İYİ Parti’den istifa ettikten sonra AKP’ye geçen Antalya Milletvekili Tuba Vural Çokal’a İYİ Parti’den tepki geldi. Yapılan açıklamada, Çokal’ın hamlesinin seçmene vefasızlık olduğunu belirterek, “AK Parti'ye oy vermeyip İYİ Parti'den sizi seçmişlerse size verilmiş oyları AK Parti'ye geçerek vefasızlıkla yüzüstü bırakmış olursun. Çünkü nihayetinde seçmene vefasızlık yarın vatana memleket vefasızlık olarak da yansıyabilir. Türk siyasetinin siyasal bir ilke alanına ihtiyacı var” ifadeleri kullanıldı.
İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, genel merkezde basın toplantısı düzenledi. Çin'de ortaya çıkan ve dünya genelinde birçok ülkede yayılarak endişeye sebep olan koronavirüs vakalarının ülkemizde de tespit edildiğini belirten Ağıralioğlu, “Bugüne kadar doğru ve şeffaf bir çalışma metodu ile başarılı bir mücadele sergileyen Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca’ya ve Sağlık Bakanlığımızın bütün personeline teşekkür ediyoruz. Aynı ciddiyetin ve kamuoyunu doğru bir şekilde bilgilendirme hassasiyetinin aynen devam etmesini temenni ediyoruz. Koronavirüs ile mücadele kapsamında Sağlık Bakanlığımızın yayınlamış olduğu tedbirleri uygulamanın ehemmiyetini vatandaşlarımıza bir kez daha hatırlatıyoruz. Bu gibi durumlarda daha net bir şekilde gözlemlenebildiği üzere, sosyal medyanın insanları korku ve endişeye sevk etme, yanlış bilgilendirme ve yönlendirme yönündeki etkisinin de ayrıca dikkate değer olduğunu belirtmek istiyoruz. Devletimizin yetkili birimleri ile yazılı ve görsel basınımızı, daha bir dikkat ve ciddiyet çerçevesinde sorumlulukla hareket etmeye; milletimizi de tedbiri elden bırakmadan sükûnete davet ediyoruz. Her vatandaşımız, temizlik ve hijyen kurallarına riayet ederek, koronavirüsten korunmanın öncelikli ve lüzumlu gereklerini yerine getirmelidir” dedi.
Bugün aynı zamanda, bu toprakların harcı ve "Âmentü"sü olan İstiklâl Marşımızın kabulünün 99. yıl dönümü olduğunu söyleyen Ağıralioğlu şu sözlere yer verdi: “Korkma diyerek, milletinin boynuna geçirilmek istenen prangadan kurtuluşun parolasıdır, İstiklâl Marşı. Mehmet Akif Ersoy'un şahsında istiklâl mücadelemizi veren şehitlerimize ve gazilerimize rahmet olsun. Aslında İstiklal Marşı bizim anayasal çerçeve içerisinde bir Manifesto metin olarak kabul ettiğimiz, bir anayasamız olmazsa bu bizim anayasamızdır diyebileceğimiz bir çerçeve metindir. Dolayısıyla Türk'ün Anayasası İstiklal marşıdır.”
