Terörün iki ucunda yeni kamuflaj!..

Şiddeti dayatan terör gruplarının sessizliği ürkütücü kuşkuları da gündeme getiriyor...
4 yıl öncesine kadar bir gün bile eylem yapmadan durmayan terör örgütleri artık farklı yapılanmaları nedeniyle gündeme geliyor, yeni stratejileri de deşifre oluyor...
Sağcısının solcusunun, dincisinin liboşunun ve ikinci cumhuriyetçisiyle medyaya sızan ayrılıkçı kalemşorların pohpohlayarak alkışladığı PKK "açılım"ının sonuçları, Diyarbakır ve çevresinde, adına "hendek çatışmaları" denilen kalkışmayla sonuçlanmıştı...

Ancak devletin dört yıl önceden itibaren uygulamaya koyduğu büyük operasyonlar terör örgütünün bugünkü sessizliğinin önemli bir gerekçesi...
Amanos'lardaki son PKK hücresi, iki yıl önce İskenderun şehir merkezine inen militanlarla girişilen çatışma sonrası ortadan kalkarken; metropollerdeki milis yapıları da PKK ve HDP'ye yapılan operasyonlarla büyük darbe aldı...
Örgütün 1984'ten bu yana on binlerce eylem yaptığı Doğu ve Güneydoğu ile Irak, İran, Suriye sınırındaki sessizliğinin bir nedeni de, işte Türkiye içerisinde halen devam eden büyük operasyonlar...
Dışişleri Bakanlığı'nın 3 ay önce yaptığı açıklamaya bakılırsa, son 4 yılda sadece Suriye içlerinde 7000'den fazla IŞİD'li ve PKK'lı etkisiz hale getirilmiş...
Son 5 yıl içerisinde Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere, Irak içlerindeki operasyonlarda da etkisiz hale getirilen terörist sayısının 12 binden fazla olduğu tahmin ediliyor...
İçişleri Bakanlığı'nın zaman zaman "100'ün altına düştü"ğünü açıkladığı yurt içindeki PKK'lıların sayısı giderek azalırken, terörle mücadeledeki strateji değişikliğinin en büyük sonuçları da Irak ve Suriye içlerinde istihbarat birimlerinin düzenlediği operasyonlardan alınıyor...
İki ülke içinde 100'den fazla üst düzey PKK'lının etkisiz hale getirildiği nokta operasyonları durmuyor... Irak'ta, Pençe-Çekiç Operasyonu sahasında dün de 4 PKK'lı etkisiz hale getirildi...
Bu arada, neredeyse her hafta bir PKK üyesi ya sınır ötesindeki operasyonlarda öldürülüyor ya da yakalanarak Türkiye'ye getiriliyor...

ALMANYA'DAN SURİYE'YE MİLİTAN...

Terörün iki ucundaki kanlı tuzağın boyutları da işte yurt dışındaki operasyonlarla dışa vuruyor...
PKK'nın kurucu kadrolarında yer alan Abdurrahman Çadırcı'nın geçen hafta Suriye'de öldürülmesi ile birlikte PKK'nın başkanlık konseyi olarak nitelendirilen grubu ağır darbe aldı...
Örgütün kuruluşundan itibaren PKK içerisinde yer alan, bir süre Balkan ülkelerinde faaliyet gösteren, daha sonra da örgütün Avrupa temsilciliğini yapan Abdurrahman Çadırcı'nın, Avrupa'dan Suriye'ye geçtikten sonra etkisiz hale getirilmesi PKK'nın Suriye dışındaki ülkelerden nasıl beslendiğini de bir kez de ortaya koydu...
Almanya İçişleri Bakanlığı, "Anayasayı Koruma 2022 Yılı Raporu"na göre, Almanya’dan eylem için Orta Doğu ülkelerine götürülen 300 örgüt üyesinden 36’sı Türk devletinin operasyonlarında öldürüldü, 150’si Almanya’ya döndü... Anayasayı Koruma Dairesi'nin, PKK’nın Almanya’yı 4 sektör, 9 bölge ve 31 eyalete böldüğünü açıklaması da terör örgütünün Avrupa'daki yapılanmasının boyutlarını deşifre etmişti...
Bu arada son 5 gün içerisinde yaşanan iki gelişme de PKK'nın Avrupa bağlantısı ve buradaki örgütlenmesinin Orta Doğu'ya yansımasına bir kez daha dikkat çekti;
Geçen hafta Suriye'de öldürülen PKK'lılardan birinin Alman vatandaşı Thomas J. olduğu belirlendi...
Doğu ve Güneydoğu'daki tüm hücrelerini yoğun operasyonlar sonrası Suriye içinde toplayan ve burada ABD'nin de desteğiyle "PYD/YPG" adı altında ordulaşmaya çalışan PKK'nın Avrupa'dan militan devşirdiğinin bir örneği de önceki gün ortaya çıktı...
22 Haziran'da örgütün kamplarından kaçarak Habur Sınır Kapısı'nda güvenlik güçlerine teslim olan 4 teröristten "Manzur B." kod adlı militanın Fransa'da örgüte katıldıktan sonra Yunanistan'daki kamplarda eğitilerek Kuzey Irak'a gönderildiği açıklandı...
Peki, Türkiye'yi sınır ötesinden tehdit eden tek örgüt PKK mı?.. Ne yazık ki değil...

