefe Turan diyoruz. Böyle bir hedefleri olduğu için Türkçüler aynı zamanda Turancıdırlar.
Turancılık, Türkiye'de uzun zaman, gerçekleşmesi mümkün olmayan boş bir hayal olarak algılanmıştır. Uzun yıllar süren soğuk savaş döneminde bu algı bir dereceye kadar normal sayılabilirdi. Ancak 1989'da Berlin duvarının yıkılmasından itibaren dünya olaylarının ve dengelerinin ne kadar çabuk değiştiğini gördükten sonra aynı algının devam etmesi normal değildir. Dengeler hızla değişmekte, bugün güçlü olan yarın zayıflayabilmekte, bugün zayıf olan yarın güçlenebilmektedir. Aslında tarih boyunca dünya dengelerinin değiştiğini bilenler, soğuk savaş döneminde de Turancılığı hayal olarak görmüyorlardı.
Türkiye'nin içinde bulunduğu duruma veya Türk Dünyası'ndaki bazı gözlemlerine dayanan bir kısım insanlarımız Türklerin bir birlik oluşturamayacağını düşünebilirler. Bardağın boş tarafını görenler daima kötümser olurlar. Ancak bardağın dolu tarafı, en azından dolmakta olan tarafı da vardır.
Türkiye'de Türk milliyetçilerinin sayısı hiç bugünkü kadar fazla olmamıştır. Kamuoyu araştırmalarında kendilerine milliyetçi diyenler her zaman diğerlerinden fazla çıkmaktadır.
Türk devlet ve toplulukları arasındaki ilişkiler, 1990 öncesine göre çok daha fazladır. Türk Konseyi gibi, Türksoy gibi ortak kuruluşlar vardır. İş adamları, bilim adamları ortak çalışmalar yapmaktadır. Türk Dünyası kavramı yaygın olarak kullanılmaktadır. Bağımsız Türk devletlerinde de artık Turancılığı düşünen insanlar vardır. O hâlde Türk birliği, hiç de olmayacak bir hedef değildir.
Not: Ülkemiz depremlerle sarsılıyor. Manisa'dan sonra Elazığ, Malatya... Ölenlere rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun!