Erdoğan, İstanbul Beykoz'da seçim öncesi son mitingini gerçekleştirdi.
Kadınlar için hayati öneme sahip olan İstanbul Sözleşmesi'nden bir gece çekilen Erdoğan, burada yaptığı konuşmada kendi iktidarlarındaki 21 yıl boyunca kadınların hiç kaybetmediğini öne sürerek “21 senedir bu ülkenin kadınları hiç kaybetmedi, hep kazandı” dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
"Şimdi burada 70 bin kişi olduğuna göre bu akşam durmayacağız; akraba, eş, dost herkesi arıyor muyuz? Yarın akşam ben Beykoz'dan müjde bekliyorum. Sevgili İstanbullular, sevgili Beykozlular sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum.
Ahde vefanız, aşkınız için sizlere teşekkür ediyorum. Dayanışmanız için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Bu meydanda demokrasi kahramanlarını görüyorum. Bu meydanda 28 Mayıs akşamı sandıktan yükselecek gür sedayı görüyorum.
Bu coşkuyu asla kaybetmeyeceğiz değil mi? Tıpkı bugün bu meydana koştuğumuz gibi yarın da sandıklara koşuyor muyuz?
Hepimiz adımızı tarihe yazdıracağız. Yarın akşam öyle bir kazanacağız ki birliğimize dirliğimize uzanan kirli eller dışında kimse kaybetmeyecek. Öyle bir kazanacağız ki milli iradeye parmak sallayan hadsizler dışında, Kandil'den Türk siyasetini dizayn etmeye çalışanlar dışında hiç kimse üzülmeyecek.
Uğruna nice bedel ödediğimiz demokrasimiz kazanacak. İradesini meşru yollarla gösteren tüm seçmen kazanacak. İster CHP'ye ister HDP ister İyi Parti kim olursa olsun, yarın Cumhur İttifakı'na oy verecektir, ben buna inanıyorum.
Yurt dışında 2 milyon kişi oy kullandı, PKK onlara da saldırıyor. O torbalardan da gümbür gümbür Cumhur İttifakı çıkacak. Her zaman dükkanını "Bismillah" diyerek açan esnafımız da kazanacak. Gençlerimiz de kazanacak. Milli iradeye güvenen, ülkemiz için hayal kuran herkes 28 Mayıs seçimlerinden kazanmış olarak çıkacaktır.
Tüm kışkırtmalara rağmen sandığa gölge düşürmeyenler, hukuktan ayrılmayanlar sonuçtan bağımsız olarak bu seçimlerde muzaffer sayılacaktır.
Bu sahtekarlar kadınlar kaybedecek diyor, kadınlar niye kaybedecek. 21 senedir bu ülkenin kadınları hiç kaybetmedi, hep kazandı Bay Kemal. Nur Serter ikna odalarında kızların başını açmaya çalıştı. Şimdi nerede Nur Serter yok. Bu sahtekarlığı bu cambazlığı bırak. Ne olduğunuzu biliyoruz. Biz kimsenin dışlanmadığı bir Türkiye'yi kurduk. Benim kızım kızlarım İmam Hatip okulunun kapısından çevrildiler. Ben kızımı bir arkadaşım müdür olduğu okula göndermek zorunda kaldım.
Beykoz'dan bu sefer rekor bekliyorum. Rekora hazır mıyız, sandıkları patlatmaya hazır mıyız? Beykoz 28 Mayıs'ta durmak yok yola devam diyor muyuz? 28 Mayıs'ta sandıkları patlatıyor muyuz? Bunun için son ana kadar çalışıyor muyuz? Beykoz maşallah yarına hazır."
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDİR?
İstanbul Sözleşmesi ya da tam adıyla Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan, 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen uluslararası insan hakları sözleşmesidir. Sözleşme, Avrupa Konseyi tarafından desteklenmektedir ve taraf devletleri hukukî olarak bağlar.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NE ZAMAN İMZALANDI?
Sözleşmenin taslağı, 7 Nisan 2011'de Strazburg'da Avrupa Konseyi Bakan Yardımcıları'nın 1111. toplantısında kabul edildi. Sözleşme, İstanbul'da gerçekleşen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 11 Mayıs 2011 tarihindeki 121. toplantısında imzaya açıldı. Yani İstanbul Sözleşmesi, doğrudan Türkiye’nin de kurucusu ve üyesi olduğu Avrupa Konseyi’ne ait.
