Telif Hakkının doğması için tescile gerek yoktur. Fikir ve sanat eserleri üzerindeki haklar eserin üretilmesiyle birlikte doğar. Peki, telif hakkı nedir? Telif hakkı ödemek ne demek?
TELİF HAKKI NEDİR?
Telif hakkı, bir kişi ya da kişilerin her türlü fikri emeği ile meydana getirdiği bilgi, düşünce, sanat eseri ve ürününün kullanılması ya da kopyalanması ile ilgili hukuken sağlanan haklara denir. Telif hakkının doğması için tescile gerek yoktur. Kişi veya kişilerin, fikir ve sanat eserleri üzerindeki haklar eserin üretilmesiyle birlikte doğmaktadır. Bununla birlikte eser sahibi isterse ülkenin ilgili tescil birimlerinde (Türkiye’de Noter veya Kültür Turizm Bakanlığı) isteğe bağlı olarak kayıt ve tescil yaptırır.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, eser sahibinin manevi ve mali haklarına karşı tecavüzlerde;
Ceza davaları
Hukuk davaları olmak üzere temel olarak iki farklı başvuru yolu öngörmüştür.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda yer alan hukuk davaları da dörde ayrılabilir;
Tecavüzün ref’i (giderimi) davası: var olan ve halen devam etmekte olan bir tecavüze karşı, tecavüzün sona erdirilmesi talebiyle açılan davadır.
Tecavüzün meni (önlenmesi) davası: henüz gerçekleşmemiş fakat gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel bir tecavüzün önlenmesi talep edilmektedir.
Tespit Davası: Eser üzerindeki mali ve manevi hakların ihlalinin bulunup bulunmadığı yönünde hukuki yararı olan herkes genel hükümler uyarınca tespit davası açabilir. Dava sonunda verilen tespit kararı, davanın tarafları bakımından kesin hüküm ifade eder.
Maddi ve manevi tazminat davasıdır.
TELİF HUKUKUNUN GEREKLİLİĞİ
· 1948 Tarihli Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin
27’inci Maddesi:
“1. Herkes toplumun kültürel faaliyetine serbestçe katılmak, güzel sanatları tatmak, bilim alanındaki ilerleyişe katılmak ve bundan yararlanmak hakkına sahiptir.
2. Herkesin sahibi bulunduğu (yarattığı) her türlü bilim, edebiyat veya sanat eserinden doğan manevi ve maddi yararlarını korunmasını isteme hakkı vardır.”
· Eserler, insan hayatını yaşamaya değer kılan bir güvencedir. Buluşlar ve sanat eserlerini korunmasını sağlamak, dikkatle izlenmesi gereken bir Devlet görevidir. Devlet «buluşlar ve sanat eserlerinin korunması» görevini yasal kurallar öngörmek suretiyle yerine getirecektir.
· Kültür yaşamını düzenleme görevinin devlet tarafından üstlenilmesi zorunluluğunun beş temel nedeni bulunmaktadır. Bunlar; Toplumsal Adalet Kültürel Gelişim Ekonomik Etken Manevi Neden Ulusal Saygınlık Teknolojideki hızlı gelişimdir.
· Fikri hakların korunması temel insan haklarından biridir.
· Fikri Hakların gelişiminde iç dinamiklerden çok dış dinamiklerin etkisi olmuştur.
· Fikri hakların ekonomik boyutu yadsınamaz bir hal almıştır.
· Yaratıcı düşünce ürünlerinin yeterince korunmadığı bir toplumda ilerleme kaydedilmesi mümkün değildir. Bu koruma ise devletin görevidir ve ancak etkin bir fikri hak mevzuatıyla mümkündür.
· Fikri haklarda eser sahibi ile toplum, ulusal menfaatler ve dış dinamikler arasındaki dengeler esastır ve bu denge kurulduğu oranda fikri hukuk mevzuatı başarıya ulaşmış sayılır.