Türkiye İstatistik Kurumu bugün enflasyon rakamlarını açıkladı. Enflasyon yıllık bazda yüzde 75,45 ile beklentileri aşarken, aylık bazda yüzde 3,37 ile beklentilerin üzerinde açıklandı.
TÜİK’ten önce de ENAG enflasyon rakamlarını paylaştı. ENAG’a göre; enflasyon aylık bazda yüzde 5.66 artış gösterirken, yıllık enflasyon ise yüzde 120.66 olarak açıklandı.
TÜİK ve ENAG arasında makasın daha da açıldığı görülüyor. Özellikle TÜİK rakamlarının, marketler ve pazarlardan çok farklı olduğu gözle görülüyor.
TÜİK’in marketin kapısının önünden bile geçmeyerek, açıkladığı aylık yüzde 3,37’lik rakam, akıllara durgunluk veriyor.
Marketlerde neredeyse her gün değişen etiket fiyatlarının faturası vatandaşa yansıyor. Özellikle temel gıdaya erişimin güçlendiği enflasyonist ortamda TÜİK’in açıkladığı bu rakamlar gerçek fiyatların çok gerisinde kalıyor.
Türkiye ekonomisinde son yıllarda yükselen enflasyon, vatandaşların alım gücünü zorluyor. Özellikle temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat artışları, vatandaşların cebini yakıyor. Gıda, ulaşım, konut gibi temel ihtiyaç kalemlerindeki fiyat artışları, özellikle düşük ve orta gelirli ailelerin bütçesini sıkıntıya sokuyor.
PEKİ BU ENFLASYONUN VATANDAŞA, ARACIYA ÜLKEYE ETKİSİ NASIL?
Enflasyonun Etkisi
Market Alışverişleri: Marketlerdeki fiyat artışları, vatandaşların temel gıda ürünleri ve günlük ihtiyaçlarını karşılamasını zorlaştırıyor. Özellikle sebze-meyve, et ve süt ürünleri gibi temel gıda maddelerindeki yükseliş, aile bütçelerini sıkıştırıyor.
Alım Gücü Zayıflığı: Yüksek enflasyon, vatandaşların alım gücünü azaltıyor. Aynı miktarda para ile daha az mal alınabiliyor. Bu durum, özellikle düşük gelirli kesimi daha da derinden etkiliyor.
Vatandaşın Tepkisi:
Tasarruf ve Kısıtlamalar: Vatandaşlar, artan fiyatlar karşısında tasarruf yapmak ve harcamalarını kısma eğiliminde. Fakat bu da ekonomik büyümeyi negatif yönde etkileyebilir.
Sonuç olarak: Türkiye’de yükselen enflasyon ve vatandaşın alım gücündeki zayıflık, ekonomik dengesizliği artırıyor.
