Toplumsal çürüme Osmanlı’nın son dönemini hatırlatıyor

Toplumdaki, Türk’ün genetik kodlarıyla tezat çürümeye dikkat çeken Serdar Orhaner başta üniversiteler olmak üzere bütün ilgili kamu kurumlarını göreve çağırıyor:

“...Pespayelik seviyesine getirilmiş bozukluklar, gülerek geçiştirilen basit ayıplar seviyesinde, her yerde görülmeye başlanmıştır. Bu, zaman içerisinde bizi Osmanlının son dönemlerinde ki, durumlara düşürecektir. (...) Burada, bilim yuvaları sayılan üniversitelere, çok büyük bir sorumluluk düşmektedir. Artık siyasi yapılanmaların hiçbir kanadı, ne halkı, ne vatanı, ne bayrağı ve ne de toplum yükselişinin temsilini, üslenebilecek ne kariyerde ve ne de kalitede olmadığı, bir aşikârdır. Kapitalizmin acımasız saldırganlığı, ülkemizi tümüyle baskısı altına almıştır. Bu ülkedeki toplumsal hastalıkların görünen yüzüdür.

(...) Yalan, toplumsal beceri haline gelmiştir...

Çıkarcılık, adeta toplumu örümcek ağı gibi sarmıştır...

Saygısızlık, neredeyse aile içine, akrabalık ilişkilerine kadar sirayet etti...

(...) gerekirse devletçe de finanse edilmek suretiyle, (...) gerekirse, Devletin ve Cumhuriyetin kuruluş ilkeleri de esas alınarak, uyarlama yöntemiyle güzel bir sonuç alınabilir. Asla siyasi polemik konusu yapılamayacak kadar önemli bu konu, derin ve uzun bir çalışmayı gerektirse bile, hiçbir özveriden kaçınılmamalıdır...”

Neyi kutluyor bu insanlar!

İstanbul’dan yazan N. Öztürk, üçer üçer şehit haberleri gelirken etrafında şahit olduğu “kutlamalara” tepki gösteriyor:

“Doğu ve Güneydoğu’daki o askerlerimizi, polislerimizi düşünün... Onların ailelerini düşünün, ne haldeler.

Esenler’de oturan bir kişiyim. Önceki akşam da, dün akşam da, bu akşam da -hatta şu sıralar saat 22:00 gibi- arka arkaya havai fişekler patlıyor. Birileri neyin şenliğini kutluyor böyle zamanda? Bu birilerinin memleketten haberleri mi yok? Onların evine de ateş mi düşsün uyanmaları için?

TV’ler zaten kendi dalgalarında, en babayiğidi, sanki PKK ile Türkiye Cumhuriyeti arasında bir halı saha maçı varmış da devlet topa biraz sert giriyormuş havalarında.

Varoşumda hüzünlüyüm, böyle günlerde ve saatlerde bu havai fişekler ” küfür “ gibi geliyor, Belediyesi, emniyet’i de seyirci galiba. Bu vurdumduymazlığa sadece kusasım geliyor, özür dilerim...”

Bayrağı da değiştirirler

Başbakanlığın yeni amblemini eleştiren Coşkun Telciler kaygılı:

“Kırmızı beyaz renkli Türk bayrağını temsil eden öğeler kaldırılmış. Şehitlerimizin kanını temsil eden kırmızı, beyaz ay yıldızımızın etrafında yer almıyor... Bir gün kalkacağız bakacağız ki Türk bayrağının yerinde bilmediğimiz bir bayrak var...”

“Protesto ediyoruz”

Türk Boyları Konfederasyonu artan terör olaylarının ardından bir protesto yolladı:

“Yanlış politikalarla Türkiye Cumhuriyeti içinde ve dışındaki terör örgütlerine büyük güç kazandırılmıştır. Yanlış politikalar halkımız ve gerçek aydınlarımız tarafından sürekli eleştirilmiştir (...) Kendilerine aydın diyen karanlık kişiler ise yalanlara katkı vererek terör örgütlerini desteklediler.

Sonuçta güçlenen (...) terör örgütleri hiç bırakmadıkları kanlı eylemlerini artırdılar. Kanlı terör eylemlerinde çok değerli vatan evlatlarımızı şehit verdik. Gazilerimiz var.

Meydana gelen olayları, neden olan terör örgütlerini, ortamı hazırlayan yanlış politikaları, alet olan bağımlı medyayı en ağır şekilde protesto ediyoruz...”

1-096.jpg

Yazarın Diğer Yazıları