Terör, istila ve tekerrür!!!

15-20 Kasım 2003'te, İstanbul'da HSBC Bank Genel Müdürlüğü, İngiltere Başkonsolosluğu ve iki sinagoga bombalı araçlarla saldırı düzenleyerek 60'tan fazla masum yurttaşı katleden El Kaide'nin Hizbullah kökenli Türk militanları Afganistan ve Irak'ta eğitildikten sonra Türkiye'ye gönderilmişti...
İşte Amerika'da 2001'de yaşanan İkiz Kuleler saldırıları kadar sansasyon yaratan bu eylemler ne yazık ki Türk güvenlik güçlerine yeterince ders olmamıştı...
Çünkü İkiz Kuleler'den 2 yıl sonra meydana gelen bu saldırılar yurt dışında eğitilerek Türkiye'ye gönderilen radikal dinci militanların son eylemi de olmayacaktı...
Konu Selefi terörü olunca siyah giyinen militanlar sadece çok kolay kılık değiştirmiyor, aynı zamanda isim de değiştirerek emperyalizmin böl-parçala-yönet stratejisine hizmet etmeye devam ediyordu...
2011'de Suriye iç savaş çıkınca Irak'tan Halep ve çevresine gönderilen El Kaide militanları bu kez siyah giyinmiş IŞİD'liler olarak binlerce insanı katlederken, hem bu sırada yapılan operasyonlardan kaçarak, hem de bizzat örgütlenmek için Türkiye'ye girmeye devam ettiler...
Türkiye; sadece Suruç'ta, Ankara'da, Diyarbakır'da, Antep ve İstanbul'da silahlı ya da intihar saldırıları ile yüzlerce masum insanın katledildiği eylemlerle sarsılmadı...
Bir de eylem için pusuda kalmaya gönderilenler vardı ki, hem deşifre olmaları, hem de bazı örgütlenme girişimleri büyük sansasyon yaratmıştı...

Doğal gazda çalışan bombacı!!!

Read Hajji Osman, Ahmed İsa ve Taki Al Shamy kod adlı Y.A.A...
Kim bu şahıslar?.. Emniyet kaynaklarına göre, IŞİD'in yüzlerce celladından bir kaçı...

Daha doğrusu, o "cellat"lardan Türkiye'ye sızan onlarcasından üçü olarak, biri Kocaeli'de, biri Bursa'da, diğeri de Adana'da yakalandı...
İşte Muhammed Raghil Al Hardani, Muhammed Abduaalrazak Alzalan ve A.Ş. adlı militanlar da vardı...
Maraş, Bursa ve Diyarbakır'da yakalanan bu militanlar da örgütün Suriye'den Türkiye'ye sızan yüzlerce "bombacı"sından üçüydü...
Yalnız bunlar değil, IŞİD'de cellat, bombacı, suikastçı olarak faaliyet gösterdikten sonra rahatlıkla Türkiye'ye giren başka militanlar vardı ki, Anadolu'nun çeşitli kentlerindeki yaşam koşulları da oldukça pervasızcaydı...
Devlet Suriye'deki iç savaşa yoğunlaşmışken ve sınırlar delik deşik olmuşken, örgütün bombacılarının birinin Adana'daki bir hastanenin ortopedi servisinde tedavi olurken, diğerinin de Samsun'a giderken otobüste yakalanması da, Türkiye'nin radikal dinci örgütlerin sığınması açısından ne kadar rahat bir ülke haline geldiğini göstermişti...
Peki; Konya, Kocaeli, İstanbul, Ankara, Adana Urfa gibi kentlerde hücreler oluşturarak pusuya yatan diğer militanlara ne demeli?..
Onlardan biri olan Özbek kökenli IŞİD militanı da 2017 yılbaşı gecesi Reina eğlence merkezini basarak 39 masum insanı katletmişti...

Askerleri katleden terörist!..

