Değerli Genelkurmay Başkanımız Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda böyle söylemiş. Benim de aklıma siyaseti TSK’ya karıştırmaya izin var mı gibilerden bir soru geldi. Bunun için Silivri faciasını hatırlamak yetiyor. Başbakan bu davanın savcısı olduğunu söylemişti de...
Uydurma delillerin, telefona eklenmiş numaraların, buzdolabının arkasına saklanmış cd’lerin, yalan yanlış ifadelerin ve PKK şahitlerinin yardımıyla yapılan tutuklamalar... (Bu durumda PKK bile siyasete karışmış oluyor) Milli Gemi Projesi’ni yapan denizci mühendislere, ASELSAN mühendislerine ne olduğunu sorabilir miyiz? Mesela Türk donanmasını idare eden amirallerin yukarıda saydığım sebeplerle, siyasetin TSK’ya karışması sebebiyle tükendiği söylenebilir mi?
***
Genelkurmay Başkanımız ‘Ben gidersem beni de ararsınız’ diyor. Bunu nereden biliyorsunuz? Durum, TSK açısından gerçekten o kadar vahim mi?
Her görev, elini taşın altına koymayı gerektirir. Bu lütuf değil, hayata karşı takınılacak bir tavırdır. Bir kadın çocuk sahibi olurken, bir öğretmen öğretmen olmaya karar verirken, bir çiftçi tarlayı ekerken hep elini taşın altına koyar. Yoksa yapacağı bir şey yoktur.
(Değerli komutanımıza; o her ne kadar kendisine kamu görevlisi diyorsa da ben Atatürk’ün üniformasını taşıyan önemli bir askere, komutan demeyi tercih ederim.) Üniformanın onuru “bağrından” çıktığınız millet için onurlu bir şey yaptığınız zaman korunur.
***
Ayrıca onu eleştirenlere Ahmet, Mehmet diyor. Onlar sıradan insanlar değil, şerefli basın mensupları ve silah arkadaşlarıdır.
Marmaray komedisi
Tam Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına denk getirterek yapılan Marmaray açılış töreni bir komediydi. Duadan başlayalım. Diyanet İşleri Başkanı’nın duasına bizimkilerin yanında Şintoist Japon, Hıristiyan Romanya temsilcisi de katıldı. Herhalde “dua duadır” demişlerdir. Ama duanın neticesi pek parlak olmadı. Üç tane arıza ile insanlar denizin altında yürümeye mecbur oldular. Bakanlardan dördü de başka bahaneler söyledi şaştım kaldım. Arızayı şehir cereyanına bağlamaları en hoş olanıydı.
Japon mühendis demiş ki “Bu tünel 7.5’luk bir depreme dayanır.” Peki deprem 8 şiddetinde olursa ne olacak. Faciayı tasavvur edebiliyor musunuz?
