Kenan Evren ile Öcalan rolleri değişti! Darbeci General eyaleti ve 3 bayrağı, İmralı canisi ise sözde Türkiye’nin bütünlüğünü savunuyor!..
12 Eylül’ün esas oğlanı
Türkİye, yeni bir tezgahla karşı karşıya... Ülkeyi kana boğan 2 isim, rol değişimiyle sahne aldı! 12 Eylül 1980 öncesi akan kana seyirci kalıp darbe için ortamın olgunlaşmasını bekleyen Kenan Evren, ‘eyalet’ ve ‘3 bayrak’ savunucusu kesilirken, İmralı’dan çok tartışılacak bir tepki geldi!
Bebek katili iyi adam oldu
Eyalet ve ayrı bayrak söylemlerini eleştiren Abdullah Öcalan, aynen şunları söyledi: Devletin yanına yeni bir devlet, bayrağın yanına yeni bir bayrak doğru değil! DTK’nın özerklik taslağı acele oldu. Biz devleti bölmek değil demokratik Türkiye ile bütünleşmek istiyoruz.
Haber: Macit SOYDAN
Türkiye’de yine tehlikeli bir oyun sergilenmeye başlandı. 12 Eylül darbesini gerçekleştiren Kenan Evren, 1983 yılında eyalet sistemi konusunda adım atıp, daha sonra da bu eyaletlerin kendi bayraklarının olmasının bir mahzuru olmadığını belirtmişti. Ülkenin bölünmemesi için çalıştığını, teröre karşı büyük mücadele verdiğini ve bunun için de darbe yaptığını öne süren Evren, bu açıklamaları yaparken, 40 bin kişinin katili teröristbaşı Abdullah Öcalan ülkenin bütünlüğünden söz etmeye başladı. Avukatları ile üç hafta aradan sonra görüşen Öcalan, kafaları karıştıran açıklamalarda bulundu. Öcalan, “Biz ülkeyi bölmek istemiyoruz” dedi. Açıklamaları Fırat Haber Ajansı’nda yayınlanan Öcalan, “DTK’nın basit ve dar şekilde demokratik özerkliği kırmızı kitapçık şeklinde ele alması tehlikeli olabilir. Bu tarz, yarar yerine zarar da verebilir. Onlar çözüm projelerini ortaya koydular, buna karşı Türkiye’deki milliyetçi güçler ayağa kalktılar. Onların sinir uçlarına dokunmuş deniliyor. Her iki taraf da sertleşerek çatışmaya gidebilirler. DTK’nın demokratik özerklik taslağı erken, acele oldu” diye konuştu.
Bayrakla uğraşmıyoruz
DTK’nın ve BDP’nin özerkliğin bir sonucu olan 2 bayraklı yapıyla ilgili açıklamada bulunan teröristbaşı bu konuda şunları söyledi: “Demokratik özerklik kavramı sanıyorum bazı kesimleri rahatsız ediyor. Burada demokratik özerklikten kasıt, Kürtlere bir statü belirlemesidir, yani Kürtlerin bir statüye kavuşturulmasıdır. Burada biz sınırlarla, bayrakla, bu tür şeylerle uğraşmıyoruz.”
Yeni devlet doğru değil
Öcalan, “Devleti bölmek istemiyoruz, biz demokratik Türkiye ile bütünleşmek istiyoruz, bunun için çaba sarf ediyoruz. Bayrak bir simgedir. Bizim için çok önemli değildir. Bayrak egemen sınıfların simgesidir. Biz egemenler gibi, egemen sınıflar gibi bakmıyoruz. Bu olaylarda etrafında dolandıkları bir dil var; bu dil, Türkiye’de ulus-devletin oluşturduğu bir dildir. Devletin yanına yeni bir devlet, bayrağın yanına yeni bir bayrak doğru değildir. Bu bir tuzaktır, bundan uzak durulmalıdır” ifadelerini kullandı.
Erdoğan da öldürülebilir!
Ölümünün sonsuz bir savaş nedeni olacağını da ileri süren Öcalan, örgütün kuruluş aşamasında kendileri ile birlikte hareket eden Pilot Necati’nin Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen’i kaçırma teklifinde bulunduğunu da iddia etti. Öcalan, İmralı’da nasıl ölürse ölsün, bunun cinayet gibi algılanacağını belirterek, “Yarın ne gelişeceği belli değil, hatta başbakana da yönelebilir. Çünkü ben kendi tecrübemden de biliyorum. Öylesi bir süreçte Özal öldürüldü, yarın Erdoğan da öldürülebilir, yarın darbe de olabilir ülkede” dedi.