"MİLLÎ MENFAATLER NEYİ GEREKTİRİYORSA O YÖNDE ADIM ATMAKTAN GERİ DURMAYIZ"
Erdoğan ve Putin’in Suriye üzerindeki Görüşmesi sonucunda yeni ve muhtemelen geçici bir mutabakata daha varılmıştır diyen Ağıralioğlu, görüşme neticesini şu sözlerle açıkladı:
“İdlib’de ateşkes sürmekte iken, evlatlarımız hangi güçler tarafından şehit edilmiştir? “Dostum” Esad’ın Katil Esed olma süreci henüz hafızamızdayken, “rejim” hangi ara Suriye Arap Cumhuriyeti’ne dönüşmüştür? Sürekli olarak sözünün arkasında durmayan bir tarafın, başka hangi meziyetine istinaden yeni bir söz vermesi muteber karşılanmıştır? Maalesef, bugüne kadar sınır güvenliğimizi temin etmekten ve oradaki canlarımızı korumaktan aciz bir görüntü çizen hükûmet; kamuoyunu tatmin edecek söz ve eylemleri bundan sonra nasıl sarf edecektir? Biz, buradan tekraren ilan ediyoruz ki, vatanımızın bölünmez bütünlüğüne yönelen içeriden veyahut dışarıdan bir suikast teşebbüsü söz konusu olduğunda, millî menfaatler neyi gerektiriyorsa o yönde adım atmaktan geri durmayız. Devletimizin bu istikamet dâhilinde sınırımızın hemen ötesindeki operasyonlarına desteğimizi verdiğimiz gibi, ordumuzun arkasında da bütün kararlılığımızla durduk. Bu, bizim için, yarın da geçerli olan ve değişmez bir esastır. Hükûmet erkânı bilsin ki Doğu Akdeniz’de ve Suriye’de içine girmiş olduğumuz cendereden, milletimizi kamplara bölerek, muhalefete hakaretler ederek ve dış politikayı iç politikaya malzeme yaparak çıkamayız. Şehitlerimizin acı kaybı ve Rusya ile geldiğimiz nihai nokta, bazı meseleleri daha ciddiyetle düşünmemiz ve hareket etmemiz gerektiğini hepimize göstermektedir.”
SİYASET, COŞKUN BİR MEMLEKET AŞKI VE KAVGASIDIR!
Son zamanlarda siyasetin dilinin kabalaşmakta ve nezaket sınırlarını aştığına dikkat çeken Ağıralioğlu, “İYİ Parti olarak; siyasetin bu çatışmacı üslûbunu asla benimsemiyoruz. Siyaset kurumunun ve TBMM’nin itibarını da ziyadesiyle önemsiyoruz. Bu çerçeveden hareketle, aziz milletimize teklifimizdir: Kendi parti yöneticilerinin, Milletvekillerinin ve Genel Başkanlarının hakaretamiz üslûbuna evvela her partinin kendi seçmenleri ve kendi tabanları karşı çıkmalıdır. Herkes, kötü ve kaba dil kullanan siyasetçilere karşı itirazı ilk önce kendi tarafından başlayarak yapmalıdır. Bir Genel Başkanın ettiği hakaretlere evvela kendi partilileri kızmalı ve ayıplamalıdır ki her siyasetçi kendisine bir çekidüzen vermek mecburiyetinde kalsın. Siyaset, milletin bugününe ve yarınına yüz aydınlığı olmak için yapılır. Siyaset, bir hizmet yarışıdır. Memleket meselelerine dair çözüm önerilerimiz farklı olabilir; her meselede aynı düşünmeyebiliriz. Fakat farklılıklarımızı zenginlik bilen, birbirimize tahammül eşiğinde bir ahlâk ile siyaset etmeliyiz. Bu sebeple başta iktidar olmak üzere muhalefet ve siyasetin bütün yön verenleri, sorumlu bir dil ile milletinin huzurunda olmalıdır. Milletimiz kavga istemiyor. Eğer, hakaret yahut iftira bizim söylemlerimizde veya paylaşımlarımızda varsa ilk tepkiyi bizim tabanımız göstermelidir.”
SEÇMENE VEFASIZLIK EDİLMEKTEDİR
Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandıran Ağıralioğlu, bir gazetecinin Tuba Vural Çokal’ın partiden istifa edip Ak Parti’ye geçmesini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, “Parti içerisinde birtakım çatışmalar, dolayısıyla istifalar her zaman mümkündür olabilmiştir. Genel olarak sadece Tuba hanım üzerinden değil genel olarak seçmenin iradesi bu şekilde boşa düşürülmekte, seçmene vefasızlık edilmektedir. yani Tuba hanımı Seçen seçmen AK Parti'ye oy verebilmek kabiliyeti olan seçmendir AK Parti'ye oy vermeyip İYİ Parti'den sizi seçmişlerse size verilmiş oyları AK Parti'ye geçerek vefasızlıkla yüzüstü bırakmış olursun. Çünkü nihayetinde seçmene vefasızlık yarın vatana memleket vefasızlık olarak da yansıyabilir. Türk siyasetinin siyasal bir ilke alanına ihtiyacı var.