Türk bayraklı sondaj gemilerimizin yönetimi yabancıların elinde mi? Maaşlarını dolarla alan yabancıların sayısı kaç

Erman ÇİMEN- YENİÇAĞ- Özel Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz ay Türkiye'nin kilitlendiği müjdeyi açıkladı. Erdoğan, Türkiye tarihinin en büyük doğal gaz keşfini Fatih sondaj gemisiyle Karadeniz’de gerçekleştirdiğini belirterek; ‘320 milyar metreküp doğalgaz rezervi’ bulduklarını söyledi.

Türkiye’nin son yıllardaki enerji politikalarında büyük bir aşama olarak kaydedilen bu sondaj gemilerimizin işletmelerinin ise yabancı firmalarda olduğu ortaya çıktı. Bu gemilerde çalışan az sayıda Türk personelin ise pasif görevlerde kullanıldığı öğrenildi.

KAPTANLAR TÜRK DEĞİL

Türkiye’nin Dünya’daki büyük enerji oyununda kendine yer açması için satın aldığı, 3 tane sondaj gemisi, 2 tane sismik gemisi bulunuyor. Bunlar Fatih, Yavuz ve Kanuni sondaj gemileri ile Barbaros Hayrettin Paşa ve Oruç Reis Sismik gemileri…

Son dönemde gündemden düşmeyen bu sondaj gemilerin işletmelerinin ise yabancı firmalara ait olduğu ve bu gemilerde görev yapan kaptanların da yabancı olduğu, Türk olarak sadece gündüz ikinci kaptanın bulunduğu ama onun da üstünde yabancı kaptanların da görev yaptığı belirtiliyor.

ÇOK ULUSLU YAPI İDARE EDİYOR

Gemileri Hırvat, İskoç, Amerikalı, İngiliz, Kanadalı, Sırp çalışanlardan oluşan çok uluslu bir yapı kontrol ve idare ettiği iddia ediliyor.

GEMİLERDE ÜST DÜZEY YÖNETİCİLERİN ÇOĞUNLUĞU YABANCI

Ortalama bir sondaj gemisinde operasyonel durumda iken ortalama 180 kişi çalışırken Fatih gemisinde 120 kişinin yabancı yönetim firmasının çalışanları olduğu belirtiliyor. Gemiyi operasyonel olarak yürütmekle görevli ise 60 kişi bulunuyor. Bunların %50’si Türk ama pasif görevlerde olduğu belirtiliyor. Örneğin radyo operatorleri, silici ve yağcılar, 2. ve 3. Mühendisler , Catering işinin başındaki yöneticilerin Türk olduğu belirtiliyor.

TOPLANAN BİLGİLERİN YURT DIŞINA SIZMA RİSKİ VAR

Bu gemilerin topladığı bilgilerin ise TP görevlileri ve Türk mühendislerin aldığı ancak ‘Company man’ denilen yabancı şirket temsilcileri de o ekibin içerisinde olduğu için bu bilgilerin dışarıya sızma riskinin olduğu iddia ediliyor.

YABANCILARA PİYASANIN ÇOK ÜSTÜNDE YÜKSEK MAAŞLAR

Türkiye’nin gemilerdeki bu yabancı personel ve yöneticilere ise çok yüksek düzeyde maaşlar ödendiği belirtiliyor.

Örneğin gemilerde günlük 650 dolara, yani aylık yaklaşık olarak 20.000 dolar maaşlı yabancı personel çalıştırıldığı, bu rakamların da yurt dışı piyasaların da çok üzerinde olduğu iddia ediliyor. Buna karşılık Türkler ise çok daha az ücretlere çalıştırıldığı belirtiliyor.

TPAO YARDIMI HEP DIŞARDAN ALINIYOR, YERLİ POLİTİKASI YOK!

Uzmanlar Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) yerliyi yetiştirme politikası benimsemediğini, Türklerin sistem dışında bırakılmasına göz yumduğunu, kendi insanlarımızı yetiştirmediğimiz için esas operasyon kısmında dışarıya bağımlı kaldığımızı belirtiyor.

Peki ne yapmalı?

Peki bu sistem nasıl düzeltilir? Yeniçağ’ın konuştuğu denizcilik uzmanları devlet içinde denizcilikle ilgilenen bir dairenin acilen kurulması gerektiğini belirtiyor. Ve bu dairenin tüm bu gemilerin işletmeciliğini alarak, devletin bu gemileri kendi işletmeye başlatması gerektiğini belirtiyor.

Bu gerçekleşirse gemilere şu an harcanan paranın yarıya kadar azalacağı, çok kısa bir sürede de bu gemilerin tamamının Türkleşebileceği belirtiliyor…

YENİÇAĞ OLARAK SORUYORUZ…

Şimdi tüm bu şartlar altında Türkiye Cumhuriyeti’ne ait, onun bayrağını taşıyan bir geminin işletmeciliğinin Türklere ait olması gerekli değil mi? Ve bunları yapabilecek olanaklara ve vasıflı insanlara sahip değil miyiz?

Neden Türkler bu sisteme sokulmak istenmiyor? Yabancılar bu gemilerde yetişeceğine neden bizim Türk gençlerimiz yetiştirilmiyor? Ve Türkiye için bir sondaj yapılacaksa, neden bu işin başına bir Türk oturtulmuyor?

Sonuç olarak bu gemilerde olan personelin mümkün olduğunca Türkleştirilmesi gerekiyor. Olanlar için de Bakanlığın ve TPAO’nun geleceğe yönelik olarak acil bir iş geliştirme politikası sağlaması gerekiyor…