AKAM’ın yaptığı araştırma, yasa dışı dinlemelerin yargıda tedirginliği had safhaya çıkardığını gösterdi. Buna göre, yargı mensuplarının yüzde 80’i telefon görüşmelerinin dinlendiğine, yüzde 71’i telefon ve ortam dinlemelerinin yasal olmayan yollarla yapıldığına inanıyor.
Adalette telekulak endişesi
AKAM’ın yaptığı araştırmaya göre, yargı mensuplarının yüzde 80’i telefon görüşmelerinin dinlendiğini düşünüyor. Katılımcıların yüzde 71’i ise telefon ve ortam dinlemelerinin yasal olmayan yollarla yapıldığına inanıyor
Haber: Sümeyra YILMAZ
Avrasya Kamuoyu Araştırmaları Merkezi’nin (AKAM), 440 yargı mensubu ile yaptığı araştırmada, yargı mensuplarının yüzde 80’e yakının cep telefonu ile yaptıkları görüşmelerde dinlendiğini düşündüğü ortaya çıktı. AKAM’ın, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Eskişehir, Kayseri, Erzurum, Diyarbakır, Samsun ve Adana’da, 112 hakim, 94 savcı ve 234 avukat olmak üzere toplam 440 yargı mensubu ile “dinleme iddialarına” ilişkin yaptığı araştırmada şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıktı. Araştırmaya göre, yargı mensuplarının yüzde 73.6’sı ise ev telefonlarından yaptıkları görüşmelerde dinlendiğini düşünüyor. Araştırmada, yargı mensuplarının yüzde 80,3’ü de iş telefonlarından da dinlendiğine inandığı görüşünü ortaya koydu.
Tedirginlik had safhada
Araştırmaya göre, telefonda “mahrem konularınızı konuşurken tedirgin” olanların oranı yüzde 94.2 ile dikkat çekti. Araştırmaya katılanların yüzde 79.1’i “Cep telefonu görüşmelerinizin dinlendiğini düşünüyor musunuz?” sorusuna evet yanıtını verirken, katılımcıların yüzde 20.9 ise hayır yanıtı verdi. Araştırmada, “Size karşı ortam dinlemesi yapıldığını düşünüyor musunuz?” sorusuna evet yanıtını verenlerin sayısı yüzde 65.1 olurken, dinlemeye maruz kalmadığına inanlarının sayısı ise 34.9 olarak belirlendi. Yargı mensupların, yüzde 67.8’i dinleme kayıtlarının iktidar partisine servis edildiğine inanırken, yüzde 16.4’i inanmadığını ifade etti.
Muhalifler dinleniyor
“Fikrim yok” diyenlerin oranı ise yüzde 15.8 olarak gerçekleşti. Muhalefet partilerinin dinlendiğine inananların oranı ise yüzde 71.9. Buna katılmayanların oDevlet içindeki kutuplaşmaranı ise yüzde 16.5. “Dinleme kayıtlarının medyaya sızdırılmasına karşı ne gibi önlemler alınmalıdır?” sorusuna ise verilen yanıtlar şöyle:
Sızdırana ceza verilmeli
Katılımcıların, yüzde 45.6’sı “sızma varsa davaya bakan kişilere ceza verilmeli”, 42.1’i “her türlü dinleme kaydının yayınlanması yasaklanmalı”, 9.3’ü “dinleme yapmak yasaklanmalı”, yüzde 3’ü ise “diğer” seçeneğini işaretledi.
Kayıtlar delil olmamalı
Yargı mensupları arasında, “Yasal olsa bile telefon dinlemek özel hayatın gizliliği ilkesine aykırıdır’söylemine katılıyor musunuz?” sorusuna “evet katılıyorum” diyenlerin oranı yüzde 92.1 iken, bu oran “katılmıyorum” diyenlerde yüzde 7.9 olarak gözleniyor. Devlet kurumlarının birbirini dinlemesinin doğru bulmayanların oranı ise yüzde 96.3’le dikkat çekiyor. Dinleme kayıtlarının delil sayılmasını doğru bulanların oranı yüzde 24.6 iken, bu oran “doğru bulmayanlar” da ise yüzde 75.4’e kadar çıkıyor. Katılımcıların, 83.5’i, dinleme kayıtlarının iktidar tarafından medyaya servis edildiği iddialarına katılıyor.
Devlet içindeki kutuplaşma
Araştırmada, katılımcılara “Telefon dinlemelerinin son dönemde artmasının sebebi sizce nelerdir?” sorusu yöneltildi ve katılımcılardan dört seçenekten birini seçmeleri istendi. Soru üzerine, yargı mensuplarının yüzde 61.3’ü telefon dinlemelerinin son dönemde artmasa sebep olarak, “devlet içersinde kutuplaşma ve kurumların çatışması” nı gösterdi. Katılımcıların 19.7’si dinlemelerin artmasını “muhalifleri sindirme çabası” olarak yorumlarken, yüzde 9.3’ü ise dinlemelerin sebebinin “Devlet içersindeki çok başlılık” olduğunu söyledi. Dinlemeye sebep olarak, “yolsuzluk ve çetelerle mücadele” yi gösterenlerin oranı yüzde 6.1 iken, katılımcıların yüzde 3.6’sı ise “diğer” seçeneğini işaretledi.
Benim verdiğim onay sadece inceleme izniydi
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, kendisinin, Adalet Bakanlığı görevinde bulunduğu dönemde dinleme değil, inceleme izni verdiğini söyledi. Dinleme skandallarıyla ilgili bugüne kadar hiçbir değerlendirme yapmayan Şahin, Hürriyet gazetesi yazarı Şükrü Küçükşahin’e konuştu. Şahin, “Bakanın bu konudaki konumu açık. Verdiğimiz onayla, dinleyin demedik” dedi. Yargıyla ilgili gelen şikayetlerin Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nde (CİGM) işlem gördüğünü anlatan Şahin, “CİGM bakandan inceleme için onay alır. Verdiğim onay da inceleme iznidir. İzinden sonra Teftiş Kurulu, müfettiş görevlendirir. İletişim bilgilerinin tespiti ise tamamen müfettiş takdiridir. Burada da olan budur” diye konuştu.
Bakanın haberi olmaz
“Söz konusu olayda yaptığımız, İstanbul Özel Yetkili Savcılığı’ndan CİGM’ye gelen inceleme talebinin incelenmesinin onayıdır” diyen Şahin, “Dinlemeler müfettiş kararıdır. Bilinsin ki bundan bakanın haberi olamaz” şeklinde konuştu. Dinlenecek isimler kendisinin de bilmediğini belirten Şahin, görev yaptığı sürede bine yakın inceleme onayı verdiğini, bunlar arasında Ümraniye soruşturmasını yürüten savcılarının da olduğunu açıkladı.
Ben de yeni öğrendim
İncelemenin uzun bir süreç olduğunu kaydeden TBMM Başkanı Şahin, “İnceleme uzun süreç. İşte bakın dönemim biteli aylar oldu, ama işlemler sürüyor. Ben de yeni öğrendim; inceleme izni verdiklerimizin 46’sı ile ilgili bir işleme gerek görülmemiş, 2’si için meslekten ihraç talep edilmiş, 8’i ile ilgili soruşturma ise sürüyor” şeklinde konuştu. Yasadışı dinleme yapanlardan hesap sormanın şart olduğunu kaydeden Şahin, “Dinleniyorum, dinlenmiyorum kargaşası hoş değil” dedi