Barış YAHYA ÇİNÇİN / YENİÇAĞ
Türk basınının duayen isimlerinden, Hürriyet Gazetesi’nin efsane Genel Yayın Yönetmeni Çetin Emeç, 7 Mart 1990’da Hürriyet gazetesindeki işine gitmek için evinden çıktığı sırada şoförü Sinan Ercan ile birlikte kurşunların hedefi olmuştu. Bugün, hain bir suikast sonucu aramızdan ayrılan Çetin Emeç’in vefatının 31’nci yıldönümü. Her sene, Emeç’in Zincirlikuyu’daki mezarı başında gerçekleştirilen anma töreninin, bu sene korona virüs salgını önlemleri nedeniyle gerçekleştirilmeyeceği öğrenildi.
Ancak başta basın camiası olmak üzere tüm Türkiye’den Emeç’in sevenleri, usta gazetecinin ölüm yıldönümünde dilek ve temennilerini paylaşmaya devam ediyor.
Türk basınına birçok yenilik kazandıran ve ‘Gazeteci Çetin’ sıfatıyla, tarafsız gazeteciliğin ender örneklerinden birini sergileyen Emeç, gazetecilik yeteneklerinin yanı sıra insani anlamda sergilediği ilkelerle de basın camiasının bayraklarından biri konumunda bulunuyor.
“EN AĞIR HABERİ ANLAŞILIR KILARDI”
Yakın dostları, usta gazeteci Çetin Emeç’i, “Genel Yayın Yönetmeni” adlı kitapta anlatmıştı. Kitapta usta gazeteci için şu ifadeler kullanıldı:
En ağır siyasi haberi de bir magazin haberi kadar anlaşılır ve cazip hale getirmesini bilirdi. Karmaşık ve yazanın da tam anlamadığı haberleri, anlaşılır hale getirmek için, bazen saatlerce uğraşırdı. Bazen muhabirlere karşı çok sert olur ve hatta genç stajyerleri ağlatırdı. Ama şimdi hepsi meslekte ilerlemiş olan o arkadaşların, Çetin Emeç’in kendilerine karşı gösterdiği titizliğin değerini anladıklarına eminim.
“GİYİMİNE ÖZEN GÖSTERİRDİ”
Henüz Avrupa’da bile yeni moda olan yırtmaçlı, kruvaze ceketleri Çetin Emeç Beyefendi’nin üzerinde en şık haliyle görebilirdiniz. Tahminimce giyimine gösterdiği özen, sadece kendisinin özel merakından değil, çevresine gösterdiği müthiş saygısından da kaynaklanıyordu.
EMEÇ’İN ÖLÜMÜNDEKİ SIR PERDESİ HENÜZ ARALANMADI
Usta gazeteci Emeç’in ölümün ardından katillerinin kim olduğu sorusu ise henüz yanıt bulmadı. Emeç’in ölümün ardından gazeteyi arayan Karadeniz şiveli bir şahıs, "İslam düşmanı olduğu için Çetin Emeç''i öldürdük", "Saldırıyı Türk İslam Komandoları yaptı" sözlerini sarf etmişti.
Usta gazeteci Çetin Emeç''in öldürüldüğü 1990 yılından günümüze kadar Türk İslam Komandoları isimli bir örgütün izine ise rastlanamadı.
Bazı kişiler Emeç''in suikastı ile ilgili davada yargılansa da Çetin Emeç’in kim ve kimler tarafından katledildiği ise henüz aydınlatılmayan konular arasında yerini koruyor.
Mensuplarının çoğunluğu Batmanlı olan grubun lideri olmakla suçlanan kişi ise Kastamonu doğumlu ve İstanbul Üniversitesi mezunu olan İrfan Çağrıcı''ydı. Hürriyet, Çetin Emeç suikastının üzerinden 6 yıl geçmesinden sonra 2 Mart 1996 günü yakalanan İrfan Çağrıcı için "İşte Emeç''in Tetikçisi" manşetini attı. Ancak günümüze kadar Çetin Emeç suikastı ürerindeki esrar perdesi aralanamadı.
YILDIRIM AKBULUT: BU DAVRANIŞLA BİR SONUCA VARAMAZLAR
İrfan Çağırıcı hakkında 6. Ağır Ceza Mahkemesi''nde idam istemiyle dava açıldı. Dava sürecinde idam cezasının kaldırılması nedeniyle müebbet ağır hapis cezası talep edildi ve bir yıl süren yargılama sonucu Çağrıcı müebbet hapis ile cezalandırıldı ve hapse gönderildi.
Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Hamdi Ardalı ise Çetin Emeç suikastında kullanılan Ingram-M10 otomatik tabancanın o tarihe kadar herhangi bir suikastta kullanılmadığını açıkladı.
Dönemin Başbakanı Yıldırım Akbulut suikast ile ilgili olarak, "Failler veya arkasında ki örgütler bu davranışlarla bir sonuca varamazlar. Türkiye''de bu hareketlerle demokrasiye yönelik bir tavır konulması arzu ediliyorsa katiyen o da tahakkuk etmeyecektir" ifadelerini kullanmıştı.
