Editör: Naim Arıoğlu
Uzm. Dr. Ahmet Çapar, “Topuk ağrıları genellikle 40 yaş üstünde, fazla kilolu, uzun süre ayakta durmayı gerektiren işte çalışanlar, düz taban, çıplak ayak ile sert ve soğuk zeminde yürüyenler, ince tabanlı uygun olmayan ayakkabı giyenler ve kadınlarda daha sık gözlenmektedir” diye konuştu.
“AĞRI TEDAVİ EDİLMEZSE TOPUK DİKENİNE ÇEVİRİYOR”
Topuk ağrıları içerisinde en sık karşılaştığımız topuk dikeninin, erişkinlerdeki topuk ağrısının yaygın nedenlerinden biri olduğunu belirten Çapar, “Ayak tabanındaki bant ayağı destekler ve yürümeye yardımcı olur. Eğer bu ayak tabanında bulunan bantlar esnekliğini kaybeder ise tüm vücut ağırlığı topuklar üzerine biner. Bu durumda ayağa çok fazla baskı yapıldığında bağlar yıpranır ve iltihaplanarak sertleşir. Topuk dikeni olur. Aşırı yüklenme, uzun süre ayakta durma ya da koşma gibi nedenler topuk kemiğine yapışan bantta yırtık oluşumuna neden olmaktadır“ diye konuştu.
“TOPUK DİKENİ OLANLAR YALIN AYAK YÜRÜMEMELİ”
Dr. Çapar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Topuk dikeninde, hastaların çoğunda uzun süre oturduktan ya da sabah kalktıktan sonra topuk ağrısı ve gerginlik görülür. Yürümekle topuk ağrısı azalır ama eğer hasta uzun süre yürümeye veya ayakta kalmaya devam ederse günün sonunda ağrısı artış gösterebilir. Eğer topuk dikeni ya da plantarfasiit tanısı konmuşsa evde mümkün olduğunca ayağın üzerine basmamak ve şişliği azaltmak için günde üç ila dört kez 15 ila 20 dakika buz uygulamak ağrıların azalmasına yardımcı olacaktır. Yalın ayak yürüme önlenmelidir, ayakkabısız yüründüğünde topuk üstünde aşırı yüklenme ve gerginlik oluşur. Kullanılan ilaç tedavisi ve buz uygulaması ağrıyı rahatlatmazsa, fizik tedavi topuk dikeni için tedavinin önemli bir kısmıdır”