Ters Köşke!..
Saltanat uçağında son yurt dışı gezisinden dönüyordu. Beraberindeki daraltılmış yandaş gazetecilere, bol iltifatın karşılığı olarak en baba haberi verdi. Yüzde 99.9 Cumhurbaşkanı adayı olacağına inanılan Başbakan Recep Erdoğan, “Cumhurbaşkanı adayımızı ay sonunda açıklayacağım. Çünkü önce muhalefetin adayının belli olması gerekiyor. Onlarınki daha kesin değil. Son ana kadar her şey olabilir” dedi. Bu sözleri duyan daraltılmış kadro saf saf (!) soruverdi, “Muhalefetin adayının değişmesi durumunda sizdeki durum değişebilir mi” diye. Erdoğan da cevabı yapıştırdı;
“Olabilir bir bakarsınız, ters köşe yapmış olabiliriz.”
Önceki gün(Pazartesi) siyaset kulisleri bu sözlerin çok değişik yorumları ile çalkalandı durdu. Ağırlıklı senaryo CHP üzerinden üretilenler üzerindeydi. “Başbakan CHP’nin içini karıştırıyor” diye yorumlar yapıldı. Özellikle AKP’de kimse söylenenleri düz okuma taraftarı değildi. “Başbakan kafa buluyor. İşin tadını çıkarıyor. Eğleniyor. Yüzde 100 kendisi aday olacak” yorumları yine çok revaçtaydı. Başkentin siyasi kulislerinde kafa kaşıma seansları devam ederken Recep Erdoğan partisinin MKYK’sı ile en uzun toplantılarından birini yaptı. Ankara’da önceki gün gece saatlerinde nefesler tutulmuş, Genel Merkezden gelecek haberlere kilitlenilmişti. Saat 24.00 sularında ilk bilgiler sızmaya başladı. Dünkü grup toplantısında resmen açıklandığı gibi Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adayını 1 Temmuz’da ATO’da açıklayacağı bilgisi geldi. O ana kadar büyük sürpriz yoktu!.. Tek küçük sürpriz, genişletilmiş il başkanları toplantısının 1 gün öne çekilip Çarşamba günü yapılacağına dairdi.
AKP kulislerini yakından ve çok dikkatle takip eden ve de Abdullah Gül’ün oyunlarının bitmeyeceğini, 5 yıl daha Köşk’te kalabilmek için her yolu sonuna kadar deneyeceğini ve de “her an her şey olabilir” diye yazan bir gazeteci olarak (19 Haziran tarihli yazıma lütfen tekrar bakınız-aht) gece yarısı mesaime devam ettim. Toplantıdan çıkan Erdoğan’ın çok yakın bir danışmanından duyduklarım sürecin ne kadar kırılgan olduğunu ve hâlâ her an her şey olabilirin tipik bir kanıtıydı. Yakın danışman sorularıma tek yanıt verdi:
“Başbakan kafasında Cumhurbaşkanı adaylığını çıkarmış. Cumhurbaşkanı ile son bir kez daha görüşme yapacak. Abdullah Gül’e aday olmasını önerecek herhalde. Tam mutabakat sağlanırsa beş yıl daha Abdullah Gül ile devam edebiliriz.”
“Erdoğan ne yapacak” diye sordum, “Başkanlık sisteminin anayasal zeminini tamamlayana kadar devam” dedi. “3 dönem kuralı” diye devam ettim “artık rafa kaldırılır” şeklinde cevap verdi. Söyledikleri ve yazılmasına müsaade ettiği en kritik cümleler arasında şu da vardı;
“Erdoğan, Başbakanlık için ne kadar Ahmet Davutoğlu’nu dayattıysa. O kadar direnç ve tepki gördü. Partinin dağılma tehlikesi var. Yapılan son anketler de düşük geliyor. Başbakan ilk turda seçilememe riskini de görüyor.”
Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı Gül ile Perşembe günü(yarın) görüşmesi bekleniyor. Erdoğan’ın polit bürosunu aşırı sıkıntı basmış durumda.
Recep Erdoğan dünkü grup toplantısında yaygın algıyı bozacak herhangi bir cümle sarf etmedi ama Meclis’ten ayrıldıktan sonra garip(!) bir şekilde AKP kulislerinde TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun “Anadolu ziyaretleri” konuşuluyordu.
Her şey kesinmiş gibi görünen Ankara’da aslında hâlâ hiçbir şey kesin değil.
Bendenizin işi her zamanki gibi son siyaset kulislerinden fotoğrafı size yansıtmaktı. 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nda görkemli ATO salonundan yeni bir “kardeşim” muhabbetine tanık olabiliriz. Bu Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı adaylığı mı olur yoksa onun istediği koşullarda Başbakanlık ve Genel Başkanlık formülü ile mi olur?.. Yoksa yoksa! Ters Köşke mi olu(nu)r?.. Bekleyip göreceğiz. Tekrar edeyim;
Her an her şey olabilir!..
MİT’in memnuniyeti...
Gündemin sürekli değiştiği memleketimde Diyarbakır’da hainlerin bayrağımızı indirme olayı gündemden düşüverdi. Yargı, süreci soruşturmaya devam ediyor. Hainin yakalanıp göz altına alındığına dair haberler dolaştı, kimliği ise hâlâ açıklanmadı. Sinirlerimizi ve tüm moral değerlerimizi alt üst eden ihanet ile ilgili güvenlik kaynaklarından yeni bir bilgiye ulaştım. O da hain saldırıdan sonra MİT’in hazırlayıp TSK ile paylaştığı bir rapor. Buna göre; MİT, bayrak indirme olayında bölgedeki askerin tavrını olumlu olarak değerlendiriyor. Raporda, “Bayrak indirme olayının ardından terör örgütü PKK’nın direğe tırmanın kişinin vurularak indirilmesi ile 7-8 ilde ayaklanma (serhildan) çıkaracağı, sosyal medya kullanılarak bunu diğer illerde de Gezi’ye benzer kanlı olaylarla yaygınlaştıracağı” ifadelerine yer veriliyor. Bayrağa çıkan şahsın vurulmamasıyla büyük bir ayaklanmanın önüne geçilmesinden duyulan memnuniyete de vurgu yapılıyor.
Hükümetin ayarsız politikaları yüzünden bölgede görev yapan tüm güvenlik güçlerinin işi gerçekten çok zor. Ama anlayamadığım ve cevabını bulamadığım bir soru var;
MİT böyle bir raporu niye olaydan sonra hazırlar?..