Vedat Yenerer’in avukatı Vural Ergül, sahte haham Tuncay Güney’e ait mülakat kasetlerine ulaşıldığı gün tertibin ortaya çıkacağını savundu
Ümraniye davası tutuklu sanıklarından gazeteci Vedat Yenerer’in avukatı Vural Ergül, sahte haham Tuncay Güney’in ifadelerinin yer aldığı ses kasetlerinin bulunmasını istedi. Ümraniye davasının dün yapılan 31. duruşmasında Yenerer’in avukatı Ergül savunma yaptı. Ergül, davanın temel dayanağını oluşturan Tuncay Güney’i hedef alan savunmasında, sahte hahamla ilgili çeşitli iddialarda bulundu.
Evrak kayboldu
Güney’le 2001 yılında yapılan mülakat kasetlerine hala ulaşılamadığını ifade eden Ergül, “Bu kasetlerin ortaya çıktığı gün, tertibin nasıl düzenlendiğini göreceğiz” dedi.Güney’le 4 kasetlik mülakat yapıldığını öne süren Ergül, şunları söyledi: “Mülakattan bazı bölümler çıkartılmış. 4 tane mülakat kasedinin çözümlerinin birincisi 41, ikincisi 43, üçüncüsü 25, dördüncüsü ise 18 sayfa. Buradan görülüyor ki, üçüncü kasetten çıkartılmıştır. 2001 yılında yapılan mülakatın çözüm tutanaklarının Organize Şube’de olduğu belirtiliyor. 14 gün sonra da bunun şubeden kaybolduğunu farkediyorlar. Sonra gidip Fatih Adli Emaneti’nde buluyorlar. 2008 yılının şubat ayında, orjinal ses kaydının da var olduğu belirtiliyor. Bununla görüntü kaydı karşılaştırılabilirdi. Mart ayında bunu da kaybettiler.”
10 ismi var
Mahkeme Heyeti, sanık ve avukatlarının talepleri doğrultusunda, 2007 yılı Aralık ayı başından 2008 yılı Şubat ayı sonuna kadar “Tuncay Güney”, “Tuncay İpek”, “Tuncay Güney İpek”, “Tuncay Bubey”, “Tolga İpek”, “Daniel Güney”, “Daniel Levi”, “Kemal Kosbağ”, “Alparslan Evrenos” ve “Alpaslan Evrenos” isimleriyle Türkiye’ye giriş-çıkış yapan kişi olup olmadığı konusunda Emniyet Genel Müdürlüğüne yazı yazılmasına karar verdi. Heyet, aynı kişilerin yurt dışında herhangi bir toplantı yapıp yapmadıklarının, yapmışlar ise içeriğinin MİT Müsteşarlığından sorulmasına karar verdi.
Gizli tanık olmayınca tutuklandım
Vedat Yenerer’in avukatı Vural Ergül’ün ardından tutuklu sanıklardan gazeteci-yazar Ümit Oğuztan’ın savunmasına geçildi. Ümraniye soruşturması kapsamında gözaltına alındıktan sonra savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldığını anlatan Oğuztan, “Daha sonra savcı, gizli tanık olmamı istedi. Ben gizli tanık olmayınca da boş disketler doldurularak tutuklandım. Devlet namuslu vatandaşlarına tuzak kurmaz, namussuzuna da kurmaz. Çünkü o bir devlettir” dedi. Oğuztan, “Bana, 9 gün boyunca işkence yaparak, elektrik verdiler. Çırılçıplak soyup gözümü bağladıktan sonra, ’Ali Kalkancı’yı neden haber yaptın’ gibi sorular sordular. Veli Küçük’ü de sordular. Onunla ilgili konuşmamı istediler” dedi.
‘Araştırmayı bizzat Gökçek talep etmişti’
Ümraniye davasının tutuklu sanıklarından Siyasi Ekonomik Sosyal Araştırmalar ve Strateji Geliştirme Merkezi (SESAR) Başkanı İsmail Yıldız, kamuoyuna yansıyan 354 milyarlık faturanın hizmet karşılığı kesildiğini öne sürdü. Ümraniye davasını takip eden gazetecilere, avukatı aracılığıyla bir basın açıklaması gönderen Yıldız, ” Fatura içeriğindeki Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili araştırmaların 2001 yılının Haziran ayında bizzat Gökçek tarafından talep edildiğini “ belirtek, ” Bu talebe, Melih Gökçek ile aramızda ekstra iletişimi sağlayan ve ekstra kuryelik yapan, Recep Tayyip Erdoğan’ın da çok iyi tanıdığı bir üst düzey politikacı ve yine politikacı eşi olan bir başka kişi daha tanıktır. Araştırmaların başladığı Haziran 2001’den 13 Haziran 2003’e kadar hiçbir ödeme yapılmamıştır “ dedi. Gökçek’le yapılan akidin şifahi olduğunu belirten Yıldız, ” Kaldı ki, akidin ille de yazılı olacağına ilişkin kural da yoktur. SESAR’a da Melih Gökçek’ten paranın tahsil edileceği garantisi verilmiştir. Ama ödeme yapılmadığı gibi şahsıma 60’a yakın dava açılmış, üstüne üstlük bir terörist yapftası yapıştırılarak, 19 aydır tutuklu olmam sağlanmıştır “ dedi.