Trump'ın "görevi" Soros'un önerisi...
Gündem yine arapsaçı...
Sap ile saman birbirine girdi...
***
Erdoğan ile Trump anlaştı; Türkiye IŞİD'e karşı mücadele edecek, bölgeden IŞİD'i temizleyecek...
Kim için? Neden?
Türkiye'nin öncelikli terör tehdidi IŞİD mi, PKK-PYD mi?
Ünlü para spekülatörü, turuncu devrimlerin mimarı George Soros yıllar önce Türkiye'ye gelmiş; " Sizin en iyi ihraç ürününüz Ordunuzdur..." demişti!
Ordumuzu ihraç ürünü yapmamalıyız...
Katar'da askerlerimiz kimi koruyor? Katar şeyhini mi? Neden?
ABD, Türkiye'nin öncelikli terör tehdidi PKK-PYD'yi korurken, Suriye'nin derinlerindeki IŞİD ile neden savaşacağız?
***
Pentagon terörle mücadeleyi Türk askerine "ihale" edip çekiliyormuş gibi yapıyor.
Ancak, ABD'nin terör listesi ile Türkiye'nin ki örtüşmüyor...
ABD'li senatör Lindsey Graham yakın zamanda açıkladı; " Dinci teröristler (DEAŞ-IŞİD) imha edilecek ancak Kürt müttefiklerimiz korunacak" diye...
Aslında Beyaz Saray'dan bakıldığında verilen "görev" açık görünüyor; Türk askeri Suriye'de IŞİD'i imha edecek, PKK-PYD'ye dokunmayacak...
Türkiye bu görevi reddetmelidir... Hem askeri açıdan çok büyük zorlukları var hem de stratejik anlamda Türkiye'nin öncelikli işi değil...
IŞİD'i temizlemek Suriye Ordusu'nun görevidir... PKK-PYD'yi de temizlemek yine Suriye'nin görevi olmalıdır...
Askerler ne diyor? Emekli General ve parmakla gösterilen stratejistlerden Nejat Eslen ile konuştum; " IŞİD ile savaş bizim işimiz değil" diyor... Operasyonun zorluklarından söz ediyor;
"Türkiye Irak ile Suriye arasındaki terör yapılanmasına müdahale etmeli ve birleşmeyi engellemelidir. Cezire ve Kobani kantonları arasına girilebilir. Burada güvenli bölge yaratıp mülteciler yerleştirilebilir. Önceliğimiz bu olmalıdır..."
Ancak Eslen Paşa'da " işin doğrusu Esad ile anlaşmak ve bu temizliği Suriye Ordusuna yaptırmaktır" diyor...
ESAD İLE ANLAŞMAYA ÖSO MU ENGEL?
Peki tüm dünya Esad ile anlaşırken, Arap ülkeleri bile yeniden Şam'da temsilcilikler açmaya hazırlanırken Türkiye neden bir bağ kuramıyor?
Üstelik Türkiye'nin ulusal güvenliği tam da Suriye'nin milli bütünlüğünü korumakla örtüşüyorken...
Biliyorsunuz; Özgür Suriye Ordusu TSK'nın önünde çarpışıyor... Sınır ötesi harekatlarda TSK ÖSO güçlerini öncü yapıyor.
ÖSO neden öncü? Çünkü Esad'ı devirerek yönetimde söz sahibi olmak istiyorlar...
Peki bu mümkün görünüyor mu? Geçen onca yıla ve Şam yönetiminin dünyadan yeniden aldığı desteğe bakılırsa Esad Suriye'de kalıcı olmayı sürdürecek...
Esad ile ÖSO arasında kalan Ankara'nın bu cendereden kurtulması gerekiyor. Çözümün yolları aranıp bulunmalı... çözümü var...
***
Soros'u Türkiye'de Gezi olaylarını organize etmekle, Osman Kavala'yı Soros'un Türkiye'deki uzantısı olmakla suçlayıp hapse atan iradenin, Soros'un; "Türk askerini ihraç edin" sözünü de oturup düşünmesi gerekir...
Aksi halde yine; bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diyeceğiz...
Seçmene dokunmak...
Ekonomik kriz öylesine derinleşti ki, belki de daha önce hiçbir seçimde olmadığı kadar bu seçimlerde "kriz" belirleyici olacak.
Durum bu kadar açıkken, yerel yönetim adaylarının "ekonomik çözüm" öncelikli projelerle toplumun karşısına çıkması gerekiyor...
Belediyeler halkın yoksul kesimleri ile el ele verip, onların ayakta kalmasını, çocuklarının eğitim ihtiyaçlarını, en öncelikli insani gereksinimlerini karşılayacak modeller geliştirmeli, belediye-kentli işbirliğini ekonomik destek temelli inşa edebilmeli...
Bunun çeşitli yolları var... Örneğin CHP'li bazı belediyelerde başarı ile uygulanan kooperatifçilik, ürünlerin garantili alımı projeleri gibi... yoksul ve işsizleri hazıra alıştırmak yerine onlara "balık tutmayı öğreten" ve üretime katan projeler gibi...
Oy verirken bir başka belirleyici husus, çalışan annelerin çocukları için verilen kreş hizmeti... Seçmene hızla dokunan ve büyük fayda sağlayan kreş hizmetleri de yine CHP'li bazı belediyelerin yüz akı...
Geçen hafta Kartal Belediyesi'nde Alerjik Çocuklar için açılmış özel kreşi gördüğümde Başkan Altınok Öz'ü kutlamak istedim... İnsan istediğinde neleri düşünüp başarabiliyor diye...
Projenin hikayesi şöyle;
Kartal Belediyesi'nin kreşlerinden birinde alerjik bir çocuk rahatsızlanınca kreşten çıkmak zorunda kalır... Başkan Öz, bu üzücü olayı öğrendiğinde " o çocukların da kreş hakkı var... Annesi kime, nasıl bırakıp çalışacak?" diyerek işte bu kreşi kısa zamanda hizmete açmış...
Alerjik çocuklar için, diyet yemeklerden, polensiz bitkilere, özel havalandırma filtrelerine ve özel iç döşemeye kadar herşeyin çocukların sağlığına uygun olarak hazırlandığı bu kreş için Altınok Başkanı alkışlıyorum...
Türkiye'de ilk ve tek olan "Mevhibe İnönü Çocuk Gelişim Merkezi"nin oy anlamında belki fazla "getirisi" yok ancak CHP'li belediyelerin "insan odaklı" hizmetine en güzel örneklerden biri...