Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Terör örgütü dişlerini gösteriyor!

AKP yetkilileri, açılım, paket, demokratikleşme, Öcalan, Barzani, Kürdistan kavramlarıyla meşgul olurken teröristler yığınak yapıyor, mevzilerini güçlendiriyor, bölgesel hakimiyeti ele geçirmeye çalışıyor.
AKP kendisinin bile inanmadığı sürece zarar vermek isteyenlerin bu eylemleri organize ettiğini iddia ediyor. Yeni Şafak gazetesi istihbarat birimlerine dayandırarak verdiği haberde, saldırının Kandil’in inisiyatifi dışında geliştiğini, olayda kullanılan Kaleşnikof ve Bixi marka silahları PKK’lılara bir hafta önce KCK ve eski BDP yöneticileriyle görüşen yabancı istihbarat elemanlarının verdiğini yazıyor. Görüldüğü gibi yandaş basın Kandil’i masum göstermeye çalışıyor.
Hemen her ayrıntıyı, silahların markasıyla birlikte istihbarat birimleri biliyorsa gereğini niye yapmadıkları izaha muhtaçtır. Bölgede yabancı istihbarat birimleri her istediğini yapabildiğine göre Türk istihbarat birimlerinin ne iş yaptığı, ortaya konması gereken kocaman bir soru olarak karşımızda durmaktadır. Saldırılarda Kandil’in inisiyatifinin olmadığını söylemek ise tam anlamıyla skandaldır!
Kandil’deki Karayılan’ın söylediklerinden olan bitenin ne anlama geldiğini kavramak mümkündür. Karayılan örgüt mensuplarının satın aldığı telsizlerin içine güvenlik güçlerince alıcı yerleştirildiğine dikkati çekerek, telsizlerin Kuzey Irak’tan gönderileceğini bildiriyor. Karayılan, örgüte katılımların durdurulmamasını ve kış üslenmesi sürecinde güvenliğe de dikkat ederek, “yeniden kurulma projesi” kapsamında önümüzdeki döneme hazırlık yapılması talimatı veriyor.
Nusaybin saldırısını gerçekleştiren, şantiye basma faaliyetlerine alabildiğine devam eden, tehditleri sürdüren PKK’nın bunu, Kandil’den habersiz gerçekleştirdiğini söylemek için fena halde saf olmak gerekir.
İktidara göre teröristler sınır dışına çıkacak, silah bırakacak, terör sona erecektir. Yüksekova, Şırnak ve Diyarbakır’da olan bitenler terör örgütünün şiddet, silahlanma, eğitim ve eylem kapasitesi yönünden “çözüm süreci” öncesinden çok daha fazla güçlenmiş olduğunu göstermektedir.
AKP, kendi kendine yalan söyleyen bir makineye dönüşmüş bulunmaktadır. Çözüm süreciyle terör örgütünün yaktığı yangına adeta benzin dökmüştür.
AKP iktidarı açılım teraneleri altında TSK’yı bölgede “meşru müdafaa” yapar konuma sokmuştur. Halbuki İmralı’daki bebek katili; “Gerçek çekilme olmayacak, çekildiğimiz alanda gerillayı daha da büyüteceğiz” demişti. Gerçekten de öyle oluyor.
Başbakan Erdoğan, demokratik açılım sakızı ile toplumu oyalarken terör örgütü her alanda ve her anlamda örgütlenmesini tamamlamış, mevzilerini de güçlendirmiştir.
Tayyip Erdoğan, açılım, paket ve “Kürdistan” derken İmralı’daki elebaşı “Yüksekova Modeli”nden ve “Demokratik Özerkliğin” en iyi uygulandığı yer olarak da Yüksekova’yı göstermiştir.
Öcalan, “kent meclisleri ve öz savunma gücü”nden de söz etmişti. Kentlerde “öz savunma birlikleri” nin oluşturulmasını isteyen Öcalan, “Her yer, Yüksekova’yı örnek almalıdır” diye talimat vermişti. Talimat aynen yerine getirilmiştir.
Yüksekova, Öcalan’ın bahsettiği modeli uzun süredir uygulayan bir merkez. KCK kurduğu “halk meclisleri” ile ilçeyi yönetiyor, vatandaşları “KCK mahkemeleri”nde yargılıyor, “öz savunma birlikleri” olarak oluşturulan YDG-H de ilçenin silahlı “asayiş” birliği olarak faaliyet gösteriyor.
YDG-H aracılığıyla bugüne kadar kent merkezlerinde molotofkokteylli ve havai fişekli eylemler düzenliyordu. Önceki gün ise uzun namlulu silahlar kullandı. Yani, “öz savunma birlikleri” ilk defa kent merkezlerinde açık açık polisle çatışmaya girdi.
Dün akşam saatlerinde Fis Ovası kesiminde karayolunu kesen bir grup PKK’lı terörist, durdurdukları aralarda bulunanların kimliklerini kontrol etti. Araçları yakmış, araçlardaki 2 astsubay ve 2 uzman çavuşu kaçırmışlardır.
Başbakan Erdoğan, çaresizlik içinde PKK’dan kaçırılanların serbest bırakılmasını istiyor. Demek ki PKK’nın kaçırma, öldürme, baskın, kitleleri provoke etme ve eylem kapasitesi olduğu yerde duruyor. Başbakan Erdoğan ancak PKK’nın inisiyatifine seslenerek askerlerin serbest bırakılabileceğine inanıyor. Bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti için utanç verici bir haldir.
Bu arada, BDP Diyarbakır il başkanının temasları sonucu kaçırılan 4 askerin serbest bırakıldığını öğrenmiş bulunuyoruz. Bu durum, Türkiye Cumhuriyeti Devleti için daha da utanç verici bir haldir.

Yazarın Diğer Yazıları