Tüm dünyanın gözü IKBY'nin yapacağı referanduma çevrilmişken, ABD'nin geçen hafta havadan desteği ile Irak ordusu, Haşdi Şabi ve Türkmen güçler tarafından başlatılan taarruz sonucunda Telafer'in tamamen DEAŞ' in elinden kurtarılması, Irak'ın genelinde özellikle Türkmeneli Bölgesinde büyük sevinç yarattı.
Savaş alanını terk eden DEAŞ militanlarının bir kısmı, Telafer' in 12 kilometre kuzeyinde yer alan Al-Iyaziyya Beldesi üzerinden Suriye'ye sığındılar. Teslim olan DEAŞ militanlarının büyük bir bölümünün yabancı uyruklu ve paralı askerlerden oluştuğu yayınlanan videolardan görülmüştür. Telafer'e yapılan operasyonun gerek Irak gerek Suriye'deki diğer operasyonlarla karşılaştırıldığında çok kısa bir sürede tamamlanması bazı sorulara yol açmıştır. Bilindiği üzere Suriye'nin kuzeyinde ve Kuzey Irak'ta yapılan operasyonlar sonucunda farklı yapılar ortaya çıkmıştır. Telafer de bu yapılara dahil edilecek mi?
Katkısız Türkmen şehri Telafer'in 450 Bin olan nüfusu %60 Sünni, %40 Şia Türkmenlerdir. Telafer, Türkmenler arasında direniş kalesi olarak bilinmektedir. 1920 yılında İngilizlere karşı kaç kaç olarak adlandırılan direniş ruhunu 2004-2005 yılları arasında ABD ve Peşmerge'nin Telafer' e girmelerini engellemeye çalışarak yeniden ortaya koymuşlardır. Ancak bu direnişin faturası Telafer için çok ağır olmuştur. Zamanın Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Telafer'e saldırıların devam etmesi durumunda Türkiye'nin ABD'yi ilişkilerin bitirileceği hususunda uyarmıştır. Daha sonraki yıllarda Telafer'de nifak tohumu yerleştirilmesi ile mezhepsel çatışma yaratıldı ve bu ihtilaflar kısmen de olsa devam etmektedir.
Yüzbinlerce Telafer'li kenti terk ederek Irak'ta Erbil-Kerkük-Bağdat-Kerbela-Necef ve Türkiye'nin birçok şehrine sığınmışlardır. Boşalttıkları yerler talan edilerek oturulamaz hale getirilmiştir. Bu nedenle plansız programsız dönüşleri kolay olmayacaktır.
Jeostratejik öneme sahip olan Telafer, Musul ile ikinci Kandil olarak anılan Sincar arasında anayol üzerinde yer aldığı dikkate alındığında Kerkük-Erbil-Telafer-Sincar-Rakka-Haseke-Kobani-Afrin istikametini tamamen Kürdistan Projesi için güvenli hale getirecektir. ABD'nin Telafer'in doğusunda alelacele bir üs kurması manidardır. Ayrıca Telafer'ın etrafının ABD'nin her yerde ortağı olan Sincar'daki PKK militanlarınca sarıldığı ileri sürülmektedir. ABD Irak'ta Sincar, Sehil Neynawa, Suriye'de Kobani ve Menbiç' te yaşananların bir benzerini farklı bir metotla Telafer'de de yapabilir.
Referanduma gelince IKBY yöneticilerince bu güne kadar yapılan açıklamalar referandumun bir dakika bile ertelenmeyeceği yönündedir. Referandum Irak Anayasası'na aykırı olmasının yanı sıra bazı çevrelerce Kerkük başta olmak üzere ihtilaflı bölgelerin söz konusu referandumun dışında tutulmasına yönelik açıklamalar da cevapsız kalmaktadır. Kerkük Kürt Valisi'nin direktiflerine istinaden Kerkük İl Meclisi, Türkmen ve Arapların boykot ettiği oturumda IKBY 25 Eylül'de yapılması öngörülen referanduma katılma kararı aldı. Karar, Başbakan El-Abadi, Türkmen ve Arap temsilcileri tarafından şiddetle kınandı ve katılma kararını tanımayacaklarını açıkladılar. Bize göre referandumun ana hedefi bağımsızlık değil IKBY'nin resmen kontrolü altında olan bölgeye, hâli hazırda fiilen kontrolü altında olan Kerkük dahil edilerek ihtilaflı toprakların tamamını resmen bölgeye katarak genişletmek ve petrol konusundaki isteklerini kabul ettirmektir.
Türk Dışişleri Bakanlığı'nın Telafer'in kurtarılması ile ilgili yayınladığı mesajda demografik yapının kesinlikle değiştirilmemesi, ilçede kontrolün meşru Irak Güvenlik Güçleri bizzat Telafer'liler tarafından sağlanması, Telafer'in imarı ve Telafer halkına her türlü katkının sağlanacağına dair açıklaması Türkmenler ve Araplar açısından umut yaratmıştır.
Türkiye'de faaliyet gösteren Türkmen kökenli STK'lar Türkiye'ye sığınan Telaferlilere geldiklerinde gösterilen yardımların ve katkıların bir benzerini dönüşleri için de sağlamaya hazırdırlar.
Telafer yalnız Türkmenler için yurt olmasının yanı sıra Türkiye için de stratejik bir öneme sahiptir.