Solunum sıkıntısı yaşayan 77 yaşındaki kadının, Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Hastanesine başvurması üzerine, kadının normalde 3 santimetre civarında olması gereken aort damarının yaklaşık 15 santimetre olduğu belirlendi.
Kalpten çıkan, vücuttaki en büyük damar aortun, tüm vücuda kanın yayılmasını sağlayan ana damar olması nedeniyle durumu hassasiyetle inceleyen UÜ Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Biçer, damarın her an yırtılma riski taşıması nedeniyle hastayı ameliyata aldı.
Ameliyatta, damar çıkarılarak yerine sentetik bir damar yerleştirildi.
Biçer, aynı bölümdeki Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Yüksel ve Dr. İrem İris Kan'la vakaya ilişkin makale hazırladı.
Makale uluslararası kardiyovasküler dergisi ''Brazilian Journal of Cardiovascular Surgery"de yayınlanarak, bugüne kadar bu genişlikte bir aort damara yapılmış ameliyat olarak tıp literatürüne girdi.
"MUTLAKA MÜDAHALE EDİLMELİYDİ"
Prof. Dr. Murat Biçer, boy ve kilo durumuna göre değişmekle birlikte aort damarının normalde 3 santimetre civarında olması gerektiğini söyledi.
Söz konusu hastanın tomografi ölçümünde bu damarın yaklaşık 15 santimetre olduğunu gördüklerini kaydeden Biçer, "Böyle bir damarın her an yırtılma riski var ve yırtıldığı anda da çoğunlukla ölümle sonuçlanıyor. Mutlaka müdahale edilmesi gereken bir klinik durumdu." dedi.
"HASTA HİÇBİR SIKINTI OLMADAN HAYATINA DEVAM EDİYOR"
Hastaya, daha önce gittiği bir merkezde bu büyüklükteki bir damara müdahalenin olamayacağının, taşıdığı risk nedeniyle ameliyat yapamayacaklarının söylenildiğini aktaran Biçer, şunları kaydetti:
"Biz, hasta yakınlarına risklerinin olduğunu fakat bunun yapılabileceğini söyledik. Ameliyatta o genişleyen kısmı tamamen çıkarmanız gerekiyor. Özel ameliyat teknikleriyle müdahale etmeniz lazım. Damarı tamamen çıkarıp yeni bir sentetik damar koyduk. Aynı işlevi yerine getiriyor. Bu tür hastalarda beyin fonksiyonları etkilenebiliyor. Hiçbir sıkıntı olmadan hasta hayatına devam ediyor."
Daha sonra litertüre baktıklarında kalpten çıkan damarda bu genişlikte bir vakanın olmadığını gördüklerini belirten Biçer, "Bunu da hem üniversitemiz adına hem de Türkiye adına prestijli bir dergiye gönderdik ve yayın olarak da kabul edildi." diye konuştu.