Tüccar Politikacı Terör Örgütünü Şirket Görür

Tüccar Politikacı Terör Örgütünü Şirket Görür

Serdar SEMENT yazdı: Tüccar Politikacı Terör Örgütünü Şirket Görür

Paydaşlarından bağımsız, tüzel kişilik şirket devamlılığı esas, sonlandırılması istisnadır. Şirket tasfiyesi, hemen tamamen, şirketin kötüye gitme/batma ya da iflastan korunma maksattadır. İşleri iyi giden şirket neden tasfiye edilsin? Şirket tasfiyesi, şirketin borçlarını ödemesi, alacaklılarla mutabakata varılması, varsa kalan varlıklarını nakden ya da varlık olarak paylarına göre paydaşlarına dağıtılmasıdır. Tasfiye halinde şirket, hukukan özel statüden olup ticaret sicil ve vergi dairesine bildirim yapılarak şirketin varlığı sona erdirilir.

Terör örgütleri tüzel kişilik değil, mensuplarından bağımsız varlıkları yoktur. Sadece mensuplarının eylemli birlikteliğiyle ayakta kalabilecek terör örgütünün varlığı kötülük, yükümlülüğü kendilerince yoktur. Terör örgütlerinin işine göre üstlendiği eylem ve hemen tamamen reddettiği sorumlulukları vardır. Kötü benzetmeyle, terör örgütünün varlığı; halkı dehşete düşürme ya da korkutma gücü, eylemliliği, silahlı eylem koyma gücü ve buna dair militan/silah-teçhizatıdır. Terör örgüt mensuplarının tamamen reddedip daima kaçınsalar da yükümlülüğü; ürettikleri dehşetin karşılığı cezaya katlanmak, özünde ölümdür.

Şirketler ana sözleşmelerinde otomatik hüküm ya da haklı nedenden feshedilecekse, bir sonraki evre tasfiyedir. Şirketlerin tasfiyesi şirketten alacaklıların ve paydaşların hak ve menfaatlerini gözeten son derece detaylı düzenlemelerle sınırlanmıştır. Başka ifadeyle, şirketlerin fesih ve tasfiyeleri hem istisnaî hem de son derece sıkı kaidelerle çerçevelenmiştir. Ekonomik hayata girmenin nispi kolaylığı, kolaylığın hukukça desteklenmesi söz konusuyken, ekonomik hayattan çıkışın sert kurallarla çerçevelenmesi tabiidir.

İmdi, şirketlerin bile ekonomik hayattan çıkışta son derece sert kaidelerle çerçevelenmişken, terör örgütünü güya tasfiye edeceklerin tabi olmaları gereken kısıtların sıkılığını bir düşünün!

Terör örgütünün eksiksiz militan listesi (Türk vatandaşı, İran, Irak, Suriye, Ermenistan ayrı ayrı), yönetim kadro ve işleyişi, işleyen militan tedarik mekanik ve süreçleri, silah/teçhizat/mühimmat depoları, iletişim/elektronik/web kabiliyetleri ve işleyen sistemleri, ABD-CENTCOM/İran/Rusya, Fransa, Yunanistan, Ermenistan gibi ülkelerle kontakt nokta parametreleri, ilh., bilinip düzenlenmesi gereken husus saymakla bitmez. Tümü hakkında nasıl bir yol haritası izlenecek? Yoksa 2015’teki gibi silahsızlanmadan kasıt mental manada “kafalarda silahsızlanma mı”?

Militanların tam listesi, nerelerde hangi şartlarda hangi denetim ve kısıtlarla yaşayacakları, yargılanacakların statüsü hakkında nasıl bir yol izleneceği belli mi? Militan kadro barınma/karargâh bölgelerinden çıkış, yapılandırılmış koridorlara alınma ve izleme-denetleme bölgelerine (bu bölgeler de belli değildir) transfer? 6551 sayılı Terörün Sona Erdirilmesi Ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun (Bu Kanunun amacı, terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi için yürütülen çözüm sürecine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir) devrede ama değinilen konularda yeni ve düzgün yasal düzenleme şarttır.

Ağır teknik-bürokratik bilgi/tecrübeyle desteklenmiş kanuni düzenleme konusunda tık yoktur! Her şeyden evvel bırakın terörün sona erdirilme ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi, doğrudan tasfiyeden bahsedilirken yeni çözüm süreci ifadesi bile reddedilmektedir. Yeni çözüm sürecini baltalayacağız diyenlerse, bir yolla hapsedilmektedir. Fesih/tasfiye; böyle diyen, en azından ihtisaslaştığı ekonomik sömürü düzeninin şirket tasfiye son derece sert hukukuna öykünür. Akıl vicdan yok ki, nerde?

Terör örgüt feshi ya da tasfiyesini, bilerek ya da bilmeyerek bu ifadelerle dillendiren, terör örgütlerini de şirket gibi gördüğünü teyit eder. Dervişin fikri neyse zikri de odur misali. Terör örgütleri fesih ya da tasfiye edilmez, güvenlik kuvvetlerinin canı pahasına yok edilir. Büyük Türk milleti bundan geri durmamıştır. Ya da çökük/işlevsiz yahut terör örgüt istek ya da küresel müttefiklikleri karşısında pes etmiş siyasi sistemlerce meşruiyet alanına transfer ettirilerek dönüştürülür. Terör örgütleri hakkında fesih/tasfiye ibareleriyle değerlendirme yapmak, bu değerlendirmeyi ülke temel politika hatta iktidar üretim motoruna dönüştürmek, terörle mücadeleye ihanet ayrı, kan döküp can verenlerin ruhlarına ıstırap çektirmektir.

Politikacı tüccar zihniyetteyse; ülke ve devleti her bir yönüyle istismar edilecek sonsuz pazar, siyasal iktidarı, istismarı yürütecek imkân/kabiliyet seti olarak görür. Siyasi şiddet/terör örgütleri, tüccar politikacıya göre, istismar edilecek sonsuz pazarın zarurî denebilecek riski yahut giderilmesi/sigortalanması gereken ek maliyetidir. Tüccar politikacı için teröristin meşruiyet yoksunluğu ve yol açtığı kamu düzeni tahribatı değil, iktidarı/istismarı güçleştirici mekaniği hedeftir. Bu yüzden, ülkemizde siyasal iktidarlar, terör örgütleriyle kamu kudret ve düzenini paylaşabilmiştir. Neticeten, tüccar politikacı için terör örgütü, istismar sahasının istenmeyen ortağıdır. Aksiyle terör örgütü için iktidar sahibi tüccar politikacı, eylem koyduğu ülkede kaçınılmaz işbirliği yeri hatta bazen zarurî ortaklığıdır.

Devlet, milletin aslî yükümlülüklerine riayet edeceği ve ettirileceği konusunda yaptırım gücü bulunan yegâne kurumlaşmadır. Devlet, milletin zamanlara yayılma yeteneğini destekleyen kurum ve usuller bütünüdür. Milletle halk arasında temel fark, ilkinin yükümlülüklerini kesintisiz ve istisnasız ifası, ikincisinin bu güçten mahrumiyetidir. Asli yükümlülükleri örgütlü reddetmenin karşılığı ölüm ya da tümden bertaraf edilmektir. Tüccar politikacı zihniyette hiç kimse, büyük Türk milletini, terör örgütünü fesih/tasfiye söylemiyle halk addedemez.

Serdar SEMENT