Koronavirüs salgını ile birlikte herkesin evlere kapanması ve sonrasında Rusya’nı Ukrayna’yı işgali ile ekonomide yaşanan dalgalanma küresel çapta yerini normalleşmeye bırakırken, tüm dünyayı bekleyen yeni tehlike ortaya çıktı. Son dönemde daha çok konuşulan bu tehlike küresel ekonomiyi içinden çıkılmaz bir duruma sürükleyebilir. Uzmanlar yaklaşan bu tehlikeye ‘Gümüş tsunami’ diyor.
Dünyada nüfus artış hızı son 50 yılda düşüşe geçti. Birleşmiş Milletler, nüfus artışındaki düşüşün devam edeceğini ön görüyor.
Ülkelerin nüfusunun hızla yaşlanması, nitelikli iş gücünün de azalmasına neden oluyor. Bu durum uzun vadede ekonomilerin daralmasına neden olabilir. Öte yandan nüfusun hızla yaşlanması sağlık ve sosyal güvenlik sistemi üzerindeki yükü de artırıyor.
Nüfusu yaşlanan ülkelere en çarpıcı örneği Japonya oluşturuyor. Küresel ekonominin en önemli aktörleri arasında yer alan Japonya’da nüfusun yüzde 28,2’sini 65 yaşın üzerindeki kişiler oluşturuyor. Japonya’nın dışında en yaşlı nüfusa sahip iki ülke İtalya ve Finlandiya olurken en genç nüfusa sahip ülkeler ise Afrika ülkeleri oldu. Afrika’daki yüksek oranlı genç nüfusun sebebinin düzensiz nüfus artışı olduğunun altı çiziliyor.
EKONOMİDE ‘GÜMÜŞ TSUNAMİ’ RİSKİ
Yapılan araştırmalar nüfus artış hızının düşmesi durumunda küresel nüfusun 2060 yılından itibaren düşüşe geçeceğini ön görüyor. IMF’nin yaptığı araştırmaya göre ise çalışma çağındaki nüfusun 2030 yılına kadar azalması beklenirken ekonominin verimliliğinin risk altında olduğu vurgulandı.
Nüfusun artış hızını dünya çapında 50 yıl önce yüzde 2 seviyesindeyken günümüzde yüzde 1’in altına geriledi. Tüm dünyada nüfus artış hızının yavaşlaması ekonomide ‘Gümüş tsunami’ olarak adlandırılıyor.
‘Gümüş tsunami’ olarak adlandırılan durum, ortalama yaşam süresinin artmasından ve doğum oranlarının düşmesinden kaynaklanıyor. 1913 yılında ortalama yaşam süresi 34 yılken 2020’de bu süre 72 yıla çıktı. Ortalama yaşam süresinin artmasının yanı sıra doğum oranları hızla düştü.
EKONOMİK DURGUNLUĞA VE KRİZLERE NEDEN OLABİLİR
Uzmanlar, yaşlanmanın devam etmesinin ekonomik durgunluğa ve krize neden olabileceğini belirtiyor. Öte yandan yaşlı nüfusun artması ile birlikte artan sağlık ve sosyal güvenlik harcamaları çalışan kesimler üzerindeki yükün artmasına da neden oluyor. Bu bağlamda ekonomik büyümenin negatif etkilenmesine neden olabilir.
Ekonomistler bu bağlamda Çin ve Almanya örnekleri üzerinde duruyor. Çin’de nüfusun yaşlanması ile birlikte ekonomik büyümenin yavaşlaması hatta gerilemesi bekleniyor. Almanya ise nüfusun yaşlanması ile birlikte iş gücünü canlı tutmak için farklı ülkelerden göçmen işçiler alıyor.
TÜRKİYE’DE DE NÜFUS ARTIŞI HIZLA DÜŞÜYOR
Küresel çapta nüfus artışında yaşanan düşüş Türkiye’de de hissediliyor. TÜİK’in verilerine göre Türkiye’de 2019 yılında binde 13,5 olan nüfus artış hızı 2023 yılında binde 1,1’e kadar düştü. Yaşlı nüfusun toplam nüfusa oranı ise 2018 yılında yüzde 8,8 seviyesindeyken 2023’te yüzde 10,2’ye yükseldi.
Uzmanlar, Türkiye’de nüfus artış hızını düşmesiyle oluşan işgücü kaybının resmi ya da kaçak çalışan sığınmacılarla karşılandığına dikkat çekerek bu durumun ekonomiyi ve sosyal yapıyı tehdit ettiğine dikkat çekiyor.