Editör: Osmancan Erok
“Biz Kürt değil Türk'üz” diyerek Atatürk'ün yanında yer alan Tuncelili Diyap Ağa’nın vatana ihanet eden Seyit Rıza ve Şeyh sait için ne dediği gün yüzüne çıktı.
Tarihçi yazar Doğan, Tuncelili Diyap Ağa’nın Şeyh Sait için “Hain Şeyh Said'i Dersim'e Sokmadık! Şeyh Sait’in isyan ettiğini duyduk, Elazığ’a gelerek hükümeti basmış. Vallahi şaşırdık. Gökten mi indi, yerden mi çıktı bu hain dedik. Bir kısmımız tepelerde bekledik, Dersim’e sokmadık.” dediğini açıkladı.
Diyap Ağa ile ilgili paylaşım yapan Ümit Doğan “Tunceli’nin yiğit adamı o zamanki adıyla Dersimli Diyap Ağa. Böyle bir vatansever dururken Seyit Rıza'yı parlatıp önümüze koyuyorlar. Diyap Ağa’yı anarlar mı? Anmazlar. Neden? Bu memlekette Atatürk ve Cumhuriyete ne kadar düşmansanız maalesef o kadar kıymete binersiniz.” dedi.
Devamında Diyap Ağa’nın sözlerini aktaran Doğan şöyle yazıyor:
Bakın ne diyor Diyap Ağa: Gavur Anadolu’yu sardı. Türklük tehlikeye düştü. İşittik ki Erzurum taraflarında can kurtaran bir paşa çıkmış. Meclis kuracakmış. Hep onu gözledik. Öğrendim ki bu paşanın adı Mustafa Kemal imiş. Bizden iki mebus istedi. İhtiyar halimle vatanı kurtaranların yanına koşmayı, başımı bile vermeyi göze aldım. Bana “gitme, ölürsün” dediler. “Zaten herkes mahvoluyor, varam gidem. Onlara ulaşam, hep beraber ölek!” dedim. (...) Sekiz günde Ankara’ya vardım."
İkinci bir paylaşımında ise Doğan şu ifadeleri kullanıyor:
Diyap Ağa diyor ki: Hain Şeyh Said'i Dersim'e Sokmadık! “Şeyh Sait’in isyan ettiğini duyduk, Elazığ’a gelerek hükümeti basmış. Vallahi şaşırdık. Gökten mi indi, yerden mi çıktı bu hain dedik. Bir kısmımız tepelerde bekledik, Dersim’e sokmadık." Vakit, 27 Mayıs 1925.
ŞEYH SAİT İSYANI
1865 ya da 1866’da Elazığ’ın Palu ilçesinde doğan Şeyh Said, Birinci Meclis’in Bitlis milletvekili Yusuf Ziya tarafından aşiretler arasındaki tanınmışlığı ve sözünün geçmesi nedeniyle gizli Kürt İstiklal komitesi’ne (“Azadi” örgütü) üye yapıldı. Doğu illerindeki aşiretleri dolaşan Şeyh Said, Cumhuriyet ve Mustafa Kemal’in dinsizliğinden, çıkarılan yasalar ile İslamiyetin, nikah, ırz ve namusun Kuran’ın ortadan kalkacağından, ağaların ve hocaların idam edileceğini veya sürüleceğinden bahseden kara propagandalar yaptı. Şeyh Sait, Cumhuriyete ve devrimlere karşı bir ayaklanma fetvası hazırlayarak devrimlere destek verenlerin canları ve mallarının helal olduğunu yazdı. Şeyh Sait Diyarbakır, Çapakçur, Ergani ve Genç illerinde bir ay kadar dolaştıktan sonra 13 Şubat 1925 tarihinde Piran’daki kardeşinin evine yerleşti. Piran’da jandarmanın 5 suçluyu tutuklama girişimi üzerine çıkan çatışma sebebiyle ayaklanma hareketi planlanandan önce başladı. Şeyh Sait ve adamları Önce Genç ilinin merkezi Darhani’yi ele geçirmiş, bir alayı geri çekilmeye mecbur ettikten ve bir süvari alayını da pusuya düşürdükten sonra, Elazığ’ı almıştır. Daha sonra asiler, Diyarbakır’a yürüyerek şehri ele geçirmek istemişlerse de bundan bir sonuç alamamışlardı. Şeyh Said İsyanı bastırılmasından sonra “Şark İstiklal Mahkemesi” nde yargılanıp idama mahkum edildi. Şeyh Sait ve 47 arkadaşı idam edildi.
DİYAP AĞA KİMDİR?
Diyap Yıldırım, 1852 yılında Tunceli'nin Çemişgezek ilçesinde Hozatlı Seyithan Ağa ve Elif Hanım'ın oğlu olarak dünyaya geldi. Ovacık-Hozat aşiretlerinden Ferhatuşağı aşiretine mensuptur.2 kez evlilik yaptı. 1. Dünya Savaşı yıllarında ordu komutanı Mustafa Kemal Atatürk ile sıkı bir dostluk kurdu.
Diyap Ağa, Dersimli Binbaşı Hasan Hayri Bey tarafından meclise getirildi. Diyap Ağa, Dersim mebusluğu bittikten sonra memleketi Tunceli'ye geri döndü. Mustafa Kemal Atatürk tarafından Diyap Ağa'ya maaş bağlatıldı. 1932'de Divriği'de öldü. Diyap Ağa'nın mezarı bugünkü Hozat sınırındaki Gözlüçayır köyünde yer almaktadır. “Biz Kürt değil Türk'üz” diyerek Atatürk'ün yanında yer almıştı.