Kamuda alt işveren işçisi olarak çalışan taşeron işçilere kadro mecliste tartışılıp yasalaşarak çıkması gerekirken bir gecede 696 sayılı KHK ile verilmesi düzenlemede eksiklikleri de beraberinde getirmişti. Siyasi iktidar tarafından taşeron işçilere sözde kadro verilmiş, verilen bu sözde kadro ile mevcut sıkıntılar çözümlenememiş, daha da artmıştı.
"KADRO VERİLMEMESİ BAŞLICA SORUN"
Sürekli işçi statüsüne geçişte eski haklarından ve açmış oldukları davalardan feragat ettirilen, emekli olmalarından dolayı kadro alamayan personellerin yerine yeni personel alınmayarak iş gücü artışı da olan, yol paraları iradeleri dışında düşürülen, eş durumundan dahi olsa nakil ve tayin hakkı olmaması, maaşlarının düşürülerek yüzdelik fark dilimlerinin ödenmemesi gibi birçok sıkıntılar oluşmuştu. Ayrıca kamu iktisadi teşebbüslerinde (KİT) çalışan taşeron işçilere siyasi iktidar ve Sayın Cumhurbaşkanı tarafından söz verilmesine rağmen hala kadro verilmemesi başlıca sıkıntılar arasında yer alıyor.
"İKİ TUTANAKLA İŞ SÖZLEŞMELERİ FESHEDİLEBİLECEK"
Günboyu yazarı Mehmet Akif Cenkci, son olarak Kamu Hastanelerinde Çalışan ve 696 sayılı KHK ile kadro alan taşeron işçilerin iki tutanakla iş sözleşmelerinin feshedilebileceğinin gündeme geldiğini duyurdu.
İşte Mehmet Akif Cenkci'nin açıklaması:
Sağlık Bakanlığına bağlı kamu hastanelerinde taşeron işçi olarak çalışıp da KHK ile kadro alan işçilerin kurum ile yapmış oldukları bireysel iş sözleşmeleri Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 60438742-929 sayı numaralı genelgesine ek madde getirilerek işçi aleyhine husus oluşturmak istenmektedir.
İlk yapılan sözleşmede personelin işleyeceği disiplin suçlarına karşılık ceza maddeleri iş kanununa uygun iken, şimdi ise işyeri yetkilisinin veya birim sorumlusunun tutacağı iki tutanak ile iş akdi tazminatsız feshedilebilecektir.
‘‘İşçinin kendi görev alanı ile ilgili iş ve işlemleri kendisine hatırlatıldığı halde yerine getirmemekte ısrar etmesi veya savsaklaması halinde, bu durum disiplin amirince mutlaka tutanakla tespit edilmesi ve tutanakların ikiye ulaşması halinde ilgili hakkında iş sözleşmesi feshedilir’’ denilmektedir.
Sağlık Bakanlığı tarafından taşerondan kadroya geçen işçilerin Belirsiz Süreli İş Sözleşmesinin 4. Maddesi olan “İşçinin Görev ve Yapacağı işler” başlıklı bölümünde işçi lehine ve İş Kanunu’na uygun olmayan, aksaklıklara meydan verecek bazı değişiklikler yapılarak işçi ve emekçilere itiraz hakkı bile verilmeden imzalatılmak istenmektedir.
Burada yapılan düzenleme iş kanununa hem aykırı hem de iş sözleşmesinde esaslı değişiklik arz etmektedir. Bu hususun kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur. İş kanunumuzda işçinin rızası olmadan esaslı değişiklik yapılamayacağı açıkça belirtilmiş olmasına rağmen işçilere dayatma ile, mobbing ile yeni sözleşme imzalatılmak istenmektedir.
Düzenlemenin 5. bendinde ise “Hizmetin zorunlu kıldığı hallerde “işçinin istihdam edildiği görevden başka alanlarda görevlendirilmesi çalıştırılmanın idarenin iznine tabidir.” ifadesi, çalışanlara görev alanları dışında her işi yaptırma tehdidi içermektedir.
İşçi arkadaşların kurumca imzalatılmak istenen yeni sözleşmeye ‘‘aleyhime olan hususları kabul etmiyorum, her türlü yasal hakkım saklıdır’’ yazmalarını eğer bunun yazılmasına müsaade edilmiyorsa durumu belirten bir dilekçe ile kuruma müracaat edilmesini ve dilekçenin muhakkak evrak kayıttan geçirilerek takip numarası almalarını tavsiye ediyorum.
Yapılmak istenen düzenleme ile işçi ve emekçiler hak kaybına uğratılmakta, keyfi uygulamalara sebep olmak birlikte işyerinde çalışma barışı ve huzuru ortadan kalkacaktır.
Sağlık Bakanlığı yetkililerinin ise tartışmalara meydan veren bu düzenlemeden vazgeçmeleri hem kanuni hem de vicdani sorumlulukları gereğidir. Bu yanlıştan bir an önce dönülmelidir.