BAHÇELİ POLİTİKA DEĞİŞTİRDİ, MHP ADALARI UNUTTU
Yeniçağ Gazetesi’nin defalarca manşetlerine taşıdığı Türk adalarına Yunan işgali konusu, hükümete yakınlığıyla bilinen Sabah Gazetesi yazarı Engin Ardıç’ın köşesine konu oldu.
Ardıç, adaları savunanlarla dalga geçtiği yazısında, Bahçeli’nin politika değiştirmesi sonrasında MHP’nin adaları gündeme getirmediği sadece Kılıçdaroğlu’nun konunun üzerine gittiğini söyledi. Kılıçdaroğlu’nun Yunan adalarını işgal edilmesini sürekli olarak gündemde tutmasını skandal ifadelerle eleştiren Ardıç: “Buna en hafif deyimiyle ‘ayaktakımı politikacılığı’ denir” diye yazdı.
Ardıç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için “Bu adam zararlıdır” ifadesinde bulundu.
İşte Ardıç’ın vatan topraklarına sahip çıkanlarla ilgili yazdığı o skandal yazı:
“Durduk yerde ortaya attıkları bir "adalar meselesi" var.
Ege'de bazı adalarımız Yunanistan'ın eline geçmiş. Yok, Kardak denilen o saçma sapan kaya parçası değil…
Bu sefer bunu seçimden önce Doğu Perinçek ortaya attı, kendilerine eski komünist havaları veren karta kaçmış postalcılar da desteklediler.
Aynı meseleye, başka mesele yokmuş gibi, MHP de destek verdi.
Fakat adaların sayısı konusunda çelişki vardı, anlaşamıyorlardı. MHP iskonto yapıp "on beş" adayla yetiniyor, Perinçek bunu "iki yüz on altıya" kadar çıkarıyordu.
Ne ki, şimdi Perinçek hükümetle ateşkes imzaladığı, Bahçeli de politika değiştirdiği için konu "küllenmiş" bulunuyordu...
Birdenbire, dam üstünde saksağan vur beline kazmayı, durduk yerde kim sahip çıktı? Kim "kuyudan mesele çıkarmaya" çalışıyor? Kim, sağdan soldan duyma, kulaktan dolma söylentilerle politika üretmeye çalışacak kadar yerlere düşüyor? Elbette Kemal Kılıçdaroğlu.
"Burnumuzun dibinde on sekiz adayı kaybettik" demiş... Kemal Bey ada sayısını on sekizde sabitlemiş.
"Binali Yıldırım'a soruyorum, on sekiz adayı geri almayacak mısın? Milliyetçi misin, değil misin?"
Buna en hafif deyimiyle "ayaktakımı politikacılığı" denir.
En ağır deyimiyle ne dendiğini, Kemal Bey'le mahkemelik olmamak için yazmıyorum.
Üstelik bununla yetinmemiş, araya bir de "Kıbrıs'ı da satıyorlar" lafını da sokuşturmuş ki, Dolunay Partisi bile yapmaz.
Postalcı basının kalemşorlarından da hemen destek geldi tabii.
Yazıklar olsun Kemal Bey...
Bir batı sınırımız kalmıştı sorunsuz, orayı da sen karıştır...
Yunanistan'la tarihte hiç bu kadar yakın ve hatta dost olmamıştık, onu da sen boz.
Sudan bir mesele için o komşuyla da kapışalım, sonra sırayı bir de Bulgaristan'a getirir, ona da bir kulp bulursunuz.
Başımızdaki belalar yetmiyor, bir de o belaya sokun bizi.
Kaşıyacak başka yara mı bulamadın Kemal Bey? Üstelik böyle bir yara da yok, önce kendin açıp sonra kaşımaya yelteniyorsun.
Bu vatana hizmet değildir Kemal Bey.
Bu kadarı fazladır artık.
Bu adam zararlıdır.
İktidara değil, muhalefete zararlıdır.
Koskoca CHP bu kadar siyasi çapsız, bu kadar siyasi yeteneksiz, bu kadar siyasi zavallı bir adama layık değildir. Hani "15 Temmuz gecesi oteller kapalıydı" diyebilen bir adam...
Muharrem İnce'yi mi kimi getirecekseniz bir an önce getirin başınıza da bu durumlara düşmekten kurtulun.
Korkmayın, sizde kurultay da tükenmez, iskemle de çoktur, göbek havası da bitmez, göbekler de kolay kolay erimez!”