Türkiye'de binlercesi yakalanan, en az 2000 kadarı sınır dışı edilen ve yüzlercesi de cezaevinde olan El Kaide ve IŞİD'liler sadece sempatizanlarla militanlardan oluşmuyor...
IŞİD içerisinde "komutan" düzeyinde ya da "istihbaratçı-bombacı-cellat" olarak faaliyet gösteren tehlikeli başka teröristler de ele geçirildi... Örneğin;
- Esir aldıkları Özgür Suriye Ordusu mensuplarının da kafalarını kestiğini itiraf eden ve "IŞİD'in celladı" olarak duyurulan Fehet el Sacır adlı militan, 11 Aralık 2017'de Kocaeli'nde yakalandı...
- Kasım 2018'de, Hatay'n Belen ilçesinde, IŞİD'in "infazcısı" olduğu iddiasıyla gözaltına alınan V.A. adlı örgüt üyesi tutuklandı...
- 8 Eylül 2019'da, IŞİD'in elebaşı "Ebu Bekir El-Bağdadi'nin cellatları" listesinde bulunan ve infaz emirlerini verdiği tespit edilen M.E.B. gözaltına alındı...
- 17 Şubat 2020'de ise "IŞİD komutanı ve infazcısı" olan Y.A.A, Bursa'nın İnegöl ilçesinde, doğal gaz servis işinde çalışırken gözaltına alındı...
Gelelim IŞİD sızması ile ilgili, dehşet verici bir operasyona...
Irak'ta 1700 askeri "Alevi" diye katleden ve sonra da kayıplara karışanlardan biri olan Iraklı Arkan Taha Ahmad da, 2021 yılının Haziran ayı başında Bolu'da düzenlenen operasyonda yakalanınca, "Türkiye'de sığınmacı adı altında dolaşanlar arasında kaç tehlikeli terörist var" sorusu milyonlarca insanı ürkütmüştü...

Afgan, göç, "ihanet!.."

Evet; Körfez Savaşı ve daha sonra PKK'ya yapılan operasyonların ardından 2011'deki Suriye iç savaşı ile birlikte Türkiye'ye ihraç edilen terörün boyutlarını boşuna anımsatmadık...
Son aylarda kamyonlarla sınırı geçerek Türkiye'nin dört bir yanına dağılan asker çağında gencecik on binlerce Afgan var ki, Türkiye bu ürkütücü göçün perde arkasını giderek daha çok sorgulamaya başladı...
İşte Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın sosyal medyadaki bir paylaşımı da, Suriyeliler'den sonra Afganlar'ın da ellerini kollarını sallayarak Türkiye'ye neden girdikleri, nerelere, niçin dağıldıkları sorusunu bir kez daha gündeme getirdi...
Önceki gün "emekli bir jandarma albayın" gönderdiği şu notu yansıtmıştı Özdağ;
"Sırt çantaları, yedek giysileri, ellerinde bir şişe su yok… Aralarında şişman, kadın, yaşlı, çoluk çocuk yok… Tamamı genç erkekler. 3 bin km. öteden değil de 5 dakikalık yoldan gelmiş gibiler. Hiç birinde yorgunluk belirtisi yok. Asker nizamında yürüyorlar. Endişeli ya da üzgün değiller. Hepsi neşeli ve özgüvenli. Her şeye benziyorlar ama sığınmacıya asla! Nasıl bir plan kurdular çıkar kokusu. Ancak çok büyük bir ihanete uğradığımız açık.”

Tüm bu bilgilerden sonra gelelim asıl soruya;
Irak ve Suriye'den sığınmacı altında giren milyonlarca yabancı arasında bombacılar, cellatlar, suikastçılar, istihbaratçılar yakalanmışken ve bunların eylemlerinde yüzlerce masum yurttaş can vermişken, istilaya dönüşen Afgan göçünün içerisinden de terör tehdidi patlarsa, Türkiye bunun altından nasıl kalkacak?..
Konu emperyalizmin terör ihracı olunca, tarihin Türkiye'de kaç kez tekerrür ettiğini kimse gözden kaçırmasın!..

Yazarın Diğer Yazıları