Tezgâha bak tezgâha!
Neymiş efenim ülkücüler MHP’nin Diyarbakır mitinginde olay çıkaracakmış! Neymiş efendim olay çıkaracakları bıçakları da Diyarbakır’dan satın alacaklarmış.
Neymiş efendim MHP barajı ancak böyle bir olay çıkarsa aşabilirmiş!
AKP yanaşması besleme medya bunları yazıyor!
Peki bunları neye dayanarak mı yazıyor?
Polisin yaptığı son operasyon ve güya bazı telefon dinlemelerinden!
Görüyorsunuz kaset komplosu ile sonuç alamadılar, şimdi yeni tezgahlara start verdiler!
Bunların olacağını yine biz önceden yazdık olacak ama aynen öyle, açın bakın arşivlere, yazdık!
Seçim öncesi MHP baraja takılsın diye ülkücülere kara çalacaklar ya, atış serbest!
Diyarbakır’da bıçak satın alacaklar da, onunla olay çıkaracaklarmış!
Böyle bir şeye serçeler de güler ya, kazara telefonda birisi o tür bir palavra ya da mavra yapsa bile polisin bunu kamu güvenliği adına gizlemesi gerekmez mi?
Öyle ya bu tür şeyler toplumu gerer ve Türk-Kürt çatışmasına sebep olmaz mı!
Gerçek polisin yapması gereken bu, lakin Emniyet Teşkilatımızın bünyesinde etkili olan malum güruh tam tersini yapıyor.
Amaç belli AKP’ye fayda adına MHP’ye kara çalmak!
Baktılar ki kaset tezgahı geri tepti, hemen ikinci bir tezgah!
Yahu ülkücülerin PKK ya da benzerleriyle çatışmadığı ve asla çatışmayacağı 1984 Eruh baskınından beri ortada değil mi?
Bu ispatlı, lakin seçim öncesinde belki bir katkımız olur diye yine de çamur saçıyorlar. Telefon dinlemelerinde ne var ne yok bilmem ama birileri telefonda, şöyle olsa böyle olur derse bunu MHP’ye ciro etmek ve servis edip yayınlamak bel altı saldırı yani dezenformasyon değil midir?
Görüyorsunuz bunların kanun ve nizam tanımamanın ötesinde ar damarı da çatlamış!
Dilerim yanılırım ama seçim gününe kadar bel altı vuruşlar aynen devam edecek!
MHP ve ülkücüleri itibarsızlaştırma adına seçim gününe kadar hücumlar aynen sürecek.
Mesela bir yerlerde sözde bir cephanelik bulabilirler, sözde çeteler ortaya çıkarılabilir (!), gizli tanıklarla olmadık çamurlar atılabilir!
Soruyorum, böylesine rezil bir karartma, çamur ve dezenformasyon ikliminde milli irade nasıl doğru olarak tezahür eder?
SORULACAK SORULAR
Ne olur bunları dillendir Devlet Bey
Devlet Bahçeli meydanlarda şu konuları spot cümleler halinde istisnasız her yerde dillendirmelidir:
1) Eyyy Tayyip Erdoğan, Habur’da PKK’ya selam duran, oraya vali müsteşar ve mahkeme gönderen sen değil misin?
2) Eyy Tayyip Erdoğan, Abdullah Öcalan’la müzakere eden ve onunla beraber yeni Anayasayı hazırlayan sen değil misin?
3) Eyy Tayyip Erdoğan, Diyanet açıkladı, 1711 Kur’an Kursunu kapatan sen değil misin?
4) Eyy Tayyip Erdoğan, 50 bin kilise evini yaptığın imar değişikliğiyle açtıran sen değil misin?
5) Eyy Tayyip Erdoğan, Lozan ve Paris antlaşmalarına göre Türk toprağı olan Bulamaç ve Eşek Adalarını Yunan’a niye peşkeş çektin? Kimin toprağını kime veriyorsun?
6) Eyy Tayyip Erdoğan, Haçlı ile bir olup Libya’da Müslümanlara bomba yağdıran sen değil misin?
7) Eyy Tayyip Erdoğan, PKK’nın işlediği cinayetleri Türk askerine yıkmaya çalışan sen değil misin?
8) Eyy Tayyip Erdoğan, devlet eliyle Kürtçe televizyon kurup PKK’yı cesaretlendiren ve Kürtleri milletleştirmeye çalışan sen değil misin?
9) Eyy Tayyip Erdoğan, Türk bayrağına, diline ve başkentine savaş ilan eden Bülent Arınç senin yardımcın değil mi?
10) Eyy Tayyip Erdoğan, Türk yurdu Kerkük’ü Barzani’ye peşkeş çeken sen değil misin?
POLİS DEVLETİ
Trabzon mitinginde 4 bin sivil polis ve 200 milyar!
Telefonda Ali Kemal Aldanmaz var.
- “Sabahattin Bey, önceki gün Trabzon uçağındaydım, uçak AKP mitingine giden şöhretli işadamları ile doluydu.Trabzon alanına indik. Üçü polis, üçü asker olmak üzere 6 helikopter alanda Tayyip’i bekliyordu..Bizim uçaktaki işadamı ve siyasetçileri karşılamak için bir vali muavini de alana gelmişti. İşadamlarından biri apronda olay çıkar mı diye sorunca o vali muavini, Vali Bey bütün civar illerden ve Ankara’dan polis takviyesi istedi. 4 bin polis sivil olarak alanda ve çevrede olacak. Merak etmeyin tedbiri aldık dedi.”
Şimdi bu telefon görüşmesini açalım.
1) Tayyip Erdoğan, Saddam ve Hitler’in bile yapmadığını yapıyor ve binlerce polisle geziyor.
2) AKP’nin kalabalıklarının büyük bölümü bu olayda da görüldüğü gibi sivil polislerden oluşuyor.
Bu arada yine Trabzon’dan ikinci bir telefon aldım ve olay çıkarmasınlar diye Trabzon Taraftarlar Derneğine 200 milyar (eski parayla) verildiği iddiasını duydum. Dahası bu parayı paylaşırken kavga olmuş ve bir ölü varmış... Faruk Özak Bey bunlar doğru mudur, böyle bir para verildi mi?
YANAR-DÖNERLER
İşbirlikçi isimleri unutmayın!
Daha önce de yazdım.
Ben Fehmi Koru’nun, Ekrem Dumanlı’nın ya da Mustafa Karaalioğlu gibilerin AKP militanlığına zerre kızmam.
Onların AKP’ye destekleri fikrendir ve saygı duyarım.
Ama bazıları var ki işte onların iki yüzlülüklerine isyan ediyorum.
Bunların AKP’lilikleri iktidarın gücünden ötürüdür.
Bunlar durakta beklemez, gelen her iktidar otobüsüne binerler. Buraya yazıyorum;s AKP düştüğü gün anında ona sövmeye başlayacaklar ve kılıf da bulacaklardır... Öyle, çünkü geçmişte aynen böyle yaptılar!
Peki kim midir bunlar:
Taha Akyol, Nazlı Ilıcak,Yiğit Bulut, Mehmet Ali Birant, Mümtaz’er Türköne, Mehmet Barlas, Hasan Cemal, İsmail Küçükkaya, Engin Ardıç, Emre Aköz, Ruşen Çakır, Eser Karakaş gibileridir.
Peki Mehmet-Ahmet Altan kardeşlerle Cengiz Çandar ve Şahin Alpay gibiler mi?
Onlar ayrı bir katagoridedir ki ne olduğunu siz tahmin edin!