Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU
Sadi SOMUNCUOĞLU

Terörle olmadı, siyasetle yapalım mı?

Erdoğan-Bush Mutabakatı:

Sınır ötesi operasyon tezkeresinin üzerinden 20 gün geçti. Sabrı taşan halk köklü tedbir için ayakta. İktidar “sözün bittiği” yerdeydi, hâlâ orada. Başbakan’ın meydan okuyan çok sert konuşmalarının da, tamamen milletin gazını almaya yönelik olduğu görüldü.
Her şeyi 5 Kasım’a endekslemişlerdi. Nihayet, Washington zirvesi gerçekleşti ve Başbakan Erdoğan, bütün dünyanın gözleri önünde, bir avuç teröristi Bush’a şikayet etti, operasyon için izin istedi. 1,5 saatlik görüşmenin sonunda varılan mutabakat da ortak basın toplantısıyla açıklandı.
Başkan Bush özetle dedi ki; “Türkiye’yi anlıyoruz, teröre karşı işbirliği içinde olacağız. Irak’ın kuzeyinde istikrar (!) çok önemli. Biz gerekli istihbaratı vererek, nokta operasyonu yapılmasını sağlayacağız. Bu amaçla Genelkurmay Başkan Yardımcıları, ABD’nin Avrupa ile Irak’taki komutanları(nam-ı diğer çuvalcı Korgeneral David Petraeus) koordinasyon içinde olacak. Terörist örgütün etkisizleştirilmesine çalışılacak, bu arada Türkiye ’Kürt sorunu’un çözümü için adımlar atacak.”
Başbakan Erdoğan ise, “PKK lider kadrosunun yakalanması, kamplarının dağıtılması, lojistik desteğin kesilmesi, K. Irak’ta örtülü siyaset yapmalarına izin verilmemesi ve istihbarat paylaşımı için bir iletişim ağının oluşturulması” konularında mutabakata vardıklarını duyurdu.
Özetle zirvede, Rice’ın İstanbul’da söyledikleri tekrarlanmış.
Şimdi bu iki açıklamayı karşılaştırıp, kısa bir değerlendirme yapalım. Erdoğan’ın saydığı 5 maddeden 4’ü, Bush’un söylediği “terörist örgütün etkisizleştirilmesi” kapsamına giriyor. İstihbarat desteği ikisinde de var. Ancak Bush’un açıklamasında yer aldığı halde, Erdoğan’ın hiç temas etmediği, çok önemli iki hususa işaret etmek gerekiyor.
Birincisi; Türkiye istikrarı (!) bozacağı için, Irak’ın kuzeyine girmeyecek. Bunun için istihbarata dayalı nokta operasyonu yapılacak. Böylece, PKK ile bütünleşmiş, tehdidin ve saldırının ana kaynağı Barzani kukla yönetimi güvenceye alınmış olacak.
İkincisi; Terör örgütü etkisizleştirilecek, ama Türkiye de “Kürt sorunu” nu çözmek için adım atacak.
Mutabakatın can damarı burası. Bush’un bu açıklamasına, ne basın toplantısında, ne daha sonra Erdoğan’dan itiraz veya düzeltme gelmedi. Demek ki, doğru.
ABD bölücü terörü, “terör” ve “Kürt sorunu” diye ikiye ayırıyor. Terörün gerekçesi olan “Kürt sorunu” nun çözümünden de, “Teröristlere af çıkarılması, TBMM’de kendi kimlikleriyle temsil edilmesi ve bunun anayasada teminat altına alınmasını” anlıyor. Tıpkı AB, PKK, DTP, Barzani ve ülkemizdeki uzantıları gibi. Tek millete dayalı milli devletten vazgeçip, etnik/ırk rejimine geçmemizin, aynen Irak’taki gibi etnik fitne tuzağına düşmemizin peşindeler.
Hale bakın ki, ABD başta, bu senaryonun tüm aktörleri ulus-devlet modeline sahipken, PKK’nın 30 yılda terörle yapamadığını, siyasetle yaptıracaklar!..
Bu mutabakat için kimler ne dedi, bakalım. Başbakan Erdoğan, “Hamdolsun, istediğimizi aldık” , Neçirvan Barzani-Hoşyer Zebari, “Görüşmenin sonuçlarından sevinçliyiz”. Yabancı basının tamamı ise, “Türkiye’nin önü kesildi” yorumunu yaptı.
Bir de Bush-Erdoğan gizli görüşmesi var ki, burada ne tür pazarlıklar yapıldığını düşünmek dahi istemiyoruz. Mesela ABD’nin İran-Suriye hesapları ve Türkiye’den beklenen “katkılar” konuşuldu mu? Ama Barzani kukla devletine dair açılımlar ve Kerkük mutlaka ele alınmıştır. Zira, “istikrarı bozmamak” için Kuzey’e askeri güç sevk etmeyip, nokta operasyonuyla yetinmenin başka hiç bir izahı olamaz.
Resmi açıklamalar, gelen tüm bilgiler gösteriyor ki, elimiz-kolumuz bağlanmış ve bu hal de tescil edilmiştir.
Gitmez ve görüşmez olsaydınız da, elimizde bir meşru savunma hakkımız kalsaydı. Yazıklar olsun!.

* * *

Acı kaybımız; fedakar, vefakar, yılmaz dava adamı Ünal Sümer kardeşimize, Allah’tan rahmet, ailesine ve camiamıza başsağlığı dilerim.

Yazarın Diğer Yazıları