Bünyamin Öztürk / Yeniçağ
"Amacımız felaket tellallığı yapmak değil" diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, "Türkiye'yi önümüzdeki süreçte daha zor günler bekliyor" diye konuştu.
İşsizlikten enflasyon rakamlarına kadar tüm veriler yaşanan ekonomik krizin boyutunu gözler önüne seriyor. Son olarak Merkez Bankası yılsonu enflasyon tahminini yüzde 8'den yüzde 8,5'e yükseltti. Ekonomide gerçeklerle bundan sonra karşı karşıya kalınacağına dikkat çeken Seyit Torun, açıklanan verilerin de tam anlamıyla doğruları yansıtmadığını belirtti.
Ordu Milletvekili Torun, şunları kaydetti: "Masa başında verilen kararlarla ve rakamlarla oynayarak ekonomi düzelmez. Ekonominin bir gerçeği var. Eğer o gerçekten uzaklaşırsanız sonucu ağır olur. Şimdi üretmeyen bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Sanal bir yapı kuruldu ve insanlara suni mutluluk vaatlerinde bulundular. İşin kötü yanı ise ekonomik sorunların bu şekilde geçiştirilebileceğini sanıyorlar. Gerçeklerle her geçen gün karşı karşıya kalıyoruz. "
Hukukun olmadığı bir ülkede yatırım olmayacağını ifade eden Torun, bunun yanında yabancı sermeye girişinin de beklenmemesi gerektiğine vurgu yaptı. Torun, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hukukun olmadığı bir ülkede mevcut ekonominin iyiye gitmesi maalesef beklenemez. Şu anda yabancı firmalar birer birer kaçmaya yer arıyorlar. Ya tesislerini kapatıyorlar ya da yeni yapacakları yatırımları durduruyorlar. AKP'li yetkililer 'Referandum sonrasında yabancı sermaye akını başladı' diyorlar. 'Kim bu yatırımcı?' diye bakıyorsunuz arkasından Katarlı birkaç firma çıkıyor. Aslında en büyük vaatleri Türkiye'ye yabancı sermaye geleceği ve yatırım yapılacağıydı. Bu vaatlerin doğru olmadığını maalesef yaşayarak görüyoruz. Bir ülkede hukuk sisteminin işleyişi, o ülkenin ekonomisini ilgilendiren en önemli durumların başında gelir."
Batı ülkeleri ile yaşanan diplomatik krizin de ekonomik alanda yansımaları olabileceğini dile getiren Seyit Torun, sözlerini şöyle tamamladı: "Umarım bizim göstermediğimiz sağduyuyu onlar gösterirler. Diplomasi yürütmek gerekirken biz meydan okumaya devam ediyoruz. Ülkenin çıkarları ve menfaatleri göz ardı edilerek kullanılan bu dilin de kabul edilmesi mümkün değil. Dış politika iç politikaya alet edilmeye devam edilirse, içinden çıkılamayan çok daha zor bir süreçle karşı karşıya kalabiliriz."