KİTABEVİNDE IŞİD ÖRGÜTLENMESİ...

Türkiye'de son 20 yılda Hizbullah, ardından El Kaide, en sonunda da IŞİD'e karşı yapılan operasyonlar yoğunlaşınca, dinci terör örgütünün militanları Suriye, Irak ve Avrupa'ya kaçıyordu...
Örneğin 2001'de, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan suikastının ardından operasyona uğrayan Hizbullah militanlarının çoğu Suriye ve Irak'a kaçmış, bir bölümü de Avrupa'ya gitmişti...

Irak'ta El Kaide'ye katılarak barınmaya çalışan Hizbullahçılar da, tıpkı 2003'te İstanbul'da iki Sinagog, İngiltere Büyükelçiliği ve HSBC Bank Genel Müdürlüğü'ne bombalı saldırı gerçekleştirerek 60'tan fazla yurttaşı öldüren El Kaide militanları gibi, Kuzey Irak'ta ABD askerleri tarafından öldürülmüştü...
Ancak radikal dinciliğin Orta Doğu ve Avrupa'ya kaçışı 11 yıl sonra tersine dönmüştü...
Çünkü Suriye'deki iç savaşta IŞİD adı altında kullanılan eski El Kaideci Selefi gruplar terör tehdidini Türkiye'ye yönlendirmiş, yurt içinde büyük hücreler oluşturmuşlardı...
IŞİD'in Suruç, Ankara, Antep ve İstanbul gibi kentlerdeki intihar eylemleri ve bombalı saldırılarında 400 civarında yurttaşla güvenlik görevlisi yaşamını yitirmişti...
İşte PKK'nın yurt dışından Orta Doğu'ya militan sevk etmesi gibi, terörün ikinci ucundaki tehdit de dinci gruplar üzerinden Türkiye'yi hedef alıyor...
Güvenlik güçlerinin belirlediği yeni yapılanma da, bir dönem Hizbullah'ın Diyarbakır ve çevresinde İlim, Vahdet ve Menzil kitabevlerinde örgütlenerek silahlanmasını anımsatıyor...
Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığının tespitlerine göre, IŞİD terör örgütü “kitapevi” adı altında yeni bir yapılanma içerisinde... Örgütün Suriye’nin Şam vilayetine bağlı olarak Gürcistan, Azerbaycan, Mali, Sudan, Cezayir ve Libya’da faaliyet gösterdiği belirlenmiş...
Türkiye’de taban kazanmak için propaganda çalışmaları yaptığı belirlenen IŞİD militanlarının Gürcistan'da silahlı eğitim aldığına da dikkat çekilmiş...
92 kişi ile ilgili başlatılan soruşturma kapsamında güvenlik birimleri Diyarbakır merkezli 23 ilde kitapevi temsilcilikleri ile 123 adrese düzenledikleri eş zamanlı operasyonlarda 74 şüpheliyi çok sayıda silah ve mühimmatla birlikte ele geçirmiş...
Ayrılıkçı ve dinci terörün yeni kalkışma planlarına yönelik operasyonların sonucu iki gerçeği gözler önüne seriyor;
Yurt içinde büyük darbe alan terör örgütleri bir yandan yurt dışından militan devşirirken, diğer yandan da kitabevi gibi masum görünen örgütlenmelerle ayağa kalkmaya çalışıyor...
Ayrılıkçı terörün Avrupa-Suriye hattında, dinci terörün ise Gürcistan-Diyarbakır hattında yeniden hücreleşmesi şu gerçeği de deşifre ediyor;

PKK ve Hizbullah'ın ilk eylemlerinin üzerinden 40 yıl geçse de, terörün Türkiye'deki hesapları bir türlü bitmiyor...

Yazarın Diğer Yazıları