Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sabahattin ÖNKİBAR
Sabahattin ÖNKİBAR

TRT'den hukuka, ahlaka ve devlete suikast...

Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu zekat hırsızlıkları ile kurulmuş bir yayın ağı değil, bu yoksul milletin kör kuruşu ile inşa edilen milli bir kurumdur.
Görev ve sorumlulukları ile misyonu da yasa ve teamüllerle belirlenmiştir.
Önceki akşam TRT’yi izlerken ahlak adına, hukuk adına ve en önemlisi devlet adına hicap duyup kederlendim.
Öyle çünkü devletin ekranından devletin kendisine sövgüler yapılıyordu.

Açık operasyon
Önceki akşam saatler boyu, adına Tuncay Güney denilen yandan çarklı haham kılıklı bir sünepe kullanılarak açık bir operasyon yapıldı.
Hayır bu işin sorumlusu asla ve kat’a o haham soytarısı değil, onu figüran yapıp TSK’nın imajını yere sermek isteyen CIA-Mossad taşeronu o bilinen ecmain kafalardır.
Önce gündüzden 10 yıl öncesine ait hezeyan içerikli yayın kasetlerini servis ettiler, ardından da TRT’yi kullanarak dezenformasyon taarruzuna kalkıştılar.
Hayır TRT’deki bu organizasyonun mimarı program yaptığını zenneden adını bile bilmediğim o zavallı çocuk değildir.
Bu işin patronu, programcı çocuğa dakika dakika kulaklıkla talimat gönderen ve psikolojik harekata bizatihi komutanlık eden TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’dir.
Bu ülkede eğer hukuk, şeklen bile var ise bu acayip adam için siyaset kurumu ve savcılar derhal harekete geçmelidir.
Kabile devletlerinde bile devletin önemli bir bürokratı gaflet ve dalalet ötesi olan böyle bir tasarrufun merkezinde olamaz.
Yapılan, fütursuzluğun ötesinde yukarıda belirttiğimiz gibi devlete, hukuka ve ahlaka meydan okumaktır.
Öyle zira dolandırıcılık suçu ile aranan bir kaçağa devletin ekranlarının saatler boyunca tahsis edilmesi, değil gerçek hayatta kurgu romanlarda bile zor rastlanılacak bir şeydir.
Dolayısı ile bu ülkede yaptırım gücü olan herkesi ama herkesi bu hahamı kendi meçhul ütopyaları için kullanmak isteyen İbrahim Şahin’e karşı vaziyet almaya çağırıyoruz.

Savaş ilanı gibi
Önceki akşamın fotoğrafı zerre abartısız TSK’ya savaş ilanıydı.
Genelkurmay eski başkanlarını Ergenekoncu diye itham eden bir sünepenin saatlerce ekranda tutulmasının başka izahı olamaz!
Bu arada bir özeleştiri yapacağım:
Laf aramızda kraldan çok kralcılığı andıran bu tavrıma çoğu zaman ben de çok kızıyorum!
TSK gibi koca bir dev, olanları huşu içinde seyrediyor ve kendini savunmuyorsa biz bu minicik cüssemizle kim oluyoruz da onun fedailiğine kalkışıyoruz!

Olmuyor!..
Hem, adına devleti koruma olan bu refleksimiz sebebiyle, 12 Eylül müdahalesi sonrasında biz de devlet karşıtları ile aynı kefeye konulmamış mıydık?
Türkiye’deki realite bu ama ülkeyi ve devleti sevmek hesap ile olmuyor işte!
Bütün bunları yani devletin vefasızlığını çok iyi bilen ben hâlâ onun için çırpınıyorum.
Ne yapayım beynim gönlüme söz geçiremiyor işte...


MİT kafa karıştırıyor...
Tamam MİT ile Genelkurmay arasında geçmişten gelen gizli bir rekabet var olmuş olabilir. MİT askerin kendini çok umursamayan tavrına alınıyor olabilir. Bunlar kurum refleksidir ve bir yere kadar doğaldır ancak son olayda yani Ergenekon bağlamında MİT hiç de iyi bir imtihan vermiyor ve adeta TSK karşıtı gibi bir imaj sergiliyor... MİT’in Susurlukçu İbrahim Şahin ile ilgili açıklaması tek kelime ile dehşettir. Keza Haham Tuncay Güney ile ilgili tavrı da kafa karışıklığına sebep oluyor. Haham bağlamında yapılan açıklama kimse bir şey anlamasın ya da isteyen istediğini anlasın biçiminide kaleme alınmışa benziyor. Keza Mehmet Eymür diye bir gölge, neredeyse onlarca yıldır MİT’i hep takip ediyor. Ne yalan söyleyeyim bu haliyle MİT güven kaybediyor diye düşünmeye başladım. Bir tarafta acayip Ergenekon söylentileri ve bulguları, diğer tarafta TSK ile MİT’in izah edilemeyecek tavır ve tutumları insana ’devletim eyvah’ı dedirtiyor... Haksız mıyım?

Yazarın Diğer Yazıları