Evren eyalet sistemi istiyor
12 Eylül darbesinin mimarı Kenan Evren, eyalet sisteminin savunucularının başında yer alıyor. Ülkenin bütünlüğü için mücadele ettiğini ve bunun içn darbe yaptıklarını söyleyen Evren’in talimatıyla 1983 yılında ülkenin 8 eyalete bölünmesiyle ilgili bir kararname hazırlanmıştı. 1 Mart 2007’de Hürriyet gazetesine konuşan darbeci general Kenan Evren, eyalet sistemine geçilmesi gerektiğini tekrarlamıştı. Türkiye’nin 8 eyalete bölünebileceğini ifade eden Evren, bu eyaletleri “Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Erzurum, Diyarbakır, Eskişehir, Trabzon” olarak sıralamıştı. Evren, şunları kaydetmişti: “Cumhurbaşkanı iken Bavyera’yı ziyarete gitmiştim. Baktım üç bayrak çekmişler. Bir Türk, öteki Alman bayrağıydı. Bu üçüncüsü ne bayrağı diye sordum. ’Burası Bavyera Eyaleti, onun bayrağı’ dediler. Birçok ülkede bu var. Amerika da böyle yönetiliyor. Pakistan da. Yönetim zorlaşınca ülkeler eyaletlere bölünüyor. Türkiye de mutlaka eyalet sistemine geçecek.”
PKK-ASALA işbirliği belgelendi
İngiliz kriptolarında Türk diplomatları katleden Ermeni terör örgütü ASALA ile PKK’nın Türkiye ve Türk hedeflere karşı saldırılarda ittifak yaptıkları belgeleniyor. 2 terör örgütü arasındaki ittifakı belgeleyen kriptoda şu ifadelere yer veriliyor: 12 adam ve 2 kadın, hepsi de başına siyah kukuleta takmış bir halde Sidon’da bir basın toplantısı düzenlediler. İki ayrı grup adına konuştular; Ermeni Gizli Kurtuluş Ordusu (ASALA) ve Kürdistan İşçi Partisi (PKK) Türk devletine karşı ortak bir yapılanma ve ittifak oluşturduklarını duyurdular. Her iki grubun lideri de kimliklerini açıklamayı reddetti, ama Ermenilerin lideri kod adının Agop olduğunu söyledi.
İki örgüt de Marksist
Savaşçılarının Türkiye içinde faal durumda olduklarını ve ocak ayında İstanbul’da iki patlama gerçekleştirdiklerini ileri süren Agop, örgütün 1979 yılında 40’ın üzerinde operasyon gerçekleştirdiğini ve bu saldırıların arasında Amerikan ve Batı Avrupalı havayolları şirketlerinin bürolarının da bulunduğunu söyledi. PKK sözcüsü ise Türk gazetelerden kestiği haberleri göstererek gazete haberlerinde son günlerde Türkiye’nin doğusundaki saldırılardan PKK’nın sorumlu olduğunun yazılı olduğunu söyledi. PKK’nın 1975 yılında kurulduğunu ama 1978’e kadar operasyon gerçekleştirmediğini kaydeden sözcü, “PKK da ASALA da Marksist görüşte olduklarını gösterdi. ABD’yi SSCB’yi Afganistan’a müdahale etmesi için kışkırtmakla suçladılar. Ermeniler, Sovyet Ermenistanı nedeniyle SSCB ile sorunları bulunmadığını kaydettiler” diye konuştu.
Torba yasaya eklenen öğrenci affı maddesi, İmralı canavarı Öcalan’a da üniversite yolu açıyor!
Bölücübaşına ‘üniversite’ yolu
Hükümetin genel seçimler öncesinde vergi ve prim borçlarına af getiren “Torba Yasa”ya eklenen öğrenci affı maddesinin terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ı da kapsadığı ortaya çıktı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden 1978 yılında ayrılsa da devamsızlık nedeniyle resmen 1986 yılında atılan Öcalan aftan yararlanarak üniversiteye dönecek. Affa terör suçlarına ilişkin bir madde konulmadığı takdirde Öcalan üniversite eğitimine başlayabilecek.
Sembolik dönüş
2008 yılında çıkan son affın ardından yaklaşık 40 bin öğrenci okullarına dönerken bazı başörtülü öğrencilerin eğitimlerine devam edemedikleri ve yeniden ilişiklerinin kesildiği öğrenildi. Yeni çıkacak affın bu öğrencileri de kapsayacağı kaydedildi. 12 Eylül 1980 döneminde üniversitelerden atılan yaklaşık 5 bin öğrenci ile darbenin ardından okula gidemedikleri için ilişikleri kesilen binlerce ismin de üniversitelerine dönüş yolu açılacak. Bugün 50’li yaşlarına gelen isimlerin dönüşleri “sembolik” olacak. Bu kapsamda üniversiteye dönüşlerin sınırlı olması bekleniyor.