Tek adam: Adolf Hitler

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yenik düşen Almanya’da Adolf Hitler gibi basit bir aileden gelen Viyanalı bir boyacının -onbaşının- kurduğu Nasyonal Sosyalist Partisi’nin -Nazi- ezici oy çoğunluğuyla iktidara gelmesi, tek adam, tek halk, tek şef anlayışıyla, mutlak iktidara, kısacası demokrasiyle, halkın seçmesiyle en sert bir diktatörlüğe yükselmesi, sonu dünya siyaset ve demokrasi tarihinde ibret alınacak bir olaydır.
“Mutlak iktidar”ın, yöneticileri nasıl şımarttığının ve ifsat ettiğinin de canlı bir örneğidir...

***

Adolf Hitler, ölene kadar Almanya’nın devlet başkanı, diktatörü idi. Başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı makamlarını birleştirerek Führer unvanı altında devlet başkanlığı yaptı. Tabii diğer partiler Alman Parlamentosu Reichstag’ın şüpheli bir şekilde kundaklanması ve yakılması üzerine kapatıldı ve tek parti olarak Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi kaldı.
Hitler başlangıçta, ordunun yüksek rütbeli subayları, generalleriyle işbirliği yapmıştı ama sonra generallerden şüphelenip kendi silahlı birliklerini, SS’leri ön plana çıkardı.
Bu arada Almanya’da I. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan Büyük Buhran’dan güç kazandı. Propaganda ve karizmatik bir dille, alt ve orta tabakanın ekonomik istemlerine ümit veriyordu; bunun yanında da belli bir seviyede milliyetçilik, sosyalizm, anti-semitizm ve anti-komünizm de sunuyordu.
‘Büyük Savaş’ta Almanya ağır bir yenilgiye uğrayınca Müttefiklerin Kraliyet yerine gelen Cumhuriyete, Versay’da dikte ettirdikleri ağır tazminat şartlarından kurutulmak da Hitler’i iktidara getiren faktörlerdendi.

***

Hitler ve propagandistleri savaştaki mağlubiyeti Musevilerin sırtına yükledi ve Yahudilere karşı acımasız davrandı. Yahudilerin toplama kamplarında yakılmaları, Hitler’e göre Yahudi sorununun “nihai çözümü” olacaktı. Yeniden silahlandırılmış bir ordu ve totaliter ve faşist bir rejimle; Hitler saldırgan bir dış politika izleyerek Alman “yaşam alanı”nı (Lebensraum ) genişletmek amacıyla Polonya’ya saldırdı . Yıldırım savaşı (Blitzkrieg) taktikleri ile Mihver Devletleri ittifakı ile birlikte Avrupa’nın büyük bölümünü ve Asya’nın bir kısmını istila etti.
ABD’nin II. Dünya Savaşı’na Müttefiklerin tarafına katılması ve Kızıl Ordu’nun ilerlemesi ile Alman ordusu gerilemeye başladı. Sovyet güçlerinin 23 Nisan 1945’te Berlin’e girmesi ile III. Reich yıkıldı. Hitler’in saldırgan siyaseti ortada yıkılmış bir Almanya ve Avrupa bıraktı. 20 Nisan 1889’da Avusturya’da Braunau am Inn’de doğan Adolf Hitler, istila edilen Berlin’de, eşi Eva Hitler (Eva Braun) ile yeraltı sığınağında (Führerbunker) 30 Nisan 1945 günü intihar etti. Cesedi vasiyeti üzerine yakıldı.
Hitler döneminde Alman endüstrisi yükseldi. Fabrikalar kuruldu, büyük hamleler yapıldı. Ancak sonunda 8 Mayıs 1945’te Alfred Jodl’ın imzaladığı teslim belgesiyle Büyük Alman İmparatorluğu tamamen yok oldu. Hitlerin rüyası karabasana dönüştü.
Hitler olayından ders alınsa, tekerrür eder mi?

***

Bu sırada, sevgili kardeşim eski başbakanlardan rahmetli Bülent Ecevit’in 1944’te yazdığı ve okul dergisinde yayımlanan “EN” adlı bir şiirini hatırladım her nedense...



EN
Deliler gibi koştum durmuş ırmak
boyunca
Ayrılsın diye benden sudaki kızıl yaprak
Ve karşıda başlamış yangın birden durarak
Benzedi bir tablonun dekorundaki tunca.
Bir Japon resmi gibi göklere işlendi kuş
Nefesi mi tükendi ortamızdaki raksın?
Bir ilk bahar düşün ki goncalarda yaşlansın
Açılan avuçlardan bütün dilekler uçmuş.
Yol yok burdan öteye
Olgun meyva kendini anla neden verirmiş.
Bir fazla adım için katlanırım ölmeye
Erenler ki delirmiş...
Erimeyen kanatlarla bir düşün ikarı
Artık nereye
Daha yükseliş
Gökten yukarı?

Bülent Ecevit 1944

Yazarın Diğer Yazıları