ADINI İMZALANDIĞI YERDEN, İSTANBUL'DAN ALDI
Türkiye, 11 Mayıs 2011'de sözleşmeyi ilk imzalayan ve 24 Kasım 2011'de parlamentosunda onaylayan ilk ülke oldu.
Sözleşme, 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açılmış olması nedeniyle kısaca "İstanbul Sözleşmesi" olarak bilinmektedir ve 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Sözleşmesinin imzalandığı dönemde Avrupa Konseyi’nin dönem başkanlığını daTürkiye yürütüyordu.
MECLİSTE 246 KABUL OYU, 1 ÇEKİMSER OY
Türkiye İstanbul Sözleşmesi'nin ilk imzacı devletlerinden olup 24 Kasım 2011'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 247 vekilden 246’sının kabul oyu, 1 vekilin çekimser oy vermesi ile sözleşmeyi uygun bulan 6251 sayılı kanunu "onaylayarak", parlamentosundan geçiren ilk ülke olmuştur.
İstanbul Sözleşmesi'nin kabul edildiği gece tek çekimser oyu kullanan AKP Ardahan Milletvekili Orhan Atalay, ertesi sabah oyunu 'Evet' olarak değiştirmiştir.
AKP VE İSTANBUL SÖZLEŞMESİ
2015'te bir dergide Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle bir başmakale yazan AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin sözleşmeye "çekincesiz" imza koyduğunu, birçok ülkede "ekonomik kriz" nedeniyle çıkmayan uyum yasalarının Türkiye'de 6284 sayılı koruma kanunu ile çıkarıldığını belirtti. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ise sözleşmeye taraf olunması hakkında "önemli bir iradedir, gereğini yapmak da hepimizin görevidir" açıklamasında bulundu.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NDEN NASIL ÇIKILDI?
Şubat 2020'de Türkiye'de, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Sözleşme'nin gözden geçirileceği gündeme getirildi. Aynı dönemde ve sonraki süreçte bazı muhafazakâr yayın organlarında ve dini cemaatlerde Sözleşmenin "Türk aile yapısını bozduğu", "eşcinselliğe yasal zemin hazırladığı" yönünde propagandalar yayılmaya başladı.
20 Mart 2021 tarihinde Resmî Gazete'de bir gecede yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile AİHM kurallarını esas alan bir insan hakları sözleşmesi olan İstanbul Sözleşmesi'ninTürkiye bakımından feshedilmesine karar verildi. Türkiye tarafından Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği'ne 22 Mart 2021 tarihinde fesih bildirimi ulaşmış ve Genel Sekreterlik bu feshin 1 Temmuz 2021 tarihinde yürürlüğe gireceğini duyurmuştur.
Geri çekilme kararı, Türkiye'deki muhalefet partiler, yabancı devlet liderleri, Avrupa Konseyi, STK'lar ve sosyal medyada da dahil olmak üzere hem yurt içinde hem de yurt dışında pek çok kesim tarafından eleştirildi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı 21 Mart 2021 tarihinde yaptığı resmi açıklamada çekilmenin sözleşmenin 80. maddesine uygun olarak yapıldığını söyledi. Sözleşmeden çekilme nedenini de ''İstanbul Sözleşmesi, Türkiye'nin toplumsal ve ailevi değerleriyle bağdaşmayan eşcinselliği normalleştirmeye çalışan bir kesim tarafından manipüle edilmiştir,'' denilerek, alınan kararın gerekçesi buna dayandırıldı.
SÖZLEŞMEYE NEDEN KARŞI ÇIKILIYOR?
Türkiye’de İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik tartışmalar ve itirazlar 2019'dan itibaren iki temel durum üzerine yoğunlaştı:
Toplumsal cinsiyet eşitliğini düzenleyen 3. ve 4. maddelerin, eşcinsel birliktelikleri yasal teminat altına aldığını ve bu durumun toplum yapısına zarar verdiği,
Kadının beyanı esas alınarak erkekler için verilen evden uzaklaştırma kararının aileleri yıktığı. Taraflar arasında, şiddete ilişkin arabuluculuk ve uzlaştırma süreçlerinin yasaklanmasını öne süren 48. maddeye ilişkin itirazlar gibi propagandalar söz konusu.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NE SAĞLAR?
İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve bununla beraber kadının güçlendirilmesini sağlar. İstanbul Sözleşmesi bu durumların önlenmesini sağlıyor. Bunun yanı sıra, etkin soruşturma yürütülmesi ve destek, koruma mekanizmaları sağlanması ve ikincil mağduriyetler oluşturulmaması konularında devlete yol haritası çizer ve denetlenmesini sağlar.