Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sabahattin ÖNKİBAR
Sabahattin ÖNKİBAR

TSK'ya operasyonu bunlar yapıyor

İmzanın ıslak ya da kuru olması bir şeyi değiştirmiyor!
Bu bir proje!
Üstelik epeydir uygulanmakta olan bir proje!
Amaç bellidir!
TSK vurulacak!
Realize safhasında olan operasyon ya da psikolojik harekatın safhaları var!
Bulunduğumuz süreçte imajı bertaraf taarruzları var!
Hedef TSK’ya karşı var olan olumlu toplumsal algıyı ters-yüz etmek!
Algıda benimsenen örnek ise 18. yüzyılın Yeniçerisi!
Her sabah sarayın kapısında kelle isteyen, asan-kesen ve kanun-nizam tanımayan başıbozuklar çetesi!
Evet ilk hedef TSK’nın, kuruluş misyonundan ayrılan Yeniçeri Teşkilatı ile özdeşleştirilmesidir!
Cunta, darbe ve muhtıra gibi argümanlarla TSK’ya saldırmanın ardında hep bu hesap vardır!
Psikolojik taarruzun bir başka safhası, fısıltılarla askerin din düşmanı olduğunun yayılmasıdır ki dar çevrelerde olsa da bunun yapılmadığını hiç kimse söyleyemez!
Peki netice mi?
Kuşkusuz sonuçta Yeniçeri kışlasının topa tutulması gibi şeyler elbette yaşanmaz ama proje TSK’nın etki ve imaj bağlamında sıfırlanmasıdır!
Bazılarınızın oh ne güzel demokrasi geliyor dediğinizi duyar gibiyim!
Hayır, TSK’nın vurgun yemesi bizim coğrafyamızda demokrasiye katkı falan yapmaz!
Aslına bakarsanız demokrasi bizde TSK’yı tarumar etme projesi adına çiğnenen adi bir sakızdır!
Bulunduğumuz coğrafyada güçlü bir ordunuz olmazsa bırakın demokrasinizi, bütünlüğünüzü bile koruyamazsınız!
Gelelim TSK’yı Yeniçeri gibi sunma projesinin ardında kimlerin olduğuna?
“NATO sorgulanmalı ve Avrasya ile ilişkilerimiz yoğunlaştırılmalı” diyen TSK’daki yeni milli dalgadan rahatsız olan dış dinamikler!
Hadi adlarını da verelim; başta ABD, akabinde onun bölgemizdeki partneri İsrail ve Kıt’a Avrupa’daki yoldaşı AB!
Dış dinamiklerin peşi sıra TSK’ya bir türlü nüfuz edemeyen malum dini gruplar!
Ve üçüncü olarak TSK’yı fethedemediği ve fethedemeyeceğini gördüğü için AKP iktidarı!
Evet bu üçlü gerekçeleri farklı olsa da TSK’nın imaj ve etki bakımından aşağı çekilmesinde yoldaştırlar!
Dolayısı ile TSK’ya yapılan bütün psikolojik operasyonlarda öncelikle bu üçlünün ayak izlerini aramak gerekiyor!
Tablo bu...
Ancak daha önce de yazdığımız gibi kör göze parmak misali olan bu harekata TSK’nın hâlâ bir tepki ya da karşılık vermemesi, ne anlaşılır ne de kabul edilebilir bir şeydir!


SEMBOL...
Abdullah Gül niye var?

Abdullah Gül kim? Ülkenin Cumhurbaşkanı!.. Görev ve sorumlulukları Anayasa ile belirlenmiş! Kağıt üzerinde devleti ve milleti temsil ediyor! Hal bu iken hadiseye taraftar ya da ideolojik pencerenin dışında insafla bakalım. Abdullah beyin bu makamın gereklerini layıkı ile yerine getirdiğini kim söyleyebilir? Cumhurbaşkanının Anayasal görevi devleti koordine etmek ve kurumlar arası ahengi sağlamaktır. Dürüst olalım, kim Sayın Gül’ün bu görevi layıkı ile yaptığını iddia edebilir? Abdullah Gül bu haliyle bırakın ahengi sağlayan adam olması, varlığı ve uçuk yaklaşımları ile bizatihi kendisi ahenksizliğin sembolüdür! Yaşanan son süreçleri göz önüne getirin! Kürt açılımı olayı ile bütün Türkiye ayakta iken devletin ve milletin başı olarak böyle bir görüntüde mi olmalıydı?.. Bugünden belli olmuştur ki Abdullah Gül, Fahri Korutürk’den bile silik biri olarak tarihe adını yazdıracaktır!


HAYALET...
Neyin özrü?

Önce Necati Doğru, akabinde Cüneyt Ülsever özür dilemişler.. Niçin mi? Kurunun yanında yaşın da olduğunu kabul ettiklerinden yani malum imzanın güya aslının çıkmasından!.. Önce bir şeyin altını çizelim! Hayır aslı diye çıkan bu belge doğru mu değil mi henüz belli değil. Hatırlayın fotokopisi ortaya atıldığında da yandaş ya da yanaşma medya benzer kampanyaları yapmıştı. Dolayısı ile önce beklemek gerekiyor! Öyle çünkü sadece bu işin zamanlaması yani belgenin AKP’nin Kürt işinde vurgun yediği bir süreçte ortaya çıkarılması bile başlı başına biri soru işaretidir! 5 ay neden beklendiği sorusu cevaplanmadan ben bu belge işine hep kuşku ile bakarım! Ayrıca kimdir o sızdıran subay? Eminim ki böyle biri yok ama inandırıcı olsun diye tıpkı Tuncay Güney misali şimdi bu subayın hayaletini kullanıyorlar..


TERCİH...
Yozgat Valisi’nin telefonu!

Önceki günkü yazım sonrasında Yozgat Valisi aradı ve şehitlerin Cuma yani bugün için basın açıklamasını yapabileceklerini söyledi. Vali beye göre Salı günü böyle bir engelleme olmamış, hadise tamamen yanlış anlaşılmanın ürünü imiş! Telefonda uzun uzadıya konuştuğumuz saygıdeğer Valimiz anladım ki şehitler konusunda hepimiz gibi hassas ve dikkatli. Kuşkusuz bizim eleştirimiz valilerin kendilerine değil, onlara bu emri veren AKP iktidarının iradesinedir. Bazı valilerimiz devletin valisi iken, maalesef bazıları iktidarın valisi olmayı tercih ediyor yani hükümete yaranmak için olmadık işgüzarlıklar yapıyor. Telefon sohbetiyle anladım ki Yozgat Valimiz siyaset üstü yani devletin valisi!

Yazarın Diğer Yazıları